BÖLÜM BEŞ

16.8K 826 71
                                    

Bu kadar büyük bir evin kapısını bir görevlinin açmasını bekliyordum fakat Nihal hanım açımış beni görür görmez üstüme atlamıştı.

Evet ciddi ciddi atlamıştı. Hatta düşmenin eşiğinden dönmüştük. Kesinlikle normal bir kadın değildi.

Hastanedeki kadroya sadece küçük bir kız eklenmişti. Onun haricinde herkes aynıydı.

''Babaanne ne zaman yemek yiyeceğiz ben gerçekten de çok acıktım.'' Dedi peltek bir biçimde. Omzundaki sarı saçlarına bir saç bandı takmış ve kocaman açtığı yeşil gözleriyle Nihal hanımdan gelecek cevabı bekliyordu.

''Baban gelince hep beraber yemeğe geçeceğiz bebeğim.'' dedi naif bir ses tonu ile.

''Yaşasın babam geliyor.'' Diye ortada iki defa zıplayıp koşarak odasının olduğunu düşündüğüm kata çıktı.

Bu söylediklerimi yaparken arada bana kaçamak bakışlar atmayı da ihmal etmiyordu.

Tatlıydı bu halleri. Nihal hanımın konuşması ile kızın arkasından bakmayı bırakıp ona döndüm.

''Kısım bu Alphan abinin kızı Sırma.'' Dedi onu tanıtmak istercesine. Gülümseyerek kafamı salladım. Gülümsemenin üstüne o da gülümsedi. Mimiklerimi kullanmak beni hep zorlamıştı. Ama zoru başarırım evelAllah.

Daha sonra cümlesine devam etti.

''Kızım ilk olarak davetini reddetmeyip geldiğin için teşekkür ediyorum. Alphan abin gelince yemeğe geçeceğiz. Kusura bakma acıktın sen de.'' Dedi. Bu kadın ne kadar da çok af diliyordu.

'' Rica ederim Nihal hanım ayrıca kusura bakılacak bir durum yok ortada. Lütfen rahat olun.'' Diyerek Nihal hanıma cevap verdim.

Yaklaşık beş dakika sonra kapı çaldı ve beş dakika kırk dört saniyenin ardından içeriye iri yarı bir adam girdi.

İlk olarak kaşlarını çatıp bana baktı. Daha sonra Nihal hanıma bakıp gülümsedi. Nihal hanım bu gülümsemeden cesaret almışçasına koşarak adama sarıldı.

''Hoş geldin oğlum.'' Dedi. Adam bir eli ile Nihal hanıma sarılırken diğer elini arkasına götürünce refleks olarak ben de elimi arkama götürdüm.

Bunu farketmesinin üzerine kaşlarını iyice çattı. Ama ben de iyi bir oyuncuydum.  Arkamdaki yastığı düzeltip elimi geri bacağımın üzlerine koydum. Daha sonra gözlerim ayaklarıma kaydı.

Pembe kalpli pofuduk terlik?

Bunu ne zaman giydiğimi bile hatırlamıyordum. Ayağımın yarısından çoğu dışarıda kalmıştı. Bu durumu boş verip tekrar gözlerimi o adama çevirdim.

O adam bana değil kızarmış bir şekilde ayağımdaki terlikleri inceliyordu.
Hemen ayağımdaki terlikleri çıkartıp kenara ittim.

Bunu görüp daha da kızardı. Eğer biraz daha kızarsaydı patlayacaktı. Birden ciddiyete bürünüp Nihal hanıma:

''Anne hanımefendiyi tanıştırmayacak mısın?''

Diye sordu otoriter olduğu belli olan fakat Nihal hanım için olabildiğince yumuşattığı ses tonu ile. Nihal hanım birden parmağı ile beni gösterip heyecanlı heyecanlı konuşmaya başladı.

Gerçi bu kadının heyecansız olduğu tek bir anı bile yoktu ki. Her neyse.

'' Oğlum bak bu senin kardeşin Deniz Tuna. Kızım bak bu da senin Alphan  abin ve  Sırma'nın babası'' dedi. Abin derken gözleri parlıyordu.

Gözlerimi Nihal hanımdan geri Alphan abiye çevirdim. Anladım dercesine kaşlarını kaldırmış Nihal hanıma bakıyordu. Nihal hanım ellerini bir defa birbirine vurup:

Dolunayın UğultusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin