"Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum olduğunu öğrettin."
*
Kenan abisini kaybetmişti. Kalbinin yarısını... Ona abiden çok baba olan adamı.
Onun öldüğüne hala inanamıyordu, inanmak istemiyordu. Onu en son gördüğünde ona, onu cezaevinden çıkartacağını söylemişti. Abisine moral olsun, umudunu yitirmesin diye sarf etmişti o sözleri. Ancak içten içe bu günün geleceğini biliyordu. İkisi de biliyordu.
Abisinin yokluğu ona koyuyordu. Artık evin direği oydu. Annesine ve kardeşlerine bakmak zorundaydı.
Diğer tarafta da kalbinin diğer yarısı vardı. Sevdiği kadın, karısı.
Onu kollarının arasında gördüğü an kapılmıştı sevdanın pençesine. Meryem kara kaşı kara kirpiğiyle, beline uzanan ipek gibi saçlarıyla aklını başından almıştı. Güzelliğiyle büyülemişti onu. Bu yaşına kadar göğüs kafesinde işleviz duran kalbinin böylesine güçlü çarptığına ilk defa şahit olmuştu.
Meryem gelecekten geldiğini söylediğinde onları bir araya getiren kaderin bir bildiği var diye düşünmüştü hep.
İkinci bir tereddüdü olmadan inanmıştı ona. Söyledikleri kulağa deli saçması, gerçek dışı gibi gelse de ona inanmıştı. Tüm parçalar yerine oturmuştu. Hiç ortada yokken bir anda karşılarına çıkması, aşkını sürekli reddetmesi. Evlenmeyi kabul etmemesi. Hep bir bildiği olduğu içindi. Kendi zamanına geri dönme, zamanı değiştirme olasılığı... Bunlar onu geride tutmuştu hep. Ama ona kızmıyordu artık. Onu anlıyordu.
Her şeyi rağmen evlilerdi artık. Evli...
Düğün günü telaştan fark etmediği kolyeyi duvağını kaldırdığında görmüştü. O kolyeyi hatırlıyordu. O kolyenin yapılışını gördüğü günü daha dün gibi hatırlıyordu.
Meryem'in kıraathanedeki buluşmaya geldiği akşamdı. Onu evine bırakarak Cengizlerin evine geçmişti. Onlarla bir süre daha oturduktan sonra herkes odasına çekildi. Ancak Kenan'ın uykusu yoktu. Aklında Meryem'in sözleri vardı.
"Yapma... Benden sana zarardan başka bir şey gelmez."
Bununla ne demek istemişti ki?
Düşünüyor, düşünüyor aklına bir şey gelmişti.
Cengiz bilirdi. O her şeyi bilirdi. O yüzden abisini uyandırmamaya dikkat ederek odadan çıktı ve doğruca can dostunun odasına girdi.
İçeriye girdiği anda Cengiz'i masasının başında gördü. Yaptığı her neyse o görmesin diye üzerine bir kağıt parçası örtmüştü. Kenan kurnazca sırıtarak yanına yaklaştı. "Ne yapıyon la?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI ZAMANLARA AİDİZ
Ficción históricaBedenim tir tir titremeye başlamıştı. Gözlerim dolmuş neredeyse ağlayacaktım. Etrafta yeni yeni fark ettiğim geçmişe ait şeyler vardı. Tabelalar, arabalar, insanların üzerindeki kıyafetler bile... Kaza yaparken duyduğum gibi bir korna sesi duydum, a...