Nihal sinirle telefonun ucundaki adama doğru bağırdı.
''KONUŞSANA LANET HERİF SUSMAK İCİN Mİ ARADIN BENİ!?'' Dedi. Sinirli olmasının sebebi adamın susmasını ziyade duyabileceği şeylerden korkmasıydı. Planının bozulup bozulmaması duyacağı şeylere bağlıydı.
''Efendim üzgünüm.'' Dedi telefonun ucundaki adam titrek bir ses ile. Bunu duyan Nihal elindeki telefonu sertçe duvara fırlattı. Bu plan için dört yılını harcamıştı. Şimdi ise bütün planı yer ile bir olmuştu.
Sinirle yüzünü sıvazlayıp saçlarını karıştırdı.
''LANET KIZ ÖLMEMELİYDİN. BU KADAR KOLAY ÖLMEMELİYDİN.'' Dedi bağırarak. Sinirden gözleri dolmuştu. Ağlayacak vaziyete gelmişti.♟️♟️♟️
''N-ne demek kaybettik?'' Dedi Asrın dumura uğramış bir ses tonu ile.
Tüm tim ağzı açık doktorun dediklerini dinlemişti. Evet daha çok yeniydi Deniz. Ama onları üzen timdeki arkadaşlarından birinin ölmesinin yanı sıra yine ve yine bir Türk evladının daha onlara veda etmesiydi. Tüm Türkiye üzülecekti. Fakat sadece 20 maksimum 30 saniyeliğine.
Zaten normalleşmemiş miydi televizyonda birilerinin ölüm haberini duymak?
En normalleşmesi gereken şey bile normalleşmişti insanlar için. Hatta bu haberleri duymamak için haberleri bile açmıyorlardı bazıları. Belki de 'canımızı sıkmaya değmez' diye düşünüyorlardı. Belki de 'Kendi sonumu izleyemem ' diyedüşünüyorlardı. Sahi kimin canı güvendeydi ki? İnsan kendisi adına bile korkamaz olmuştu çevresi adına korkmaktan onları korumaktan.
Kimse kendi adına yaşayamıyordu. Çevresi adına yaşamaktan. Ama ölmeden önce de bir tek kelime söylüyordu çoğu 'KEŞKE'. Keşkelere muhtaç kalmıştı insanlık.
'Keşke onun dediğini değil de kendi dediğimi yapsaydım.' 'Keşke onları umursamaydım' 'Keşke sırf onun için değişmeseydim.'
Neden kendi fikrinden başkasının fikrini önemserdi insan? Yaşamak neydi? Bence yaşamak kimsenin ne diyeceğini umursamadan gönlünce aklına gelen şeyi o an yapmaktı. Mesela sokakta bağıra bağıra şarkı söylemek. Yaşını , boyunu, kilonu umursamadan delilercesine koşturmak.
Elalemin dediklerine takılı kalmıştı insan. Elalem ise hala bilinmezlikteydi. Dünya dışı varlıklardır elalem. Hatta o kadar takılmıştı ki kendisini unutmuştu. 'Zayıf ol!' aslında o kendi kriterlerinde zayıftı. 'Uzun ol! ' aslinda o kendi kriterlerinde uzundu.
Sırf kendi egosunu tatmin etmek üzere insanların söylediği bu ilginç sözler kalıplaştı. 'GÜZELLİK ALGISI' başlığı altında toplandı. Tim insanların kafasına göre yaşamasını engelleyen şeyler de tek bir başlık altında toplandı. 'GÜZELLİK ALGISI' . Evrendeki en çirkin şey de tek bir başlık altındaydı 'GÜZELLİK ALGISI'
♟️♟️♟️
''KIZIM. CANIM KIZIM.'' Diye bağırdı Nihal Deniz'in tabutuna sarılırken.
''Tamam anne hadi gel'' dedi Mert, ağlayan Nihal'e sarılarak. Ardından onu yavaşça şehitliğin bankına oturttu.
♟️♟️♟️
''Hakkınızı helal ediyor musunuz?'' Diye sordu imam üç kez.
''EDİYORUZ'' Diye de ses yükseldi toplumdan tam tamına üç kez. Ardından tabutu kaldırdılar ve gömüleceği yere götürdüler.
Fakat bir sorun vardı. Asrın kaşlarını çatıp Deniz'e baktı. Vücut ölçüleri tam uymuyordu. Deniz gömülen Deniz'den daha uzun ve iriydi.
Fırat Albay gülümseyerek baktı Asrın'a. Anlamıştı. Ardından Asrın kafasını kaldırıp Fırat albaya baktı. Fırat Albay ona gülümseyerek kafasını salladı. Asrın o sırada anladı. İstemsizce gülümsedi. Fakat gerilmişti de. Kafasını tekrar yere eğip iki defa salladı.
Gelecek günlerin çok daha zor olacağını bilmeyerek güldü.
___________________________________________
GUZZULAR YENİ BOLÜMÜNEN GARŞINIZDAYYIM. UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSINİZ BEĞENİRSENİZ YILDIZ BUTONUNA BASMAYI YORUM YAPMAYI VE ÇOK SEVİLDİĞINİZİ UNUTMANN. ÖPULDÜYÜZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunayın Uğultusu
Azioneİntikam uğruna kuvezde yerleri değiştirilen iki suçsuz bebek. Bebeklerden biri büyüyüp asker olursa ve bunu öğrenirse ne olur? Peki o asker hiçbir duygu hissetmiyorsa. Onun bir hastalığı var ve duyguları yok. Asker /aile kurgusudur.