BÖLÜM DÖRT

17.7K 782 110
                                    

BÖLÜM ŞARKISI

MODEL- SARI KURDELELER

İYİ OKUMALAR GUZZULAARRR

--------------------------《♡》-----------------------

Kafenin duvarında yazan saçma yazıyı on ikinci kez daha okudum.

'' Her şeye rağmen hala hayattaysan ve yaşadığına inanıyorsan ...Kafenin en ünlü kahvesini dene''

İlk okuyuşta baştaki yerler güzel geliyor daha sonra saçmaladığım anlıyorsun. Ne alakaydı yaşamak ile kahve. Ama bunu yapmamın tek sebebi gergin bir ortamın olması ve kimsenin konuşmamasıydı.

Yazıya bakmayı bırakıp cebimde oturmamı rahatsız eden lacivert deri cüzdanımı ve sigara paketimi masanın üstüne üst üste koydum ve çevirmeye başladım.

Bu sessizliği bozan Nihal hanım oldu. Sesi ile birlikte elimdekiyle uğraşmayı bırakıp dikkatlice ona baktım.

''Kızım zaten hastanede tanışmıştık. Ama ben diğerleri ile de tanışmanı istiyorum. Burada olanlar kendini tanıtır ben burada olmayanları sana hızlıca tanıtayim. İlk olarak dört tane abin var kızım. En büyük olanı Alphan abin. 32 yaşında. Kendisinin 4 yaşında bir kızı var ve malesef eşi kızının doğumunda vefat etti. Doruk ve İlteriş abilerin ikiz. İkisi de 30 yaşında. İlteriş abinin 5 yaşında biri kız biri erkek çift yumurta ikizi var. Eşi Efsun 28 yaşında. Çok tatlı bir kadın. İyi anlaşacağına eminim.'' Dedi heyecanla. Üzmemek adına elimden geldiğince mimik kullanmaya çalışıyordum. Devam etti.

''Son olarak Aslan abin. O da 29 yaşında. Umarım hepsi ile iyi anlaşırsın.'' Diyip cümlesini tamamladı. Evet bu kadından çıkmıştı bu çocukların hepsi. Saha sonra babam olan adam lafa girdi.

''Kızım ben Mehmet Sarbey. Biyolojik olarak babanım. 56 yaşındayım. Buna rağmen genç ve yakışıklıyım.Kendini şirketimi yönetiyorum.'' Söylemeyi unuttuğu tek şey taliplerimi bekliyorum kelimesiydi. Yani bu cümlenin sonuna bir onu demediği kalmıştı. Anladığımı belli etmek adına kafamı hafif eğip geri kaldırdım.

Daha sonra diğerlerine baktım. İkisi ile hastanede tanışmıştık. Bundan dolayı hedefim direk olarak küçük çocuk oldu.

''Mert. 16 yaşındayım. Ve hiçbir şeyin değilim.'' Diyip cümlesini tamamladı. Bu hareketinin üstüne hafif kafamı eğip sırıttım. Yoğun ergen psikolojisi.

'' Ben de bildiğiniz üzere Deniz Tuna. Ve 27 yaşındayım. Bu kadar.'' Diyerek sözümü tamamladım. Benden sonra söze tekrar girdi Nihal hanım.

''Kızım bize bir şans vermeni istiyoruz.'' Cümlesini tam tamamlayamadan aptal ergen lafa atladı.

''Kendi adına konuşsana anne. Benim bir ablaya ihtiyacım yok.'' Diye cırladı. Gıdığım çıkacak bir biçimdede kafamı eğdim ve sanki virüsmüş gibi ona baktım.

Bunun üzerine herkesin korkacağı o bakışla Nihal hanım ergene baktı. Oturduğu sandalyeye iyicene sindi ergenus. Nihal hanım tekrar ve tekrar söze girdi.

''Kızım açık olmam gerekirse seni tanımak istiyoruz. Bize bir şans tanımanı istiyoruz. Lütfen bizimle yaşa.'' Dedi. Nasıl oluyordu da ne idüğü belirsiz birine evinde yaşamasını söylüyordu. Bu kişi ben değil de başka biri olabilirdi. Bunu hiç düşünmeden mi kuruyordu cümlelerini.

Derin bir nefes alıp bu sefer ben girdim cümleye.

''Bakın Nihal hanım şans istemeniz sizin en büyük hakkınız ve ben de size bu şansı taşıyacağım . Fakat benden sizinle yaşamamın istemeyin. Daha birbirimizi tanımıyoruz. Yaşadığımız olay basit bir olay da değil. Ayriyeten benim kurulu bir düzenim ve mesleğim var.'' Dedim. Kadının gözleri doluyordu. Hadi ama bu kadar duygusal olmamalıydı. Bu dünya için fazla duygusaldı. Dünyada duygulara yer yoktu. Dünya acımasızdır. Duygusal insan ezilirdi dünyanın acımasızlığı ve baskısı altında.

Dolunayın UğultusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin