Yaptı. Kendi elleriyle beni sikicime hazırladı kocam… Dantel transparan bir tanga külot, ince siyah jartiyer çorabı, jartiyer takımı, cicili bicili şeffaf tülden memelerimi gösteren bir beybidol, yüksek topuklu lame siyah ayakkabılar… Biraz abartılı bir makyaj… Egzotik bir parfümü boca etti başımdan aşağıya…
Bittiğinde elimi tutup etrafımda dönmemi sağladı. Parlayan gözlerle bakıyordu bana… Gardrop aynasında kendime bakarak,
“Nasıl oldum kocacım? Bir erkek olarak söyle bakalım…”
“Offf… Harikasın bir tanem… Tam sikilmeliksin… Tam Emre oğlanın ağzına, sikine layıksın şu anda… Yatırıp sikmemek için kendimi zor tutuyorum. Ama olmaz… Biraz sonra gelir sikicin… Seni ona siktiricem aşkım… Yavrum benim…” Dudaklarına yapıştım,
“Ah benim çılgın kocam… Azgınım benim… Pezevenk kocam… Dümbük kocam benim… Demek karını başka erkeğe siktireceksin ha? Utanmaz pezevengim…”
“Evet canım… Orospum benim… Sen zaten siktiriyordun kendini… Sadece benim haberim yoktu. Şimdi haberim varken siktireceksin… Daha güzel değil mi böyle? Ne dersin?”
“Evet aşkım… Daha güzel… Korkmadan sevişicem Emre’yle… Tadına vara vara… Kocamın izniyle… Onayıyla… Oh, çok güzel…”
Biz böyle konuşurken kapının zili çaldı. Genç kız gibi telaşlandım, ilk flörtüm eve gelmiş sanki, bir heyecan, bir çarpıntı…
“Geldi. Emre geldi.” Kocam güldü,
“Telaşlanma canım, erkeğine ben kapıyı açarım. Sen şu makyajını, rujunu tazele bakalım. Hata istemiyorum. Ona göre…”
Kocam apartman kapısını açmaya giderken ben de makyajımı tazeledim. Az sonra zil tekrar çaldı, Emre dairenin kapısındaydı. Kocama baktım, fısıldayarak,
“Geldi. Sen ne yapacaksın aşkım? Beraber mi açalım kapıyı?”
“Sakin ol. Sen kapıyı aç. Ben yokum, unuttun mu? Ben saklanıp sizi izlerim. Artık duruma göre hareket ederiz. Unutma, bana kızkardeşini borçlusun. Geri dönüşün yok artık…”
“Tamam tamam… Saklan sen, kapıyı açıyorum.”
Kocam hızla banyo tarafına doğru seyirtirken ben de gözden kaybolmasını bekleyip kapıyı yarım açtım yavaşça… Emre kapıda, çarpılmış gibi bana bakıyordu. Öylece kalakalmıştı, hayran bakışlarla baştan aşağıya süzüyordu beni…
Güldüm. Elimi uzatıp yakasına yapıştım, içeriye çektim erkeğimi,
“Çabuk içeriye gir am budalası…” diye fısıldadım. “Komşulara yakalanmak mı istiyorsun?”
“Seni hiç böyle görmemiştim aşkım.” dedi içeriye girdiğinde. “Harikasın. Çok güzel, çok seksisin.”
Kapıyı kapatıp ona döndüm. Hala karşımda durmuş, bana bakıyordu bir şey yapmadan… Haklıydı. Hep sokak kıyafetimle, pantolonla, etekle gitmiştim ona… Hiç böyle seksi jartiyer, çorap, çamaşırla görmemişti beni… Güldüm, yakasından tutup kendime çektim. Ayak parmaklarımın üstünde yükselip dudaklarından öptüm.
“Teşekkür ederim erkeğim…” dedim köfte dudaklarına seri öpücükler kondururken…
İnleyerek kaslı kollarını belime doladı, sabırsızca kendine çekti sımsıkı… Bir anda ahtapot gibi sarıvermişti beni… Göğüslerim onun kaya gibi göğsünde ezilirken nefes alamaz hale geldim. Ahtapotun kolları vücudumu sararken dudakları da vantuz misali dudaklarımı emmeye başlamıştı. Çılgın gibi öpüyor, emiyordu beni… Pantolonun önündeki kabarıklığı sürtünerek karnıma batırıyordu azgın şey…