27: Yarım Ya Da Noksan

760 57 19
                                    

İlahi Bakış Açısı

Göğsüne sığınmış yatan kızın soluklarını dinliyordu Cüneyd.

Bu kız söylediklerinin ispatıydı onun için.

Önceleri 'elmayı çürüten yarım olmasıydı.' demişti. Hemen akabinde bu kız çıkmıştı karşısına. Sanki Yüce Allah ona 'Ey kulum, çürüme diye diğer yarını veriyorum sana! " demişti de Zeynep ile canlanmış, tazelenmişti.

Daha sonra dergahta yaptığı bir sohbette, 'Erkekte noksan olan kadındır. Erkek de, kadın da aşka noksandır.' demiş ve bütün noksanları Zeynep ile tam olmuştu.

Göğsünde uyuyan kızı sarıp sarmalamak, içine sokmak istiyordu. Hem böylece onu, dışarıdaki kem gözlerden, zalim pençelerden ve karanlık zihinlerden de korumuş olurdu.

Genç adamdı Cüneyd, bu kıza karşı hislerinin cinsel bir çekim olmadığının farkındaydı. Onu arzuladığı için sevmiyor, sevdiği için her anına şahit olmak istiyordu sadece.

Yüzüne doğru saçların bir tutamını kavradı parmakları. Usulca oynarken, başına bir öpücük kondurmayı deli gibi istese de, kızın uyuyor olması onu durduruyordu.

Zeynep'in ona olan güvenini suistimal etmek istemiyordu. Sadece elindeki bir tutamla oynamakla yetindi.

Göğsünde kıpırdanan kıza karşı tedirginlik kapladı içini; rahatsız mı etmişti onu?

Zeynep başını göğsüne sürte sürte yavaşça kaldırdı ve uykudan tam açamadığı gözlerle baktı Cüneyd'e.

"Cüneyd? Uyumadın mı sen?" uykulu çıkan sesi bile mest etmişti Cüneyd'i. İlk defa bu haline şahit oluyordu.

Daha önceleri sahur falan yaptıklarında da Zeynep genelde uykuluydu ama, bu hali hiç birine benzemiyordu. Küçük bir bebek gibiydi.

"Uyurum şimdi." dedi sakin sesiyle. Amacı; kızı o çok sevdiği uykusuna bir an önce geri döndürmekti ama Zeynep'ti bu. Ne zaman bekleneni yapmıştı ki, şimdi de yapsındı.

"Ben mi rahatsız ettim seni? O yüzden mi uyuyamadın?" genç kız biraz daha ayılmış, kendine gelmişti.

Cüneyd kızın kendisini suçlaması karşısında kaşlarını çatmıştı.

Elini Zeynep'in kalkan kafasına yaslayıp, tekrar göğsüne yatırmıştı. Elini kafasından çekmek yerine başını okşamaya devam etmişti.

Az önce hayalini kurduğu sarıp sarmalama isteğini bu kez bastırmamış, Zeynep'in uyanık olmasını fırsat bilerek bu isteğini yerine getirmişti.

İyice yaklaşmaları sonucu Zeynep'in başı göğsünden, boyun girintisine doğru çıkmıştı. Cğneyd'in hareketlerine ayak uyduran Zeynep, göğsündeki elini boynuna çıkarmış ve parmaklarıyla sakalını gezinmişti. Sevmişti bu hissi, sakalıyla oynamak hep yapmak isteyeceği bir şeydi artık.

Burnunun yaslı olduğu, boynundan gelen kokusu dudaklarının kıvrılmasına sebep oldu. Bu kokuya bir isim verecek olsaydı, hiç şüphesiz Cüneyd özü derdi. Ona has, ona özgü.

Cüneyd ise, attığı küçük bir adıma rağmen okyanuslar aşan zevcesinin cesaretine her geçen dakika hayran kalıyordu.

Bir yanağında eli, diğerinde alnı yaslıyken içten bir tebessüm yerleşti Cüneyd'in dudaklarına.

Ne güzel de yakışmıştı ona.

***

Kurtlar vadisi ve Kızıl Goncalar'ı birleştireceğimi söylediğim hikayenin ilk bölümünü yayımladım. Okumak isteyenler profilimden ulaşabilirler.

Wattpad erişim engeli yemiş, peki bu bizi durdurur mu? Nope!

O yüzden vpn vesaire ne bulursak aynı şekil devam. Ben başka yerlerde aynı huzuru bulamıyorum.

İki BalıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin