Selamlaaar 4. Bölümle karşınızdayım efendimm
Lütfen vote vermeyi unutmayalım
Yorumlarda buluşalım🩷~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kapının sertçe açılmasıyla irkilerek kapıya döndük. Kapıda esmer, uzun boylu bir kadın vardı. Aslan'ın önümde diz çökmüş halde durduğunu ve yerde ki kilotlu çorabı gördüğünde kaşları çatıldı.
"Sedef seni daha önce kapıyı çalmadan içeri girmemen konusunda uyardığımı hatırlıyorum." Aslan'ın sesi oldukça sert çıkmıştı.
"Evet uyarmıştın unutmuşum. Bu kadın kim?" kaba bir şekilde konuşmasıyla gözlerimi tekrar kadına çevirdim. Hala kaşları çatık bir şekilde tersçe bana bakıyordu.
"Yeni komşum. Sen neden geldin?" Aslan durumdan sıkıldığını oldukça belli ediyordu ama Sedef'in pekte umrunda olduğunu sanmıyordum.
"Ben beraber yemek yemeğe çıkarız diye düşünmüştüm. Uzun zamandır görüşemedik." Aslan'ın ters tavırlarına rağmen kızın konuşmaları bana yakın olduklarını düşündürmüştü. Belki bir ilişkileri vardı ve şu an ayrılardı.
"Halletmem gereken işler var gelemem. Başka bir şey var mı?"
Bu cevap hoşuna gitmemişti. Sinirden olduğu bariz bir şekilde belli olan gülüşüyle konuştu. "İşlerin karşındaki kadınla ilgili sanırım."
"Öyle ya da değil. Neyi sorguladığını anlayamadım." Aslan bu konuşmadan oldukça rahatsız görünüyordu. Ben ise tenis maçı izlercesine kim konuşursa ona dönüyor, aralarında ki ilişkiyi anlamaya çalışıyordum.
"Sorgulamıyorum Aslan, bu tavrının nedenini merak ettim sadece."
"Sedef seni anlayamıyorum, hangi tavrımdan söz ediyorsun? Görende sürekli yemeğe çıktığımızı, bir ilişkimiz olduğunu düşünecek." Bunları söylerken gözü bana takılmıştı. Eh o zaman bunu bir mesaj olarak üstüme alınıyorum. Evet Elzem basbayağı sana evlenme teklifi etti işte gidip onu nüfusumuza alalım ne dersin? Fena fikir değil aslında. Elzem! İç sesimin çığlık atarak uzaklaşması pek hayra alamet değildi sanırım. Acaba ilaçlarımı bırakmasa mıydım?
Kendi iç dünyamda ki hesaplaşmadan uzaklaşıp gerçekliğe döndüğümde Sedef cevap vermeden kapıyı çarparak gitti. Bambaşka beklentilerle geldiği odada, aldığı tepkilerin beklediği gibi olmaması onu hem kırmış hem sinirlendirmişti görünüşe göre.
Aslan derin bir nefes alarak konuştu. "Elzem kusura bakma lütfen. Sedef biraz nasıl desem değişik bir kızdır. Seninle ilgili değil, genel tavrı böyle." Onun yerine mahçup olmuş görünüyordu.
Gülümseyerek cevap verdim. "Gerçekten önemli değil Aslan. Başkalarının tavırları için mahçup hissetmene hiç gerek yok."
"O zaman pansumana devam ediyorum." deyip tentürdiyotlu pamuğu yarama sürdüğünde hazırlıksız yakalanarak tekrar irkildim. Aslan acıdığını düşünüp tekrar üflediğinde, kapının açılmasıyla dağılan hislerim geri geldi. Kalp atışlarım ve nefeslerim hızlanmaya başladı.
Evet bir erkek ilk defa bana yakınlaşmıyordu ama daha önce hiç bu şekilde hissetmemiştim. Bu hisler benim için çok yeniydi. Neredeyse hiç tanımadığım bu adamın bana hissettirdikleri beni korkutuyordu.
Yarayı iyice temizleyip kapattıktan sonra işi bitmişti. Yavaşça doğruldu. "Bu kadardı." dedi gülümseyerek.
Gülümsemesine karşılık vererek ayakkabılarımı giyip ayağa kalktım. "Teşekkür ederim seni uğraştırdım. Bu arada çöp var mı çorabı atsam?"
![](https://img.wattpad.com/cover/371627101-288-k673199.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şûrîde
General FictionŞûrîde: Farsça bir kelimedir. Yanık, yanmış olan, tutuşmuş, perişan, karışık anlamlarına geldiği gibi tutkun, aşık, meftun için de kullanılır. Elzem&Aslan