13. Bölüm

268 82 4
                                    

Selamlaar ben geldimmm

Lütfen vote vermeyi unutmayalım

Yorumlarda buluşalım🩷

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bölük pörçük uyuduğum uykunun ardından, yataktan kalktım. Aslan gittiğinden beri kalbimi sıkıştıran his geçmiyordu. Bugün ondan haber alamayalı tam 10 gün olmuştu. Ona bu kadar bağlandığımı, göreve gidene kadar fark etmemiştim.

İlk defa merak ettiğim bir insandan bu kadar habersiz kalıyordum. İyi olup olmadığını bile bilmiyor, sadece iyi olması için dua etmekle yetinmek zorunda kalıyordum. Geride kalıp, beklemek zorunda olmak omuzuma büyük bir yük bindirmişti.

Kendimi işime vermiştim. Yeni bir şube olduğu için çok fazla iş vardı. Dolabın karşısına geçip kıyafet seçmeye başladım. Siyah bebe yaka, hafif taş detayları olan, düz inen bir elbise seçtim. Altına siyah ince kilotlu çorap giydim. Saçlarımı düz haliyle bırakıp makyaja geçtim.

Uykusuzluktan oluşan gözaltı morluklarımı kapattım. Eyeliner çekip, rimel sürdüm. Bolca allık sürdükten sonra dudaklarımı çerçeveleyip kahve tonlarında ki rujumu sürdüm. Takılarımı takıp, parfüm sıktıktan sonra odadan çıktım. Siyah topuklu botlarımı ve siyah kabanımı giydikten sonra evden çıktım.

Kapıyı kilitlerken gelen adım sesleriyle arkama döndüm. Ahsen merdivenlerden iniyordu. Gülümseyerek konuştum. "Günaydın."

Yanıma gelip bana sarılırken cevap verdi. "Günaydın. Nasılsın hayatım?"

"İyiyim, sen nasılsın?" derken anahtarı çantama koydum.

"İyiyim ben de. Asil seni çok özledi. Bu akşam bize gel beraber akşam yemeği yiyelim. Melek'e de haber veririm."

"Olur ben de Asil'i çok özledim. Akşam sendeyim o zaman." Konuşurken arabamı park ettiğim yere ulaşmıştık. Vedalaşarak ayrıldık.

Şirketten içeri girdiğimde çalışanlara selam vererek kendimi odama attım. Bilgisayarımı açarak çalışmaya koyuldum. Çok yoğun bir gün geçiriyordum. Üstelik her hareket ettiğimde sağ tarafıma giren ağrı işimi çok zorlaştırıyordu. Sabah hafifçe yoklayan ağrı akşam saatlerine doğru iyice artmıştı.

Saat 18.00 olduğunda hazırlanarak tekrar arabama bindim. Eve giderken bir pastanede durarak tatlı aldım. Görevli askerlere selam vererek lojmandan içeri girdim. Burada olduğum süre boyunca çoğuyla tanışmıştım. Hepsi pırıl pırıl genç çocuklardı. Benimle konuşurken saygı çerçevesini hiç aşmıyor, söylediklerini özenle seçiyorlardı.

Arabamı park ederek Ahsen'lere çıktım. Kapıyı çaldığımda gelen koşturma sesleriyle güldüm. Güldüğümde tekrar giren ağrı hızla sağ tarafımı tutmama sebep oldu. Ahsen ve Asil'i kapıyı açtığında Asil hızla bana doğru atıldı. Onu kucaklamak isterken giren keskin acı ile kendimi tutamadan inledim.

Canımın acıdığını anlayan Asil korkmuş, Ahsen ise hızla yanıma gelip bana destek olmuştu. "Elzem, iyi misin? Neyin var?"

Nefes alıp kendimi biraz toparlamaya çalıştım. "İyiyim, merak etmeyin. Sadece bugün sağ tarafımda bir ağrı var. Ani hareket yapınca arttı."

Asil dudaklarını bükmüş bana bakıyordu. "Benim yüzümden mi oldu? Ben öyle sarıldığım için mi canın acıdı?"

Dolan gözlerine bakarken onu rahatlatmak için hemen konuştum. "Hayır bebeğim, hayır. Seninle ilgili değil, sen sarıldığın için acımadı. Bugün sabahtan beri ağrıyordu zaten." Asil duygusal bir çocuktu. Ve tanıştığımız günden beri bana oldukça düşkündü. Kafasını sallayarak onayladı. Dudakları düzelmiş, gözyaşlarını geri göndermişti.

ŞûrîdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin