TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAKTA ZEYNEP GİBİ OL

1.3K 67 8
                                    




10. BÖLÜM

Kapıdan girdiğimde yüzüme vuran sıcak havayla üşüyen vücudum bir nebzede olsa rahatladı. Güvenlikten geçip danışmaya ilerledim ve kimliğimi göstererek yeni çalışan olduğumu bildirdim. Yaka kartımı verip departman müdürüne yönlendirdiler. İşe alımda görüştüğüm beyefendiydi bu. Önceden gördüğüm birini görmek beni rahatlatsa da pek yanında kalamadım. Yeni işimi hayırladıktan sonra doğrudan birim başkanına postalandım. Birim başkanı genç güzel bir kadındı ama ufak bir kusuru vardı. Biraz asık suratlıydı. Bana birini hatırlattı...

Yanına ilk girdiğimde istenmediğimi sandığım bir hava oluştu sanki ama işine o kadar odaklanmıştı ki onu yargılayamadım. Müdür odadan çıktığındaysa hemen yerimi göstermesi halimi hatrımı sorması ve kahve ikram etmesi beni inanılmaz şaşırttı. O zaman anladım ki tavrı bana değil müdüreydi. Müdür de bana ne kadar ılımlıysa birim başkanına o denli soğuktu. Biraz daha gözlemlesem olayı çözerdim kesin.

İşleyişi baştan sonra anlatan Aylin Hanım'ı yarı anlar yarı anlamaz dinledim ama içimi de bir telaş kapladı. Her ne kadar tablete not alsam da kafam çok yerde karışmıtı. Kaygımı anlayıp bunların bir öngösterim olduğunu bir ay boyunca hem onunla hem birimdeki diğer elemanlarla işi öğrenecek vaktim olduğunu hatırlattı da rahatladım. Bilmiyor değildim ama pratikte her yerin işleyişi bambaşkaydı bunu stajlarımda da görmüştüm.

Bu birim çok kalabalık değildi. Toplamda 8 kişilerdi ve benimle 9 olacaklardı.

Birim başkanı Aylin, birimin kıdemlileri Kemal ve Şeyma, son bir yıldır burada bulunan Beyza, Uğur, Yakup ve Dilan. Bir de hepsini asiste eden Yağmur. En gençleriydi ve hepsinin kardeşi gibi sevdiği bir kızdı. Önlisans yönetici asistanlığı mezunuymuş ve mezun olur olmaz burada başlamış. Stajını yaptığı yerden iş teklifi alacak kadar da çalışkanmış. Şeytan tüyü de vardı bence. Benim bile hemen kanım ısınmıştı.

İlk günüm tam anlamıyla Aylin Hanım'ın yanında koşturarak geçmişti. Neden bu bölüme başkan olduğunu sorgulamaya bile gerek yoktu. İnanılmaz bilgiliydi ve besbelli ki hırslı bir yapısı vardı. Birimde çalışan Şeyma Hanım burada 6 senedir çalışıyorken birim başkanı o değil Aylin Hanım'dı ve burası onun ilk iş yeri sayılırdı. Şeyma dahil hepsi ona ayrı bir saygı ve sevgi duyuyordu ve gelip her şeyi danışıyorlardı. Aylin Hanım bir kere öf demeden her işlerini hızlıca halletmeleri için yönlendiriyordu. Bu da beni bir nebze daha rahatlatmıştı. Sonuçta artık ben de onun birimindeydim ve en çaylakları olmak durumundaydım. Öğle arası yemekten sonra kahve içmeye çıktılar ve bunu aralarına katılmamı kutlamak için yaptılar. Elbette onore oldum ve bir şey daha öğrendim. İyi bir birim yöneticisi yanındaki arkadaşlarını yönetirken onları mutlu edebileceği anları da es geçmiyordu. Bunu bugün birkaç kez daha görmüştüm. Kendine kahve alırken Şeyma Hanım'a indirdiği çaydan, Kemal Bey'in hasta annesinin durumunu sorarken ve her an bıktığını dile getiren Uğur Bey'i sakinleştirip onu anladığını ama bu konuşmaları yalnızca bu odadayken yapması gerektiğini başka birinin duyduğunda yanlış anlaşılıp üstlere hesap vermek zorunda kalabileceği konusunda uyarırken. Birimin yöneticisi ve sanki gizli annesi gibiydi de. Ve tüm bunları yapan kadın yalnızca 26 yaşındaydı. Benden iki yaş büyüktü ve dört yıldır burada çalışıyordu. Ben geç mezun olmuştum ne yazık ki. Okula bir sene geç başlamış bir sene de mezuna kalmıştım.

Öğle arası beni tanımaya çalışan insanlara kendimi anlatmak zor olmamıştı. Yalnızca Yakup'un fazla ilgisi bir adım geri durmamı sağlamıştı. İyi çocuktu ama eli her an üzerimde olabilirdi. Hiç beklemediğim anda elimi tutup tırnaklarıma gerekten şok olmuştum. Sanırım diğerleri de bunun farkındaydı ki anlık bir sessizlik oluştu. "Hayır takma değil kendi tırnaklarım" deyip elimi kaçırmam beni uyandırmıştı. Fazla gergin davranmaktan korkuyordum bir yandan da.

USHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin