KISASA KISAS

450 79 31
                                    

Eveet minik minik düzenledikçe salıyorum bölümleri hadi okuyun ve fikirlerinizi belirtin siz onları okumayı seviyorsunuz ben de sizin yorumlarınızı yemin ederim çok kafa insanlarsınız hahdusj

Keyifli okumalar🌸

*********************
Karşımda hala en son Ankara'daylen üzerinde olan siyah kotu ve beyaz keten gömleğiyle saçları hafif dağılmış vaziyette dikiliyordu. Ben de dizleri eskimiş pijamam ve yıkanmaktan rengi solup pijama olmaya hak kazanmış oversize tişörtümle ondan daha beter görünüyordum. Hadi benim gözlerim zırt pırt ağlamaktan çökkündü. Ya ona ne oluyordu acaba?

Suratsız duruşuna karşılık tek kelime etmeden kalabilmeyi isterdim ama o an nasıl oldu anlamadan soruverdim.

"Hayırdır?" Ancak bu kadar kibar olabiliyordum nur yüzüne karşı.

"Hayır tabi hayır. İçeri geçelim." O da pek kibardı maşallah.
Girebilir miyim diye sormuyordu bile. Çok yüz vermiştim buna. Ama apartmanda da kavga edemezdim. O yüzden yana çekilip zaten içeri doğru yönelen ona yol verdim.

İçeri geçtiğimizde paşalar gibi geçip koltuğun ortasına kuruldu. Biraz ilerledim ve karşısına dikildim. O da geriye yaslanıp yayvan bir oturuşla baktı bana. Tepesinde oluşum bu gıcık ve otoriter duruşundan hiçbir şey kaybettirmemişti beyefendiye. Bu beni daha da perçinledi.

"Otursana Zeynep." Kendi evimde bana yer gösteriyordu. Ushan isteyince çok gıcık bir adam olabiliyordu demek ki. Yazık başına geleceklerden haberi yoktu tabi.

"Neden geldin Ushan?"

Hakkı varmış gibi kaş çattı. Asık suratı daha da asıldı. Eş zamanlı benim de.

"Sevgilimin evine geldim. Nedeni nasılı mı var?"

Saniye sektirmedim. "Var."

Yüzünü sinir kaynaklı bir kırmızılık bastı. Alnındaki damar biraz olsun belirginleşti. Kızabilirdi. Hatta daha çok kızsındı. Böyle domuz domuz durmasındansa kızarıp bozarmasını tercih ederdim. Sanırım son mesajlaşmamızdan ötürü beni pısmış ve üzgün bulmayı bekliyordu ki böyle kabara kabara gelmişti yanıma. Kıyamam, çok yanılıyordu.

"O ne demek?"

"Ne duyduysan o demek."

"Zeynep. Daha dün elin iti yüzünden kafayı yememişim gibi bir de bana senin evine gelemeyeceğimi söyleme. Bana hepten kafayı çizdirtme yavrum."

Hay Allah birden yavrusu oluvermiştim. Bak sen şu Allah'ın işine...

"Hayret daha dün öfkeliyken yanımdan gitmiş, telefonlarımı açmamış olan sen değilmişsin gibi hatta birlikte döneceğimiz yolu bana tek başıma teptirmemişsin gibi şimdi de öylece kollarımı açıp seni beklememi bekliyorsun. Güzel hikayeymiş Ushan."

"Boktan şeyler yaşamış olmamız bizim sevgili olduğumuz gerçeğini değiştirmez Zeynep. Evet dün gerildim kırmamak için uzaklaştım. Şimdi sakinleştim sana geldim."

Söyledikleri beni sakinleştirmiyor hepten delirtiyordu. O mu damarıma basıyordu ben mi kavga odaklıydım bilmiyordum ama hiç geri vites yapasım yoktu.

"Aa haklısın. Ben de senin minik kuklan olarak öylece seni bekledim. Sen bir şeyler yaşadın bir şeyler hissettin ben öyle durdum, ne kırıldım ne kızdım. Çok haklısın."

Sinirliydim ama kelimelerimin çıkışı dümdüz ve sakindi. Şu an daha da iyi fark ediyordum ki bu halim onu kudurtacaktı. Dün geceki çabalayan halimi mumla arayacaktı.

"Kabahat bende mi oldu şimdi Zeynep?"

Ortada bir kabahat mi vardı Allah aşkına?

"Bendeydi yani. Ben ne yapmıştım ki Ushan? Nasıl kestin bana faturayı anlatsana. Tüm gece düşündüm anlamadım çünkü ben."

USHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin