18. Bölüm

264 10 1
                                    

Taksiden indiğimizde biz Tuğçe'yle geldiğimiz otele bakarken Yunus ve Kerem ise taksi parasını ödeme kavgası yapıyordu en son taksici ikisinden de yarım yarım aldığında biz ise gülerek bizimkileri izliyorduk.

"Hayır yani bıraksana olm ödeseydim"

"Sus be kero ödedik ya kardeşim"

Ellerini birbirlerinin omuzlarına atıp güldüklerinde yanımıza gelmişlerdi, Kerem yanağıma öpücük kondurup valizleri aldığında Yunus da aynı şekil takılıyordu.
Biz Tuğçe'yle arkadan yürürken bizim erkolar valizlerle önümüzdeydi, içeriye doğru giriş yaptığımızda direkt valizleri ilgili personellere verip resepsiyona ilerlemiştik. Bu arada Keremle Yunus'un sürprizi olan otel Alaçatı'daydı, gerçekten sevdiğim yerlerdi her zaman hoşuma giden tatil yerleri arasındaydı ve Kerem bunu iyi biliyordu.

Aslında aslen aydınlıydım zaten soyadım da Aydın'dı, küçükken amcamla sürekli Aydın'da köyümüz olarak geçen ama köy gibi olmayan Kuş Adasına giderdik yani ne de olsa aslen oralıydım ve haliyle de tatillik bölgeleri çok severdim.

Otel lobisinde biz Tuğçe'yle otururken bizimkiler ise odaları ayarlıyordu, oda temizliği bitmişti ve personeller de zaten valizleri çıkartmıştı. Kerem ve Yunus da yanımıza geldiklerinde hep beraber asansöre ilerliyorduk, oda numaramız 417ydi (bilenler bilir anısı var) Yunus'ların ise 418di yani yan yanalardı.

"İlk defa 4lü tatile çıktık be"

Yunus heyecanlı konuşurken Kerem ensesine vurmuştu tabi Yunus da geri kalmayıp ona vurmuştu, asansör kapısı açıldığında tam inerken bir kız keremle biz el eleyken gelip çarparak içeri geçmeye çalışmasıyla Keremle ellerimiz ayrılmıştı aynı zamanda kız bana pis pis bakarken bir yandan elimi de acıtmıştı. Bu kız mal mı dercesine bakarken kız Kerem'e dönmüştü.

"Aa merhaba Kerem Aktürkoğlu değil mii? Fotoğraf çekilebilir miyizz?"

Kız heyecanla Kerem'e bakarken Kerem bir bana bir kıza bakıyordu, gözlerimle işaret verirken Kerem ne demek istediğimi anlamıştı.

"Kusura bakmayın acelem var üzgünüm"

Kerem yanıma gelip elimi tuttuğunda sinirle odaya yürüyordum, kartı Kerem'den alıp kapıya okuttuğumda içeri sinirle girmiştim.

"Güzelim, sakin olur musun?"

"Aman hanımefendi kusura bakmasın Kerem Bey üzgünmüş!"

"Yavrum sırf sen istedin diye reddettim fotoğraf çekilmedim ya zaten"

"He yani çekilmek istiyordun? Kızın bana olan bakışlarını görmedin mi? Öyle bir vurdu ki elim acıdı!"

Sinirle yatağa oturduğumda duygularıma hakim olamıyordum, hamilelik ciddi anlamda bana etki yapmıştı hemde öyle böyle değil.
Ellerimle yüzümü avuçlayıp kapattığımda depresif depresif gibi takılıyordum.

Kerem yanıma oturup ellerimi yüzümden çektiğinde ellerime öpücük kondurmuştu. Bir anda ağlamaya başladığımda biri görse beni bipolar sanabilirdi.

"Ya Kerem ben böyle bir hamilelik geçireceğimi tahmin etmiyordum, çok zor geçiyor duygularımı kontrol edememeye başladım"

Ağlayarak konuşurken Kerem beni alıp göğsüne yaslamıştı, bir eli belimi okşarken diğer eli saçlarımı okşuyordu.

"Güzelim bunlar gayet normal şeyler olabilir anlıyorum zaten farkındaysan sana karşı gelmemeye çalışıyorum çünkü elinde olmadan ani değişimler yaşıyorsun ama merak etme derin nefes al sakinleş"

Gittiğinde | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin