Özel Bölüm = Dizinin Senaryosu (23.Bölüm)

413 39 20
                                    

Özel bölümler İKİ BALIK hikayemden bağımsız, dizinin her haftaki bölümünün gidişatıyla yazılacaktır. Sonraki bölüme dair tahmin ve teorilerim gibi düşünebilirsiniz. Yapabilirsem her hafta yazmaya çalışacağım, çünkü ben doyamıyorum onlara.

"Sen Zeynep misin?"

Ben hâlâ yaşadığım anın gerçekliğini sorgularken, sorduğu soru yüreğimi titretmişti. Lakin ağzımı açıp da 'evet' diyemedim.

"Sen nasıl geldin buraya?" sorumla bakışları bir süre boşluğa takıldı.

"Bilmiyorum." her şeyi tam anlamıyla hatırlamadığı sorduğu sorudan da, verdiği yanıttan da anlaşılıyordu.

Aklıma doğan ihtimallerle, hızla ona doğru yürüdüm. Bakışlarıyla adımlarımı takip ediyor, gözlerini üzerimden ayırmıyordu.

"Kimse gördü mü seni buraya gelirken?" La Edri'lerden birinin görme ihtimali dizlerimi titretti. Kendini dahi hatırlamazken onlara yakalanmamalı, Vahid'in eline düşmemeliydi.

Sorumu cevapsız bıraktı.

Hızla ilerleyip, onun bedenini arkamda bıraktım ve kapının önüne gelip, perdeyi araladım. Etrafta kimse var mı diye kolaçan ederken birden kolumdan çekilmemle neye uğradığımı şaşırdım.

Bakışlarım çatık kaşlarının altından bana bakan Cüneyd'in yüzü ile kolumu tutan eli arasında gidip geliyordu.

Benimle birlikte bakışları koluma inse de elini çekmek gibi bir gayrette bulunmamıştı.

"Zeynep!" sorar gibi değil de seslenir gibiydi bu kez. Yine yüzüne baktım. Ağzımı açmaya korkuyordum.

Deli gibi ona her şeyi bir çırpıda anlatmak isteyen tarafımın atacağı çığlıkları, Levent amcanın sesi bastırıyordu.

İntihar etme ihtimalini göz ardı edemezdim.

Ben kendi düşüncelerimle boğuşurken, Cüneyd'in hali çekti dikkatimi. Başı yan tarafa dönük, sanki birine, bir şeye bakıyordu. Bu hali onu salıncakta gördüğümde, arkama attığı bakışlara benziyordu.

Korkuyordum.

Cüneyd'den değildi korkum; karşımdaki adamdandı, çünkü onu tanımıyordum. O bile kendini tanımazken, ben nasıl tanıyabilirdim ki. Cüneyd gibi değildi.

Cüneyd dokunmazdı. Bir kadına toklaşamak için dahi olsa elini uzatmazdı. Benimle nikahsız bir biçimde bu kadar yakın, ve dört duvar arasında yalnız kalmazdı.

Bakışları değişmeye ve göz kapakları titremeye başladığında, ben daha ne olduğunu anlamadan geriye doğru düştü.

"Cüneyd!" attığım küçük çığlıkla beraber, yanına koştum.

Allah'ım sen yardım et.

Ne yapacağımı bilemiyor, öylece başının yanında diz çökmüş bekliyordum.

İstemsizce ağlamaya başladım. Ona bir şey olmuş olma  ihtimali bile nefesimi kesiyordu.

Ben telaşla ne yapacağımı bilemez bir halde ağlarken, kapının tıklanma sesi geldi.

Hissettiğim korku ve endişenin yanına bu kez de panik duygusu eklendi. Vahid ya da adamları geldiyse. Cüneyd'i onlardan nasıl saklayacaktım.

Yerden destek alarak yavaşça doğruldum. Ağlayışlarımı oldukça sessiz tutmaya çalışıyordum.

Titrek adımlarla kapıya gelip, perdeyi çok az açtım. Aralıktan gördüklerim yüreğime su serperken, hızla kapıyı açtım.

"Hoca efendi?"

İki BalıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin