5. BÖLÜM
"Reçeli uzatsana."
"Çayını tazeletecek olan varsa mutfağa geçiyorum."
"Asude abla bu gözlemenin tarifini yollasana bana."
"Büyük şiştim yalnız bu kahvaltı en az 2 aylık sporu hak eder."
"Yiyin yiyin can boğazdan gelir."
Ablam öyle bir masa hazırlamıştı ki şimdiye kadar gördüklerimi unutturmuştu bana. Gülcan'ın da benim kadar boğazına düşkün olduğunu bildiğinden döktürmüştü. Yemeye bayılsam da kilo almaya da meyilli bir vücudum olduğundan öğün sayıma ve saatlerime dikkat ederdim. Ama bu masa nice yeminleri bozdururdu.
Kahvaltıdan sonra ben kahveleri yapar, Gülcan ve ablam balkondaki çiçekler hakkında konuşurken Nur da telefonuyla konuşmak için içeriye geçmişti.
Kahveleri içeri götürüp orta sehpasına bıraktıktan sonra anonsa geçerek herkesi içeri toplamıştım çünkü biraz daha içmezsem yediklerim beni sindirecek ve patlayacaktı.
"Abla şu an göbeğim ağzıma değecekmiş gibi hissediyorum ben. Neden yaptın bunu bize Asude kadın?"
"Daha dur akşam menüsünü gör sen bir de."
"Ay yok kalmayız akşama daha da yemem bugün kötü hissediyorum kendimi."
"Üzülme ablam, yollarız seni de yeğeninin yanına iki yumruk sallar üç tekme atar eritirsin. Akif sana hocalık da eder hem. Güvenli ellerde olursun."
Olmam olmam. Ablamı cevapsız bıraksam da o bir süre bakışlarını çekmedi yüzümden. Öyle ki elim suratıma doğru gidecek oldu. Konuşma akarken aklıma telefonumda bekleyen istek gelse de kovdum hemen onu da.
Ablam eniştemi aramak için telefonunu alıp çıktığında biz de Gülcan'ın banka işlerini bahane ederek kaçma planları yapmıştık. Ve evet bunu kaşla gözle yapmıştık çünkü Nur, Gülcan'a karşı ne kadar soğuksa Gülcan da ona karşı bir o kadar uzaktı. Aralarındaki anlamsız gerilim beni de etkiliyordu ister istemez ama alışmıştım da bir yandan. Yine de ne yapacağımı bilemiyordum aralarında yalnız kalınca.
Ablama gitmemiz gerektiğini söyleyince izin verse de ablalık hakkını öne sürerek akşam yemeğine geri gelmemiz için söz almıştı.
Hazır çıkmışken gerçekten bir spor salonuna kaydımı da yaptırsam iyi olacaktı. Bir daha da böyle yemeyeceğime yeminler ederek yürüdüğüm yolda gördüğümüz Beyoğlu Çikolatacısı ile yeminimi bozmam arasında yaklaşık 15 dakika vardı. Banka muhabbeti zaten uyduruktan bir bahane olduğundan iptal etmemiz hiç zor olmadı. Şansımıza küçücük mekanda iki kişilik boş bir masa bulup çöreklendik, siparişlerimizi de aldıktan sonra benim sazı elime alma vaktim gelmişti artık...
*
"Gülcan."
"Canım?"
"Ben seninle bir şey konuşmak istiyorum. Ben çok boş hissediyorum ama galiba aslında içim çok dolu."
"Hayrolsun yavruşum. Anlat ne oldu?"
"Gülcan kafam çorba ya. Hayatımda ilk kez geliyor böyle bir şey başıma şaka gibi. Kendime acıyorum şu an." Durup nefes aldım ve devam etmek konusunda emin olamadım. Ya bu konuları konuşunca kafam daha da karışırsa diye tedirgin oldum.
"Endişelenmeli miyim yoksa metin olup sana desek mi olmalıyım bilemiyorum şu an. Biraz daha aç konuyu."
Haklıydı karmaşık bir konuydu nasıl netleyeceğimi bilemiyordum. Ama konuşmayınca da hiç anlamıyordum neler olduğunu en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir diyerek daha da açtım konuyu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
USHAN
Chick-LitZeynep dışardan baktığınızda duruşuna hayran kalacağınız, 24 yaşında, üniversite mezunu, psikolojik çalkantılarının farkında ve bu farkındalıkla ne yapacağını bilemeyen genç bir kızdır. Ushan ise 24 yaşında, üniversite mezunu, psikolojik çalkantıla...