Bedenim tir tir titremeye başlamıştı. Gözlerim dolmuş neredeyse ağlayacaktım. Etrafta yeni yeni fark ettiğim geçmişe ait şeyler vardı. Tabelalar, arabalar, insanların üzerindeki kıyafetler bile...
Kaza yaparken duyduğum gibi bir korna sesi duydum, a...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Onu sevmek nefes almak gibiydi. Gel de nefes almaktan vazgeç şimdi."
*
Sevdiğim adamın arkamdan gelmesi içimde farklı bir his uyandırmıştı. Sanki o bir avcıydı ve ben de tuzağa düşürmeye çalıştığı avdım. Sorun şuydu ki o tuzağa girmeyi kendim istiyordum. Ve kahretsin ki, bundan başka istediğim hiçbir şey yoktu.
Adımlarımızı onların evinin önünde durduğumuzda bana kafa karışıklığı ile baktı. "Gülüm, bir şey mi oldu?"
"İçeri geçelim anlatacağım." Dedim sadece. Beni sorgulamadan anahtarı çıkartıp kapıyı açtı. İçeriye girdiğimizde yapacağım şey yüzünden fazla heyecanlıydım. Ya beni reddederse diye düşünüyordum. Bunu yapmazdı değil mi?
Hayır. Hiçbir erkek karşısında dokunulmak için neredeyse yalvaran bir kadını geri çevirmezdi. En azından hiçbir aşık erkek.
"Ee gülüm? Ne oldu, anlatmayacak mısın?"
"Önemli bir şey değil, biraz yoruldum." Dedim, elbette yalandı. Parmaklarım elbisemin yaka kısmına uzanarak dekoltemi biraz daha açtım. "Bugün hava çok sıcaktı değil mi?"
Kenan'ın bakışları hızla gerdanıma düştü. Onu bir kere bile olsun beni cinsel anlamda süzerken görmemiştim ve lanet olsun, şuan ki bakışları çok iyi hissettiriyordu. Onun karşısında savunmasızdım.
Yutkunduğunu gördüm.
Beni istiyordu.
Başını salladı. "Sıcak."
"Ceketini çıkartmak ister misin?" diye sordum, ona doğru ilerlerken. Çıkartmamı istediğini dair bir cevap vermedi ama aksini de söylemedi. O yüzden hemen önünde durarak ceketini çıkarttım. Bakışları üzerimdeydi. Sonraki hamlemin ne olduğunu bilmek ister gibi bakıyordu. Parmaklarım gömleğinin düğmelerine uzandı bu sefer. İlk iki düğmesini açtım. Üçüncüyü de açarken eli bileğimi kavrayarak beni durdurmuştu ama düğme çoktan açılmıştı. Tabi ki de gözlerim hızla oraya inmişti.
Kenan'ın göğsü mavi gökyüzü kadar genişti. İçimde ona sığınma isteği uyandırıyordu. Aynı zamanda ona dokunma ve onu öpme... Yalayıp ısırmak istiyordum.
Sağ elimi gömleğinden içeriye daldırdığımda Kenan bileğimi bırakmak zorunda kaldı. Parmaklarımı göğüs kıllarının içinden gezdirip okşadım. En az bıyıkları kadar hoşuma gidiyordu bunlar. Omuzlarımdan tutulup durdurulduğumda göğsünü öpmek için uzanmıştım.
Başımı kaldırarak beni izleyen kahve gözlere baktım. Az öncekinden çok daha farklı bir duyguyla dolmuştu. Şehvetle.
Çenemi tutarak dudaklarını benimkilere bastırdı. Hızla karşılık verdim. İlkinden daha rahat ve istekliydik. Birbirimizi istediğimizi biliyorduk ve bunu belli etmekten geri durmuyorduk.