17. Bölüm

243 11 0
                                    

İsmimin tekrar edilmesiyle yan tarafımdan dürtülüyordum, gözlerimi hafiften açtığımda arabada olduğumu fark ettim. Burada ne arıyordum? Yanıma döndüğümde gülümseyerek bana bakan Kerem'le karşılaştım.

"Kerem..neredeyiz biz?"

Hafif uykulu sesimle konuştuğumda Kerem tatlı tatlı yanıt vermişti.

"Havalanına geldik güzelim uyanırsan ineceğiz"

Duyduklarımı algılamaya çalışırken kafamı çevirdiğimde gerçekten kocaman havalanı burdaydı.

"İyi de aşkım napacağız burada?"

"Güzelim sen, ben, bebeğimiz, Yunus ve Tuğçe hep beraber tatile gidiyoruz"

Gözlerimi kocaman açıp şaşkınca Kerem'e bakarken bana yaklaşıp yanağıma öpücük kondurmuştu.

"Evden çıkmadan önce annen kahve ikram etti biz içerken sende uyuyakaldın hiç uyandırmak istemedim"

"Aşkım tamam da bavulum falan yok napacağız tatile gidip?"

"Sevgilin her şeyi düşündü yavrum bavul hazırladık Yunus'la, valla anam ağladı özellikle o makyaj malzemelerinden hiç bir şey anlamıyorum ne bulduysam doldurdum"

Gülmeye başladığımda Kerem de sırıtıp boynuma doğru yönelmişti, nefesini boynumda hissetmemle bende ellerimi onun boynuna sarmıştım.

"Şu ince düşünceliliğin beni bitiriyor, aşığım sana"

Kerem dediklerimi duyduğunda iyice sırıtıyordu, gülüşü o kadar güzeldi ki alın gömün beni şu gülüşüne.
Birbirimize tatlı tatlı bakarken camlarımıza vurulmasıyla şaşırmıştık, dışarıdan göremezlerdi çünkü camlar filmliydi ama biz görüyorduk ve gelen Yunus ile Tuğçe'ydi.
Kerem camı açıp bizimkilere bakarken ikisi beraber sırıtıyordu.

"Yenge şükür uyandın ya hadi çıkın arabadan uçağa yarım saat kaldı"

Kerem göz devirdiğinde tekrar camı kapatmıştı tabi Yunus ve Tuğçe ise gülüyordu.

"Güzelim üstüne serdiğim hırkamı giy  hava soğuk hadi çıkalım valizleri indireyim"

Kerem'in yanağına öpücük kondurup üstüme serdiğim ama fark etmediğim Galatasaray'lı hırkasını giymiştim hemen, hava gerçekten hafif soğuktu.

İkimizde beraber arabadan indiğimizde hala hafif uyku sersemiydim haliyle daha çok üşümeme sebep oluyordu.
Kerem'le bagaja doğru yürüdüğümüzde 2 tane valizi indirip tekrar kapatmıştı arabayı.

"Aşkım bir valizi de ben alayım ver"

Kerem inatla valizi vermezken bende inatla almak istiyordum.

"Aşkım verir misin lütfen hem el ele tutuşmuş oluruz diğer elimle valizi tutarım hadii"

Kerem sırıttığında yanağıma öpücük kondurmuştu ve daha minik olan kendi bavulunu bana vermişti çünkü benim bavulum Kerem'e göre daha büyüktü.

Bir elimde valizi tutarken diğer elimle de sıkıca Kerem'in elini tutmuştum, bu kadar istekli olmam Kerem'i nedense hep güldürüyordu.

Havalanı kapısında bizi bekleyen Akgün çiftinin yanına ilerlediğimizde ikiside çok neşeli halde bizi bekliyorlardı.

Gittiğinde | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin