Asel tüm tim ile tanışmıştı ve hiçbir üye beklediği gibi kötü bir tepki vermemiş hatta beklediğinin aksine hepsi onun bu yaptığı ile gurur duymuştu. Ceren sürekli bebeğine arkadaş geldiği için sevinip duruyordu.
Asrın ise gözlerinin derinliğinde kaybolduğu bu kadına daha da aşık olmuştu. Yüreğindeki merhametin içinde boğulacak kadar çok aşık olmuştu.
Belki diye düşündü içinden. Belki bir ihtimal olur diye düşündü. Farklı bir kadındı. Yanında olmak bile yüreğinin titremesine, midesinde kelebekler uçuşmasına neden olacak kadar çok heyecanlandırıyordu onu.
" KOMUTANIM." Dedi Deniz elini gözünün önünde sallarken. Kızın hareketi ile daldığı düşüncelerden ayrıldı.
" Telefonunuz çalıyor." dalgın bir şekilde telefonu aldı ve oturduğu masadan uzaklaştı.
Bu sırada hararetli hararetli telefon ile konuşan adama bakıyordu kız. O da ondan hoşlanıyordu fakat bir türlü bu duygulara anlam veremiyordu.
Hiç aşık olmamıştı ki o. O duyguları hiç yaşamamıştı. Belki de ilk defa o duyguları bu adam ile tadacaktı.
Hızlı bir şekilde masaya geldi adam.
" Gençler toparlanın acil görev var."
Bunun üzerine tüm tim hararetli bir şekilde toplandı ve hazırlandı.
Timin bu heyecanını gören minik kız korkmuştu ama annesinin bir asker olduğunu elbette biliyordu. Bundan dolayı pek de tepki vermiyordu.
Yıllık iznini hiçe sayarak canını bile feda etmeye hazırdı. Gerçi yıllık izin de neymiş. Onlar vatan uğruna gözünü dahi kırpmadan canlarını feda etmek için baş koymuştu bu meslek yoluna.
Sonuçta vatan sağ olsundu. Sonuçta onlar yani bizler bir ölür bir dirilirdi.
Kanlarının yerde kalmayacağını bilirlerdi çünkü onlar da bin dirilenlerdendi. Çünkü onlar da uğruna savaş verdikleri yiğitlerin kanını yerde bırakmamıştı ve bırakmayacaktı.♟️♟️♟️
Helikopterin camından dışarıya baktı kadın. Daha yeni kavuştuğu kızını babasına emanet etmişti. Evet babası apar topar eve gelmiş ve ertesi gün gidecekleri göreve kalmadan kız ile kaynaşmıştı.
İçindeki ağırlık ile derin bir nefes aldı. Timden bir kişi eksikti. Çünkü hamileydi.
Belki de bundan dolayıydı bu endişem, diye düşündü.
" Komutanım ancak bu kadar alçalabilirim atlayabilir misiniz? " Diye sordu helikopteri kullanan teğmen.
" Atlarız teğmenim eline sağlık." dedi Asrın ve hepsi sırayla atlamaya başladı.
Helikopterden atlar anlamaz iş uzamasın diye hiç dinlenmeden yola çıktılar.
Verilen koordinatlara göre varmaları gereken yere yalnızca bir buçuk kilometre kalmıştı. Fakat ilerledikleri alan o kadar engebeli ve taşlık bir alandı ki gidecekleri bir buçuk kilometre yol on kilometre yola tekabül ediyordu.
Bu durum da ne olursa olsun onları yoruyordu. Ama kalben de mutlu ediyordu. Çünkü onlar şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacaklardı.
♟️♟️♟️
Alana vardıklarında herkes sessiz bir şekilde bir kayanın etrafına toplanmış ve mevzilerini seçmişlerdi.
İhbar edilen mal teslimatına yarım saat kalmıştı. Bu süreç tim için harika bir süreçti çünkü yerlerinde sabit kalsalar bile etrafa dağınık bir şekilde yerleştikleri için etrafı keşfetme ve buna uygun hareket etme olanakları oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunayın Uğultusu
Hành độngİntikam uğruna kuvezde yerleri değiştirilen iki suçsuz bebek. Bebeklerden biri büyüyüp asker olursa ve bunu öğrenirse ne olur? Peki o asker hiçbir duygu hissetmiyorsa. Onun bir hastalığı var ve duyguları yok. Asker /aile kurgusudur.