Biraz uzunca bir hikaye bu... Gözü açılmadık bir kasaba kızının başından geçenler... O kız ben oluyorum. Güllü adım...
Daha onyedi yaşıma yeni girmiştim ki, köyden kasabaya gelin verdiler beni... Davullar, zurnalar, kınalar, kalabalık, derken düğünümüz bitti. Yeni evimde, kocamla baş başa kalakaldım. Dışarda avluda damadın sırtını yumruklayan akranları, akrabaları, yenge falan, bir kalabalık... Yaşım onyedi ama, her yerim gelişmiş, köy kızı, bıngıl bıngılım. Kocam Hasan 25'ini geçmiş. Tecrübeli...
"Soyun..." dedi sadece kendi soyunurken... Kırmızı gelinliği çıkardım yavaşça... İçliğimi, çoraplarımı falan... İncecik fanilayla kaldım, utanıyorum... Yan gözle baktım, ayağında donla bana bakıyor, çıplacık kalmış.
"Hadi kız, acele etsene, bizi bekliyorlar aşağıda..." diye üsteledi. "Çıkar üstünde ne varsa..."
"Utanıyom, bakma sen..." dedim.
"Gerdeğe giriyosun, utancak ne varmış?" dedi, yine de arkasını döndü. Ben de bir çırpıda ayağımdaki donu, düğün şerefine giydiğim sütyeni çıkarıverdim, yer döşeğine serili yorganın altına daldım. Tir tir titriyorum heyecandan...
"Bitti mi kız?" diye sordu. "Hı..." diyebildim. Ayağındaki donu sıyırıp yorganın altına girerken kocamın şeyini ilk defa o zaman gördüm.
Çeşme başında kızlar, gelinler konuşur, biz çocuklar çaktırmadan dinlerdik onları... Yok benim herifin şu kadar, yok bekçinin kol kadarmış, her gece karısını haşat edermiş, falan filan, bin türlü dedikodu... Ben de yeni yetme, gözümde canlandırmaya çalışırdım nasıl bir şey diye... Atların, boğaların şeylerini görüyoruz köyde ama, hiç erkek görmemişim kardeşlerimin pipilerinden başka... Erkek deyince atlarınki gibi bir şey bekliyorum ben...
Kocamınki şöyle iki parmağım kalınlığında, orta parmağımdan biraz uzunca bir şey... "Demek ki böyle oluyormuş" dedim içimden...
Yorganın altındayız. Kocam üstüme çıkarken ben bacaklarımı araladım. Öpmeye çalıştı. Bıyıkları battı yanaklarıma, düğün yemeğinde içtiği rakının kokusu geldi, tiksindim, başımı çevirmeye çalıştım. Çenemden tuttu, dudaklarımı ısıra ısıra öpmeye çalışırken üstüme abandı.
Az önce gördüğüm çükü kukuma dayandı. Gelinlerden dinlediğim kanlı hikayeler gözümü korkutmuştu, kendimi sıktım biraz... Memişlerimle oynamaya başladı bu arada... Epey büyümüşler ama daha ayva gibi ufarak, sert, narin... Nasırlı elleriyle ovalayınca canım yandı önce...
"Ayyy... Yapma..." dedim, aldırmadı. Sonra zevk almaya başladım oynadıkça... İçim yandı, yanaklarım kızardı. Bacaklarım aralandı. İsteklenmiştim. Kocam da iyice yaklaştı. Eline tükürüp aradan çüküne götürdü. Rakı yemek bulaşığı, sigara sarısı dişli ağzı... Kokusu... Midem bulandı.
Islattığı çükünü içime sokmaya çalıştı. Başı girdi önce... Dişlerimi sıkıyordum. Mememi sıkıp canımı yakınca dikkatim oraya gitti, bu arada hepsini sokuverdi içime... Bir ufarak sızı geldi geçti kasıklarımdan... Artık kız değildim.
Hasan bacaklarımın arasında kıpırdanmaya, içime sokup çıkarmaya başladı. Hırlıyordu kulağımın dibinde... Bense ne olduğunu anlayamamış, aptal gibi yatıyordum yatakta... Biraz biraz gidip gelmeleri hoşuma gitmeye başlamıştı. Kasıkları kasıklarıma vuruyordu. İçimde bir ıslaklık, şap şap sesleri çıkıyordu bana vurdukça... Tam kollarımı kaldırıp boynuna sarılmaya niyetlenmiştim ki,