Herkese merhabalar, umarım iyisinizdir. Bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. Keyifli okumalar.💕
Arabayı sürerken dolan gözlerimden yolu zar zor görüyordum. Elimin tersiyle silip tekrar önüme bakıyordum. Hastaneye girdiğim gibi arabayı park edip koşarak danışmaya gittim.
"Barış Alper Yılmaz. Nerde?"
"Hasta bilgilerini paylaşamıyoruz maalesef."
"Sevgilisiyim ben. Söyleyin."
"Yakınları özellikle istedi."
Ordan uzaklaşıp Berkan'ı aradım. Nerde olduklarını öğrenip koşarak oraya gittim. Berkan yere çökmüş başını ellerinin arasına almış öylece duruyordu. Yanına gittim hemen.
"Berkan."
Seslenmemle hızla ayağa kalkıp geldi sarıldı. O da ağlıyordu. Birbirimize sarılıp ağladık bir süre.
"Çok mu kötü?"
"Ciğeri yırtılmış olabilirmiş. Ameliyata aldılar hemen."
"Kurtulur değil mi?"
"Tabi kurtulur. Bizi bırakır mı hiç? Hele seni?"
İçimdeki korku gittikçe artıyordu. Çarpıntım da gözyaşlarım gibi durmuyordu. Yere oturup beklemeye başladım. Ailesi bile bilmiyordu daha. Ben mi söylemeliydim?
Kendimi gittikçe daha kötü hissediyordum. Çaresizlik bütün vücudumu sarıyor, elimi ayağımı bağlıyordu. Elimden hiçbir şey gelmeyerek beklemek gerçekten çok kötüydü. Ona bir şey olursa ne yapardım?
Ya yarım kalırsa her şey hissi geliyordu sürekli. Yarım kalmak. Hayallerimiz, umutlarımız, kırgınlıklarımız, sevgimiz... Daha tam affedecektim onu. Doya doya sarılacaktım. Son kez konuşamama ihtimali vardı şu an. Son kez görememe. En son sabah konuşmuştuk. Bilsem geçiştirmezdim. Ona olan kırgınlığım evet geçmemişti. Eğer burdan sağ salim çıkarsa unutacaktım yaptıklarını.
Keşke şu an içerde yatan ben olsaydım. Özellikle dilemiştim. Sevdiklerime bir şey olmasın. Kabul olmamıştı işte. Zaten hangi dileğim oluyordu ki.
Yaklaşık bir saatin sonunda etraf iyice kalabalık olmuştu. Berkan ve ben yan yana birbirimize yaslanmış öylece bekliyorduk. Takımdan çok samimi olmadıklarım gelmişti. Zaten o an bunu düşünecek durumda değildim.
Doktor çıktı ameliyathaneden.
"Barış Alper Yılmaz'ın yakınları?"
Koşarak doktorun yanına gittim.
"Buyrun benim."
"Hayati tehlikesi devam ediyor. Yoğun bakıma alacağız. Bu iki günü atlatırsa yoğun bakımdan çıkarabiliriz."
"Şimdi nasıl? Uyanabilir mi?"
"Yoğun bakımdan çıkana kadar uyutacağız. Geçmiş olsun."
Dedi ve uzaklaştı.
İki koca gün. Nasıl geçecekti ki? Yüzünü görmeden, sesini duymadan, sarılmadan, kokusunu içime çekmeden... Özlem gerçekten çok ağır bir duygu. Hele ki sonunda vuslat olduğu kesin değilse.
Kerem ve Masal geldi. Yanıma gelip oturdular. Konuşturmaya çalıştılar fakat konuşacak durumda değildim. İçim paramparça olmuştu. Sanki içimden bir el kalbimi sıkıyor patlatmak üzereydi.
"Hadi kalk Peri, bir şeyler ye." Dedi Masal.
"Hayır, aç değilim. Burda bekleyeceğim."
"Peri, Masal haklı. Bir şeyler yemen lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞ HARFİ B | Barış Alper Yılmaz
Romance"Aramızdaki çekimi hissetmiyor musun peri?" "Yapma, burada olmaz Barış." Dudakları boynuma inerken sesim yalvarır gibi çıkmıştı. İkimiz de biliyorduk ki birbirimize açlığımız bitmeden bu odadan çıkmayacaktık. "Çok güzelsin." Boynuma fısıldaması da...