SU ÖZEL BÖLÜM: HER ŞEYİN SEBEBİ VE ZARARI

529 50 20
                                    


Naber Çalıkuşlarıı??

Okunma ve oy sayılarında ki o düşüşler nedir bakayım!?
.
Bölüm kısa, sonuçta bu bi' özel bölüm... Çok anlatabileceğim bir şey yoktu gerçi jsjsjs

Su'yun öyle çok korkunç bir çocukluğu yok, merak etmeyin😊

!!!OY VERMEYİ, BOL BOL YORUM YAPMAYI VE TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN CANLARIMMM!!!

!KEYİFLİ OKUMALAR!


-10 YIL ÖNCE, YAZARDAN-

"Baba! Annem yine o tuhaf şeyden içiyor! Korkuyorum" Diyerek salona koştu Su minik ayaklarıyla. Babasını da annesini gördüğü gibi görmek üzmüştü onu. Annesi mutfakta şarap eşliğinde sigara içiyordu ve Su bunu babasına söylemek istemişti. Ancak gördüğü manzara onu mutsuz etmişti elbet.

Babası salonda oturmuş önündeki sehpaya şarap koymuş ve sigara içiyordu. Annesi de babası da alkol bağımlısı olmuşlardı. Su da o ikisinin arasında kalan masum bir kız çocuğu.

"Siktir git başımdan!"

Annesi mutfaktan hemen koşarak salona gelmişti. Geldiği gibi Su'yun kafasına vurmuştu.

"Sen beni babana mı şikayet ediyorsun!? Terbiyesiz! Seni ne halt etmeye doğurduysam zaten! Allah belanı versin!"

"Gaye bu evde ben varken sesinin tonuna dikkat et! Haddini bil, öyle konuş. Yoksa haddini ben bildiririm!" Annesi Gaye kocasına baktı hayretle.

"Öyle mi Ekin bey? Gelin de bildirin o zaman bana haddimi! Senin gibi bir hadsiz bana haddimi bildiremez!" Babası oturduğu yerden bir hışımla kalktığında Su gözlerindeki korku ile bir ayağa kalkan babasına birde hâlâ ona diklenen annesine baktı. Babası Ekin, annesinin yanına gider gitmez elini kaldırdı ve kadının sağ yanağına güçlü bir tokat indirdi. Su'yun minik ve ince dudakları arasından minik bir çığlık kaçtığında babası ters bir ifadeyle kısa bir an baktı ancak sonrasında annesine tokatlar atmaya devam etti. Su odasına koştu minik adımları ile. Gözlerinde korku ve gözyaşı, kalbinde ise mutsuzluğun o ağır acısı vardı. Odasına gitti, kapıyı kapattı. Kapının kilidini bir kere çevirdi ve sırtını kapıya yaslayarak olduğunu yere çöktü. Onun çöküşü ile gözlerinden yaşlar boşalmaya başlamıştı, aynı zamanda da bir hıçkırık kaçmıştı dudakları arasından.

Bağırış ve birşeylerin kırılma seslerini işitmeye başlayınca küçük ellerini kulaklarına bastırdı. Duymamak istedi. Sağır olmak istedi. Kör olmak ve konuşamamak istedi.

"Babamın anneme vuruşunu görmek istemiyorum. Onların bağırmalarını duymak istemiyorum. Sürekli konuşup onların kavga sebebi olmak istemiyorum. Ölmek istiyorum." Kendi kendine dediği son şeyden sonra bir hıçkırık daha kaçtı dudaklarından. Ağlamaya devam etti. Günlerce ağlayabileceğini düşündü, Su.

Her kötü şeyin yaratıcısı olduğunu düşündü. Her zararın nedeni olduğunu düşündü.

Bugün on yaşındaki bir kız çocuğu dünyaya geldiğine pişman oldu ve ölmek istedi. Ama onun sesini soğuk duvarlardan başka hiç kimse duymadı. Ölmek istediğini defalarca söyledi o kız çocuğu ama onu anne babası değil, odasının soğuk duvarları duydu.

Annesinin veya babasının omzuna bir kere başını koyamayan bu kız çocuğu her Allah'ın günü sırtını duvarlara yaslıyor.

Su ellerini kulaklarından çekti ama bağırışları duymaya devam edince tekrar kapatmak istedi lakin buna engel olan çalan kapıydı.

Onu kurtarmaya geldiklerini düşündü.

Bağırışlar kesildi bir anda. Çalan kapı durdu. Ayağa kalkıp kapıya dayandı kulağını. Kısa bir süre sonra annesinin sesini duydu.



  -SU'DAN-

"Kimsiniz?"

"Biz sosyal hizmetler il müdürlüğünden geliyoruz." Aaa, bu bir sürü çocuk bakan kişilerdi. Kapıyı açtım yüzümde istemsizce oluşan gülümseme ile birlikte. Koşarak kapıya gittiğimde kapıdaki ablalar beni gördü ve yüzlerinde ki sıcak tebessüm ile bana baktılar. Sonra kollarımdaki morluklara. Sonra tekrar gözlerime.

Ablalar annemlerden izin almadan içeri girdiler ve girdikleri gibi salonu görmeleri ile duraksadılar. Bir kollarıma, bir da salonda ki o şişelere baktılar.

"Bu hâl ne? Bu evde küçük bir kız çocuğu var ve siz içiyor musunuz?" Beraber geldiği arkadaşlarına döndü. "Çocuğu alın ve işlemlere başlayın arkadaşlar. Böyle bir yerde bir kız çocuğu büyümez!" Karşı gelmedim. Gülümsedim sadece.

Abla elimi tuttuğunda bir anda duraksadım. Bana ne oldu der gibi baktı.

"Orada da yanağıma tokat atacak mısınız? Aç bırakacak mısınız? Böyle şeyler içecek misiniz?" Abla yutkundu.

"Asla!" Dedi net bir şekilde. "Asla öyle bir şey olmayacak, söz veriyorum. Hadi gel, gidelim." Kapıdan çıkarken annem ve babamın ayıp sözlerini, bağırışlarını falan duydum ama dönüp bakmadım. Bakarsam kızarlardı.

Şimdi ben yanağıma tokat yemeden mi büyüyecektim? Aç kalmayacak mıydım? O dumanı solumayacak mıydım? Eğer bu bir rüya ise ölüm rüyası olsun ve hiç uyanmayayım.

Orası çok korkutucu çünkü...




Bol bol yorum yapıp oy vermişsinizdir inşallah🤍🥺
.
BÖLÜM NASILDI BAKAMM?-Kısa olması hariç- BEĞENDİNİZ Mİ?

Diğerlerinden daha iyi bir çocukluğu var bence. O kadar korkunç değil😊

Gelecek özel bölüm hangi karaktere olsunnn??

Sonraki özel bölüm haftaya falan gelir zaten...

Kobra kurgusuna da üç dört gün sonra bölüm atmaya çalışırım, Falçata'ya da pazar akşamı saat 22.30'da bölüm var😊

Neyse cancanlar, sizi seviyom💕

Öptümmmm🤍

OY VERMEDEN KAÇMAYINNN

KIZIL ÇALIKUŞU-DÜZENLENİYOR(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin