19. Bölüm

238 8 0
                                    

Kerem'den☆

"Nisa sevgilim nolursun dayan, Allah'ım sen yardım et!"

Ambulansta kenara köşeye kıvrılmış hastaneye gitmeyi beklerken çaresizce ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu elimden, çok kan kaybediyordu üstüne üstlük karnına yakın bölgeden vuruldu.
Ya ona bir şey olursa? Ya da bebeğimize..

Kim yapmıştı bunu? Dilara ve ailesi hapisteyse bunu yapan, sevgilimi vurup kaçan kimdi? Hemde evlilik teklifi etmiştim en mutlu günlerimizden birinde..

Ambulans durduğunda acilen inmiştik Nisa'yı sedyeyle içeri götürüyorlardı, bende çaresizce arkalarından devam ediyordum. Acil müdahale kısmında odaya aldıklarında kapılar kapanmıştı ve hastane kolidorunda yalnız başıma Nisa'yı bekleyecektim.
Hemşireler, doktorlar bir oraya bir buraya koşarken sadece ağlıyordum.
Kimsenin işine müdahale edip içeri girmeye çalışamazdım, beklemekten başka bir şey gelmiyordu elimden..

Telefonumu alıp saate baktığımda 23.00'a geliyordu, hemen Yunus'u aramıştım çünkü şu an daha önce asla gelmediğim bir hastanedeydim zaten farklı şehirdeydik burada tek olan Yunus ve Tuğçe'ydi.

Birkaç dakika geçmeden Yunus telefonu açtığında oturduğum yerde ağlayarak duruyordum.

"Alo?"

"Yunus.."

Ağlamam gittikçe şiddetlenirken Yunus da korkmuştu sesimi duyunca.

"Lan Kerem? Noluyor oğlum sesine ne oldu?"

"Yunus..Nisa vuruldu"

"Ne? Ne demek vuruldu! Kim vurdu, nerdesiniz!"

"Kim vurdu bilmiyorum yüzleri kapalıydı arabayla geçerken vurup kaçtılar, neredeyiz onu bile bilmiyorum!"

"Tamam kardeşim sakin ol kötü düşünme yengem çıkar ordan merak etme, hemen konum at geliyoruz"

Çaresizce telefonu kapattığımda konumu atıp telefonu cebime koymuştum, elimde Nisa'nın çantası vardı hastane koridorunda onu bu şekilde elimde çantasıyla bekleyeceğimi düşünmezdim. Benim hayalim bebeğimizin doğumunda beklemekti bu haldeyken değil..

Nisa'nın elimde duran çantasını acaba mendil bulur muyum diye açmıştım. Telefonu, minik bir cüzdan, ruj falan vardı en son kenarda duran beyaz kağıt parçası gibi olan şeyi aldığımda gördüğüm görüntüyle iyice şok olmuştum.

Ultrason görüntüsüydü..bana göstermek için mi getirmişti? Bu bizim bebeğimiz miydi? Daha çok küçüktü neredeyse yok gibiydi, bu resmi göremeden Nisa'yı içeri almışlardı..ağlamam tekrar şiddetlendiğinde gittikçe berbat bir hale dönüyordum. Bebeğimizin resmine beraber bile bakamazken ya ona bir şey olursa? Düşüncelerim iyice ağlamamı arttırıyordu, başıma ağrılar giriyordu dakikalar saniyeler geçtikçe bende bitiyordum.

Yan taraftan bana doğru koşan iki kişiyi görmüştüm, Yunus ve Tuğçe gelmişti.

"Kerem, kardeşim!"

Hızlıca yanıma geldiğinde ayağa kalkıp sarılmıştık, sadece ağlıyordum başka bir şey yapamaz düşünemez hala gelmiştim tek derdim sevgilim ve minik yavrumuzdu.

"Yunus ya Nisaya bir şey olursa? Ya da bebeğimize, ben ne yaparım?"

"Kardeşim bak kötüyü çağırma yengem güçlü kadın çıkacak ordan hemde yiğenimle beraber çıkacak"

Gittiğinde | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin