Merhaba sevgili okuyucularım, umarım iyisinizdir. Elimden geldiğince sık yeni bölüm atmaya çalışıyorum. Umarım beğenerek okuyorsunuzdur. Keyifli okumalar.💕
Arkamda hissettiğim bedenle dönmemek için kendimle savaşıyordum. Yanıma oturdu. Bakma Peri. Dönme yanına.
"Günaydınlar" dedi.
Masal ve Kerem 'Günaydın' derken ben sessiz kaldım. Kahveme bakmaya başladım. Telveler bardağın yanına yapışmış birkaç şekil oluşturmuştu. Onları çözmeye çalıştım. Kalp figürü gördüm. Tamam bilinçaltım sakin ol. Bardağı çevirerek diğer taraflara bakmaya başladım. Zirvede birisi vardı. Biraz daha çevirdiğimde B harfi gördüm. Tamam, yeter bu kadar. Kafamı kaldırdığımda kendi aralarında sohbete başladıklarını gördüm. Biraz dinlediğimde maç hakkında olduğunu fark ettim.
"Barış bu maç rolün çok büyük bak. Okan hoca seni sağ beke alacak. Ona göre hazırlan."
Kerem büyük bir ciddiyetle söylemişti bunu. Barış ne tepki verdi bilmiyorum ona bakmamam gerekiyordu.
"Sıkıntı yok kardeşim. Gücümüz kuvvetimiz yerinde çok şükür."
Kendinden fazla emindi. Dudağımın kenarıyla hafif güldüm. Fazla bile durmuştum burada. Saate baktığımda 9.57'ydi. Mesaim başlamak üzereydi.
"Afiyet olsun herkese. Masal'ım kolay gelsin yavrucum." Dedikten sonra Masal'ı öpüp odama geçtim.
Bilgisayarım açılırken camı biraz araladım oda hava alsın diye. Şimdiden basmaya başlamıştı. Sanki dün kokuları odaya sinmiş ve hiç gitmemiş gibi büyün odaya parfüm sıktım. Nolurdu yani bir kere biri yanıltmasa beni? Çalışmama odaklanmaya karar verdim.
Sırtım ağrımaya başladığında saate baktım. 1'e geliyordu. İyi odaklanmıştım. Öğle yemeği yemek için Masal'ı çağırıp kantin kısmına geçtim. İşi olduğunu biraz gecikeceğini söyledi. Ben de yemeğimi alıp masalardan birine oturdum. 10 dakika sonra tanıdık bir yüz gördüm. Barış. Görmemiş gibi yaparak yemeğime döndüm. Yemeye devam ederken karşımda bir hareketlilik oldu. Karşıma oturmuştu. Of Masal geç kalacak zamanı buldun. Suratına bön bön bakarken yemeğini koyup karşıma yerleşti.
"Afiyet olsun Peri."
"Sağ olun Barış bey." diyerek mesafemi koydum ve yemeğime döndüm.
"Noluyor Peri?" Cidden soruyor musun be adam? Yüzüne baktım bir süre sorgularcasına.
"Bir şey olduğu yok. Barış bey." anlamamış olamazsın be adam.
"Neden bana bey diye hitap ediyorsun o zaman?" Ay bir de soruyor. Çıldıracaktım.
"Sevgilisi olan kişilerle mesafemi koruyorum. Bir de sevgilisi varken başkasına yaklaşanlara daha da fazla mesafe koyuyorum. Haklı olarak. Afiyet olsun Barış bey."
Masadan hışımla kalkarak odama geçtim. Çok sinirlenmiştim. Bir de pişkin pişkin soruyor ya! Kafayı yiyecektim cidden. Az sonra odamın kapısı sertçe açıldı. Barış gelmişti.
"Hem cevap vermeme izin vermiyorsun hem de kaçıp gidiyorsun." Neredeyse bağırarak kurduğu cümleden sonra gözlerimin içine baktı. Ne hakla bağırabilirdi bana?
"Alacak bir cevabım yok çünkü" oldukça sakin bir şekilde cevapladım.
"Sevgilim olduğu halde sana yaklaştığımı mı sandın cidden? O kadar karaktersiz mi duruyorum dışardan?" sesini daha da yükseltmişti. Sinirlenmeye başladım.
"Bana bağıramazsın! Ne düşünmemi bekliyorsun ki?" Ben de bağırmaya başlamıştım. Sesimiz gittikçe yükseliyor, aramızdaki gerilim artıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞ HARFİ B | Barış Alper Yılmaz
Romance"Aramızdaki çekimi hissetmiyor musun peri?" "Yapma, burada olmaz Barış." Dudakları boynuma inerken sesim yalvarır gibi çıkmıştı. İkimiz de biliyorduk ki birbirimize açlığımız bitmeden bu odadan çıkmayacaktık. "Çok güzelsin." Boynuma fısıldaması da...