Küçük kasabanın kahpesi (7)

847 0 0
                                    

Günlerce süren sessizlikten sonra kocamla ilk sevişme denemesiydi bu… Kocamı aldatıp aşığımla kaçtıktan sonra pişman olmuştum. Beni o halimle kabul etmişti kocam… Geriye, çocuklarıma, kocama, evime geri dönmüştüm. Süklüm püklüm, kırılmış, küskün, yorgun, bıkkın vaziyette… Ve günler sonra ilk kez sevişiyorduk kocamla…

“Gel Güllü, ayrı kaldığımız günlerin acısını çıkartalım” diyen kocamın yanına çırılçıplak süzülürken bir kadın olarak beklentim doğal olarak yüksekti. Tabi ya, aylarca ayrı kalmıştık. Başka bir kadına gitmediğine emindim. Beni sevdiğini, özlediğini söylüyordu. Her normal kadın bu davetten, bu sözlerden ne anlayabilir ki…

Sabaha kadar sürecek bir sevişmenin beklentisiyle girdiğim yatakta, bir iki saati biraz geçmiş olmalıydı ki, yine sırtüstü yatmış, tavana bakarak içimden sabır çekiyordum. Neden mi? Anlatayım.

Yatağa girince öpüşüp koklaşmayla başladık. İkimiz de çıplak, birbirimizin tenini okşadık uzun uzun… Duş yapmıştı, parfümlü duş jeli kokusu sinmişti vücuduna… Ağzı eskisi gibi iğrenç sigara kokmuyordu. Ve eskisi gibi karanlıkta, yorganın altında değildik. Yatakta, birbirimizin her yerini görerek, içimize sindirerek sevişiyorduk.

Hoşuma gitmeye, içim kaynamaya başladı. Baya ilerleme vardı kocamda… Sanki araştırmış, soruşturmuş, bir şeyler öğrenmiş gibi davranıyordu. Acele etmeden, sakin, eski çapaçul sevişmelerden uzak bir tavrı vardı.

Dudak dudağa öpüştük bir süre… Boynuma indi sonra, gerdanıma, göğüslerime… Uçlarını emdi, parmaklarıyla kavrayıp okşadı. Karnıma indi, yaladı diliyle… Kıvranıyordum. Sabırsızca saçlarından tutup başını kendime, apış arama çektim, yönlendirdim.

“Ohhh… Yala… Yala Hasan…” diye inledim yattığım yerde… Bacaklarımı açabildiğim kadar açmıştım. Islak dili amımın dudakları arasına kaydığında ben yükselmeye başlamıştım.

Sonra ne oldu bilmiyorum. Yükseldiğim gibi inmeye başladım. Evet, amımı yalıyordu kocam ama, bir şeyler eksikti sanki… Heyecan yoktu adamda, hırs, zevk yoktu. Bir görevi yerine getirir gibi, öğretilmiş bir robotun hareketleri gibiydi dilinin hareketleri… Ruhsuz… Saçını çekiştirdim,

“Orayı değil Hasan… Yukarıya… Biraz daha… Biraz…” Parmaklarımla amımın dudaklarını açtım, kabarmış klitorisimi iyice meydana çıkardım. “Burasını… Yala… Yala…”

Offf… Olmuyor bir türlü… Gözlerimi kapadım. Cafer’in, o köpeğin amımı yalamaları geldi gözümün önüne… Gerçekten köpek gibi saldırırdı herif bana… Köpek gibi yalardı amımı… Yalamakla kalmaz, emerdi, çekiştirirdi dudaklarının arasında… Dili, dudakları, bıyıkları, kaygan kaygan öne arkaya girip çıkan parmakları… Her şeyiyle zevk verirdi bana…

Zevk almaya başladım onu hayal edince… Bacaklarımın arasındaki kocam değildi o anda… Cafer yalıyordu amımı… Biraz sonra, beni iyice delirttikten, yalvarttıktan sonra, amımı yalamayı bırakacak, o koca sikiyle dalacaktı bana… Kanırta kanırta sikecekti beni… Ohhh… Yay gibi kıvrandım yatakta… Kendimden geçmeye, inlemeye başladım.

“Ahhh… Yala… Yala amcığımı… Dilin zevk veriyor Cafer… Yala amcığımı Cafer’im… Ooohhhh…” Erkeğin saçlarına asılıp yukarıya çekiştirdim. Bacaklarımın arasından üstüme yükselen adamın altında zevkten yılan gibi kıvranıyor, yalvarıyordum. “Erkeğimm… Sik beni… Koca sikini geçir bana… Amıma koy benim Cafer… Ohhh… Yarrağını sok amcığıma… Oh, Cafer’im…”

can sıkıntısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin