Selamlaar ben geldiimm
Lütfen vote vermeyi unutmayalım.
Yorumlarda buluşalım🩷
Bu bölüm Aslan'ın anlatımıyla yazılmıştır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Elzem'i ilk gördüğümde kucağında Asil ile yerdeydi. Arabanın altında kalmaktan kurtarmıştı Asil'i. Gözlerimin içine baktığında ise anlık olarak dünya durmuştu. Bir bakışla bu kadar yanacağımı düşünmemiştim hiçbir zaman.
Babamın şehit haberi geldiğinde hayat bizim için cehenneme dönmüştü. Hepimiz babama çok düşkündük. Artık onun hayatımızda olmayacağını kabullenmek çok zordu. Özellikle iki çocukla tek başına kalakalmış annem için.
O zamana kadar çalışmayan annemin artık öyle bir şansı yoktu. Bizi okutmak için her türlü işte çalıştı. Temizlik yaptı, bulaşık yıkadı ama bizi bir kere bile kimseye muhtaç etmedi. Ne yapsak ödeyemezdik hakkını.
Her gece odasında sessiz sessiz ağlardı. Bazen babamın fotoğrafıyla konuşurken yakalardık onu. Hayat arkadaşını kaybetmiş olmak, onu mahvetmişti. Ama bizim için ayakta kalmaya çalışıyordu.
Çektiği acıları gördükten sonra bu meslekteyken hayatıma birini almayı hiç düşünmemiştim. Kimseye öyle bir duyguda beslememiştim. Benim önceliğim vatandı. Kalbim vatan aşkıyla doluyken, başka bir sevdaya yerde yoktu, gerekte yoktu. Uzun yıllar böyle düşünmeye devam ettim.
Ta ki Elzem'i görene kadar. Benim dünyamı durdurması için tek bir bakışı yetmişti. Sonrasında Asil ile kurduğu iletişim ise ona hayran olmamı sağlamıştı. Yeğenim doğru söylüyordu, karşımızdaki kadın melek olmalıydı.
Yerden kalkmasına yardım etmek için uzattığım elimi tuttuğunda ise dünya dönmeyi tekrar bıraktı. Etrafımda ki her şey silindi. Sadece onu görebiliyordum. O karşımda dururken başka hiçbir şeyi görmek istemezdim zaten.
Daha sonra ise onu albayın odasına götürdüm. Orada daha önce evlendiğini öğrendim. Önemli olan tek şey şu an hayatında kimse olmamasıydı. Geçmişi beni ilgilendirmezdi. Kimseyi geçmişiyle yargılayan biri olmamıştım. Burada yaşayacağı için ise çok sevinmiştim. Üstelik karşı dairemde oturacaktı. Onu görmek için çok şansım olacak demekti bu.
Yarasını temizlemek için odama götürdüğümde inlemesiyle ona dönmüştüm. Çorabı bacağından sıyırırken hissettiklerim ise kendime kızmama sebep olmuştu. İlk kez bir kadının bacağını görmüyordum, ilk kez dokunmuyordum. Ama ilk kez bu kadar etkilendiğimi hissediyordum. Görünüşe göre bu kadın hayatımda olduğu sürece bir çok konuda 'ilk' olacaktı.
Sonradan odaya giren Sedef ise bütün sinirlerimin bozulmasını sağlamıştı. Ona hiç ümit vermemiştim, her zaman mesafeli davranmıştım. Ama bu Sedef'in umurunda bile değildi. Beni sürekli olarak darlamaya devam ediyordu. Sonradan Elzem'e olan davranışları ise bütün ipleri koparmama neden oldu.
Elzem ile her vakit geçirdiğimde ona olan hayranlığımda, hislerimde katlanarak artmaya devam ediyordu. Bakışıyla, gülüşüyle, güzelliğiyle ama en çok ruhuyla beni büyülüyordu. Bu yaşa kadar ördüğüm duvarların hepsini hiç zorlanmadan yıktı.
Hem ablamla, hem annemle, hemde arkadaşlarımla çok iyi anlaşmıştı. Herkes onu çok sevmişti. Hatta Eymen ona kendilerine özel bir lakapla sesleniyordu. Bu benim hiç hoşuma gitmiyordu gerçi. Elzem içimde uyuyan canavarı uyandırıyordu.
Bana ilk sarıldığında içimde havai fişeklerin patladığını sanmıştım. O güzel gülümsemesiyle bana sarılarak, istediği her şeyi yaptırabilirdi. İstese dünyayı ayaklarının altına sererdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şûrîde
General FictionŞûrîde: Farsça bir kelimedir. Yanık, yanmış olan, tutuşmuş, perişan, karışık anlamlarına geldiği gibi tutkun, aşık, meftun için de kullanılır. Elzem&Aslan