BÖLÜM ON ÜÇ

11.2K 577 136
                                    

SÜPRİZ BİR BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM GUZZULAR. UZARIM BEĞENİRSİNİZ.

—————————《♡♡♡》——————
Askeriyenin kapısında durup etrafa baktı kız. Derin bir soluk alıp kapıya adımladı. Onu durduran asker ile gülümsedi. Canı pahasına koruyordu bu ülkeyi.

''Kime gelmişsiniz?'' Dedi asker ciddi bir tavırla. Kız uzatmamak amacıyla cebindeki kimliği çıkartıp askere uzattı. Asker kızın kimliğini görünce ilk bir afalladı. Deniz başını iki yana salladı. Alışıktı insanların bu tavrına. Uzamış saçlarını geriye doğru attı ve kimliğini cebine koydu. Bu hareketi ile asker silkelendi  ve temkil verdi.

''ÇAVUŞ MUSTAFA SERMAN KAHRAMAN/  ISPARTA EMRET KOMUTANIM.'' Dedi gür sesi ile. Deniz başı ile onayladı. Tam geçmek için hareket edecekti ki askerin hala kapının önünde eli başında havaya bakarak durduğunu farketti. Deniz bu durum karşısında adama cins cins bakmaya başladı.

'' Asker çekil de geçeyim.'' Dedi sıkıldığı belli olan ses tonu ile. Ama asker hareket etmedi. Aynı şekilde durmaya devam etti. Deniz adama elbise giymiş hipopotam yavrusu gibi baktı bu sefer. Askere birkaç defa daha seslendi fakat asker hareket etmektense aynı pozisyonda sırıtmaya başladı. Askerin bu hareketi karşısında Deniz kocaman açtı gözlerini.

''KENDİNE GEL ASKER.'' Dedi Deniz sinirli bir ses tonu ile. Asker titreyerek Deniz'e baktı.

''Ha ne şey TAM-AMAN EMREDERSİNİZ KOMUTANIM.'' Dedi ve kapının önünden çekildi. Deniz askerin bu tavrı karşısında göz devirdi ve içeriye geçti.

''Akıllısı bulmaz delisi peşimden ayrılmaz.'' Dedi Deniz başını iki yana sallarken kendi kendine.

''Efendim kız askeriyeye girdi.''  Kadın kibirle gülümsedi.

'' Güzel balık aĝa düştü.'' Dedi kadın. Aslında bunu kendi kendine söylemişti ama telefonun diğer tarafındaki adam da gülerek başını.
sallamıştı. Belki de o balık  sandığı kendisinin ağa düşmesi için konulan bir yemdi ve asıl ağa düşen kendisiydi.
''Şimdi ne yapmamızı istersiniz Efendim.''Diye sordu adam kadına doğru. Kadın hemen sildi yüzündeki gülümsemeyi.

''Şu an hiçbir şey yapmayacağız. İlk işimiz oradaki timin ona alışmasını beklemek olacak. Albay ile konuştuk. Çatışmadaki time koyacakmış onu. Yazık ne de sevmişti yüzbaşı sevgili KIZIMI.'' Dedi kadın son sözünü vurgulayarak.

''Emredersiniz efendim pekala plan ne zaman başlayacak.'' Kadın elini öne uzatarak uzun siyah tırnaklarına baktı. Derince bir nefes verdi.

''Seni bu kadar aptal ol diye yetiştirmedim. Albay ile irtibat halinde ol. O salak adamın ne yapacağı belli olmaz. İki planı tuttu diye kendini bir şey sanıyor. Yine de kullanacağız o herifi. İşimiz bitince de BUM. Ya da işimiz bitmeden de olabilir. Sonuçta keyfime bakar.'' Dedi cümlesinin sonunda yüksek çıka kahkası ile. Siyah sigarasını kalın dudaklarının arasında koydu ve pahalı olduğu her şekilde anlaşılan zipposu ile yaktı. Ardından derince bir nefes çekti.
''Neyse neyse kapatıyorum. Bizimkiler şüphelenmesin.Yazık.''  Oysaki kendisine yazıktı. Sonunun ne olacağını bilmiyordu. Ya da biliyordu ama bilmezde  geliyordu. Telefonu kapatıp elindeki  yarısı dahi bitmemiş sigaraya baktı.

''Bu kız başıma iş açmaz umarım. Gerçi şimdiye kadar kusursuzdu planlarım. Şimdi de sıkıntı olmaz.'' Dedi kadın şuursuzca.

''MERT ANNECİĞİM BANA BİR BARDAK SU GETİRİR MİSİN.'' Dedi kadın elindeki sigarayı söndürürken.

Deniz gördüğü askeri durdurarak.
''Albayın odası nerde?'' Diye sordu. Asker ilk olarak süzdü kızı. İlk olarak odanın yerini tarif etti. Daha sonra alayla gülümseyip.

'' Kolay kolay bulamazsın albayı odasında. Hatta askeriyede bile bulunmaz.'' Dedi sinirle. Daha sonra çok sessiz bir biçimde.

''Kanı bozuk hain.'' Dedi ama Deniz bunu duymuştu bile. Bunun üzerine kızın kaşları çatıldı. Kafasını salladı ve askerin yanından ayrıldı. Cebinden telefonunu çıkartıp

''Fırat albayım ben Deniz. '' dedi belki tanımaz diye düşünerekten. Telefonun başındaki adamın kaşları çatıldı. Kolay kolay aramazı Deniz onu.

''Tanıdım Deniz kızım. Hayrola?'' Dedi sorgular bir biçimde. Deniz sıkıntılı bir nefes verdi.

''Hiç de hayır değil be Komutanım.'' Dedi kız samimiyetle ve bir o kadar da mesafeli bir tonda. Evet böyle konuşmayı becerebiliyordu.
Adamın kaşları çatıldı. Neydi bu kızın canını bu kadar sıkan şey diye düşünmeden edemedi.

''Komutanım Albay hakkında bazı duyumlar aldı. Askeriyeye pek uğramazmış. Ve.'' Dedi kız cümlesini tamamlamadan. Hiçbir kişiye bunu söylemek istemiyordu ama ciddi bir durum olabilirdi.

''Bir asker Albay için 'kanı bozuk hain' Dedi. Ne kadar doğru bilmiyorum ama size söylemem gerektiğini düşündüm Komutanım '' Dedi kız. Adam sıkıntı ile salladı başını. Birkaç asker de bu albaydan şüphelendiğini söylemişti.

''Peki kızım. Kimseye bir şey çaktırma. Ne olur ne olmaz. Ben yetkili birimlerle bu konuyu konuşacağım.'' Dedi adam artık bunu konuşmanın zamanını  geldiğini düşünerek.

''Emredersiniz Komutanım.'' Dedi ve telefonu kapattı kız. Ne olursa olsun albayın odasına gitti kız. Albayın postası kızı durdurdu. Kız kimliğini gösterince önce duraksadı ardından temkil verdi. Kız kapıyı açmasını bekledi ama kapı açılmadı.

''Şey Komutanım albay bu gün yok da.'' Dedi artık yeter dercesine adam. Kız sıkıntı ile salladı başını. Görevi için iki gün vardı. Yarın gelirdi. Hışımla çıktı askeriyeden. Arabasına bindi ve bir emlakçıya sürdü.

...

''Anlaştık o zaman.'' Dedi ve kızın elini sıktı emlakçı. Kız emlakçının kapıdan çıkmasının ardından üstün körü eve baktı. Hiç de fena değildi. İki artı bir 78m² ufak bir evdi. Kendine yeter artardı bile.

...

Temizlemesi gereken yerleri az çok temizlemiş ve duş almıştı. Çantasından çıkarttığı çarşafı iki kat yapıp yere serdi. Ev bom boştu. Eşya alana kadar böyle gidecekti. Üzerine uzandı ve kendini karanlığın huzurlu ve bir o kadar da tehlikeli kollarına teslim etti.

———————————————————-

GUZZULAR BEĞENİRSENİZ YILDIZ BUTONUNA BASMAYI YORUM YAPMAYI VE ÇOK SEVİLDİĞİNİZİ UNUTMANNNN. ÖPÜLİNİZZZ🫶

Dolunayın UğultusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin