EL Mİ YAMAN AYRILIK MI?

487 69 28
                                    


Yol boyunca ağzımdan tek kelime çıkmamıştı. Gülcan birkaç kez konuşmam için ısrar etse de konuşamamıştım ki. Aklım başka kalbim bambaşka bir yerdeydi. Kendime gelmem için Gülcan tararfından açılan camla birlikte yüzüme püfür püfür rüzgar vurdu. Yel esti kokusu geldi sanki burnuma. Çenem titredi, gözüm doldu ama müsade etmedim taşmasına.

Eve girdiğimizde annemin uyumayıp beklediğini gördük. Güler yüzüyle karşıladı bizi. Onu üzmeye asla hakkım yoktu yarın sabah İstanbula gidecektim ve aklı bende kalırdı. O yüzden toparlanıp bir gülümseme kondurdum ben de yüzüme. Sevgisine karşılık verip odama geçer geçmez çöktü omuzlarım.

"Zeynep" dedi Gülcan fısıldar gibi. "Korkutuyorsun artık beni. Atamadın mı hala şoku? Korkuyor musun yoksa?"

Korkuyordum hem de köpek gibi. Şimdi eski ben olsa aman çok da umrumda der yoluma bakardım ama şimdi iş başkaydı. Şimdi mesele büyüktü. Şimdi konu aşktı. Şimdi mevzu Ushan'dı. Ben boşuna korkudan ölmemiştim onu kabullenirken. Ushansız bir hiç olurdum sanki. Sustuğum ne varsa doldu aklıma. Tutamadım daha fazla. Çenem titredi ufaktan.

"Ushan." dedim kısıkça. Birden yüzüm ıslandı. Hayır! Hayır, ağlamıyordum. Ağlamamalıydım. Ben öyle kolay kolay ağlamazdım ki.

Gülcan çok yanlış anladı. Ushan'a bir şey oldu sandım diye düşünüyordu. "Zeynep, Ushan iyiydi canım."
Biliyordum. Görmüştüm kanlı canlı oradaydı. Çöpü bile kapatmıştı hatta.

O yüzden meramımı dile getirdim. "Ushan, beni bıraktı galiba." der demez gözyaşlarıma kısık iç çekişlerim eklendi. Durduramadım kendimi.Burnum da aktı hep. Gülcan omzuma sarıldı. Daha çok ağladım. Omzuna yaslanıp acıdan canım yanar gibi iniltiler kaçırdım ağzımdan. Acıyordu da zaten.

"Zeynep sakinleş ne olur. Birgül teyze gelecek neredeyse bak sesine. Korkutma beni daha fazla."

"Ama Gülcan... Gelmedi yanıma, bakmadı. Gönderdi resmen beni."

"Ama kuşum dedi ya sana siz eve geçin ben taksiyle geçerim otele diye. Gönderdi de gece uzamasın diye gönderdi." Niye uzamıyordu ya uzasaydı gece. Başından savmıştı beni resmen. İnsan insanı öylece bırakır mıydı?

"Öyle mi dedi?" Ne demekti ki bu. Gelmemişti işte neticede. Sarıp sarmalamamış, Zeynebim dememiş, öpüp koklamamıştı. Şerbetim bile dememişti.

"Öyle dedi kuzum."

"Niye öyle dedi sence? Yüzümü görmek istemediği için mi?"

Gülcan şaşkınlıkla gözlerini belertti. Anlamıyordu pek beni. "Ay Zeynep o nerden çıktı?"

"Ushan normalde benimle geçireceği tek dakikanın hesabını tutar Gülcan. Ama bak konuşmadı benimle, yolladı yanından. Ya ben? Hiçbir şey yapamadım. Bir poşet patates gibi o nereye koysa o tarafa gittim. Eski ben böyle mi yapardı? Çok savunmasızım ona karşı."

"Ama Zeynep sevgiline karşı neden savunman olsun ki zaten çok normal değil mi bu? Hem çok öfkelendi buna rağmen iyi bile dayandı. Ona da hak ver kendini üzme canım benim." Hayırdır ya Ushan'ın en yakın arkadaşıyla mı görüşüyordum ben?

"Çok korkuyorum. Ya beni onunla yüz göz ettin, geçmişinden bıktım istemiyorum seni derse." Bir de bana duş esprisi yapanın Murat olduğunu bilmiyordu. Bilse Murat'ı konteynıra değil konteynırı Murat'a atardı kesin.

Bana kalsa şu an konteynırı Murat'a sokardım.

"Abartma makinesi abarttın yine. Hadi ara sen bir Ushan'ı."

"Arayayım mı?" derken sesim titredi. Biraz tanıdıysam açmayacaktı.

"Ara tabi."

"Ya engellediyse beni." Böyle bir ihtimal yoktu ama felaket felaket şeyler geliyordu aklıma. Durduramıyordum vesveselerimi.

USHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin