"Bütün gece balkonda sokağı ve sessizliği dinledim. Elimde bir bardak demli çay ve gökyüzünde yıldızlar."
*
Kenan gözleri önünde sevdiği kadının kapıdan dışarı çıkmasını izledi. Bu son zamanlarda çok sık oluyordu. Ondan gizli saklı işler yapmasına dayanamıyordu artık. Ona zaman vereceğini söylemişti ama daha ne kadar sürecekti bu sırlar?
Bekledi, bir süre daha bekledi fakat en sonunda dayanamayıp peşinden ilerledi. Kapıdan çıktığında abisiyle karşılaşmıştı. Dalgınlıktan önüne bile bakmadan yürüyen abisinin kolundan tutarak onu durdurdu.
"Abi?"
"Ne var oğlum? Ne var gene la! Meryem bitmedi bir de sen başlama. Kafam yerinde değil zaten bir de sizle uğraşamam."
Abisinin bu hırçın tarafıyla ilk defa karşılan Kenan şaşırdı. Son birkaç haftadır Meryem gibi onun da sakladığı sırlar canını sıkıyordu. Tüm bu entrikaların etrafında kendini yetersiz buluyordu.
"Ne oluyo abi? Hayırdır, ne bu tavır?"
"Oğlum, çık git önümden bak, gece gece papaz olmayalım."
"Meryem nerede abi?"
"Ne bileyim ben? Bekçisi miyim oğlum? Yürü git bak."
Kenan abisinin bu umursamaz tavırlarıyla daha sonra uğraşmak için şimdilik görmezden gelmeyi seçti. Hızlı adımlarla sokak sokak sevdiği kadını aradı. Onu belirli bir noktaya dalmış halde görünce korkmuştu. Abisinin ona söyleyeceği bir şeyden dolayı mıydı yoksa en kötüsü, ona bir şey mi yapmıştı? Eğer öyleyse... O zaman abisine söyleyeceği bir çift laf olurdu.
Ancak düşündüğü gibi bir şey yoktu ortada. Yine kendisinden saklanan o sırlardan birinin içerisine düşmüş gibi hissediyordu. Buna rağmen Meryem'e bir söz verdi. Onun için yapacağı son şey olsa da yarın abisinin evden çıkmasına izin vermeyecekti. Ya da o öyle sanmıştı.
Sabah saat dördü gösterdiğinde ezan okunurken kapının açılma sesine uyanmıştı. Abisi giyinmiş odadan çıkmaya çalışıyordu. O an Meryem'in bunu nasıl öngördüğünü anlayamadı.
"Abi?" diye sordu, yatağından kalkmaya çalışırken. "Nereye gidiyorsun?"
"İşim var. Kapıyı mı kilitledin sen?"
Kenan ayağa kalkarak abisinin karşısında durdu. "Ben kilitledim."
"Deli misin oğlum sen? Kapıyı niye kilitledin? Neyse tamam aç şu kapıyı hadi, işim var gideceğim."
"Ne işin var abi?"
"Sana hesap mı vereceğim bir de?"
"Abi saat sabahın dördü. Biz dükkânı yedide de açıyoruz. Senin bu saatte ne işin olabilir? Sen bizden gizli ne iş çeviriyorsun abi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI ZAMANLARA AİDİZ
Tarihi KurguBedenim tir tir titremeye başlamıştı. Gözlerim dolmuş neredeyse ağlayacaktım. Etrafta yeni yeni fark ettiğim geçmişe ait şeyler vardı. Tabelalar, arabalar, insanların üzerindeki kıyafetler bile... Kaza yaparken duyduğum gibi bir korna sesi duydum, a...