Selaaam ben geldiim
Lütfen vote vermeyi unutmayalım
Yorumlarda buluşalım🩷
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah uyandığım gibi mutfağa geçtim. Bugün Ahsen'lere kahvaltıya davetliydim. Elim boş gitmek istemiyordum. Dün aldığım yufkaları çıkardım. Ispanakları güzelce yıkadıktan sonra doğradım. İçine soğanı ve baharatları ekledikten sonra sosunu hazırladım. Tepsiye eşit şekilde bütün malzemeleri yaydıktan sonra fırına verdim.
Börek pişirken ben de kıyafet seçmeye başladım. Altıma siyah, rahat bir şort etek giydim. Üstüme yine siyah, uzun kollu bir bluz aldım. Masada önüme gelmemesi için saçımın ön tutamlarını arkada sabitledim. Takılarımı takıp, rimel, allık ve parlatıcı sürdüm. Parfümümü sıktıktan sonra mutfağa geçtim.
Pişen böreği fırından çıkardım. Dilimleyerek tabağa alıp üstünü kapattım. Tabağı alıp evden çıktım. Üst kata geldiğimde zili çalıp bekledim. Ahsen abla kapıyı açtı. Tabağı elimden alıp, sarılırken konuştu. "Neden zahmet ettin? Hazırlamıştık biz."
"Hiç zahmet olmadı. Kalabalığız yeriz hep beraber."
Gülümsedi. "Ellerine sağlık canım benim." sesini alçaltarak devam etti. "Elzem içeride Sedef'te var. Dün markette karşılaştık, kahvaltı edeceğimizi duydu. Zorla davet ettirdi kendini. Sana bir şey söylerse alınma olur mu? Sedef biraz değişik bir kızdır."
"Anladım, sorun değil. Daha önce karşılaşmıştık zaten." deyip içeri geçtim. Herkes gelmişti. Gözüm direk Aslan'la kesişti. Gülümseyerek selam verdim.
Ahsen arkamdan gelip herkesi masaya davet etti. Aslan yine yanıma geçerken onun yanınada Sedef oturdu. Aslan bana dönerek konuştu. "Günaydın. Nasılsın?"
Ben de ona döndüm. "Günaydın, iyiyim sen nasılsın?"
"İyiyim ben de. Dün gelemediğim için alınmadın değil mi? Mert sarhoş olmuş, onu almaya gitmem gerekiyordu."
Gözlerim Mert'e kaydı. Gerçekten akşamdan kalma görünüyordu. Göz altları morarmıştı, eliyle şakaklarını ovuyordu. Belli ki alkolün acısı baş ağrısıyla çıkıyordu. "Alınmadım, merak etme. Hem alınsaydım da çiçeklerin hatırı için affederdim."
Çiçekler çok hoşuma gitmişti. "Çiçekleri bu kadar sevdiğini bilmiyordum. Seni bu kadar mutlu ediyorlarsa, her solduklarında yenisini alırım."
Söyledikleriyle içimde ki kelebekler yine hareketlenmişti. Tam cevap vereceğim sırada Sedef'in sesini duydum. "Adın Elif miydi canım?"
Ona baktım. "Hayır adım Elzem." nedense adımı bilerek yanlış söylediğini hissediyordum. Benden hiç hoşlanmamıştı. Bakışları ve mimikleriyle bunu çok belli ediyordu.
Sahte gülümsemesiyle konuştu. "A öyle mi? Çok pardon. Sen kimin yakınısın? Aslan'ın kuzeni falan mısın?"
Söyledikleriyle şaşırdım. "Hayır. Neden birinin yakını olduğumu düşündün?"
"Ne bileyim lojmanda siviller kalmaz genelde. Birinin yakınısın sandım ben de."
Ben cevap veremeden Melek atladı. "Halam rica etti, babamda üstleriyle konuşup izin çıkarttı Sedefçiğim. Başka merak ettiğin bir şey var mı?
Melek'in hem çıkışı hem sözleri beni şaşırtmıştı. Onun gibi utangaç bir kızdan böyle bir çıkış beklemiyordum. Sedef'ten gerçekten hoşlanmıyor olmalıydı. Üstelik albayın kızı olduğunu da bilmiyordum. Efsun abla bir kaç kez yeğeninden bahsetmişti ama aynı Melek olduklarını düşünmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şûrîde
Ficção GeralŞûrîde: Farsça bir kelimedir. Yanık, yanmış olan, tutuşmuş, perişan, karışık anlamlarına geldiği gibi tutkun, aşık, meftun için de kullanılır. Elzem&Aslan