Kocam yine aradan bakıyordu bize… Yine çıplak, yine gözlerini kırpmadan bakıyor, bir elinde kamera, diğer eli sikinde… Kocama duyurmaya çalışarak biraz yüksek sesle Emre’ye
“Emre canım… Öyle büyük yarrağın var ki… Her seferinde bitiriyorsun beni… Hem zevk veriyor, hem acı… Öldürüyorsun beni bebeğim…” dedim.
“Ah ablacım. Korkutuyorsun beni… Kızlar sikimi görünce ürkecekler herhalde…”
Boynuna sarıldım. Kalçalarımı oynatmaya başladım altında…
“Ahhh… Boş ver onları canım… Sonra düşünürüz orospuları… Sen beni sik şimdi bakalım… Gidip gelmeye başla, amcığım senin yarağa alıştı mı görelim… Hadi sik beni… Ohhh…”
Kalçaları kıpırdanmaya başladı. Bacaklarımın arasında yavaş yavaş yükseldi, yükseldi. Ucuna kadar… Sonra aynı yavaşlıkla inmeye başladı. Kalın sikinin damarlarını, özellikle yumruk gibi başının vajina duvarlarımda sürtüne sürtüne ilerlediğini hissedebiliyordum. Gözlerim karardı zevkten, boynuna sarıldım sımsıkı…
“Ahhh… Emree… Harikaa…” diye feryat ettim kulak memesini dişlerken…
Böyle zevk olamazdı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Boynuna sarılıyor, kendime çekiyor, sonra vaz geçip ellerimi bacaklarımın arasında inip kalkan taş gibi daracık erkek kalçalarında gezdiriyor, tırnaklarımın uçlarını batırıyor, onu da inletiyordum.
Son kez kocamı gördüğümde hala aynı vaziyette, kapının önünde çırılçıplak, karısının genç bir aygırla sikişmesini, altında zevkten bağıra çağıra kıvranmasını kameraya çekiyordu. Sonra kendimi ve kocama ilgimi kaybettim. Tüm dikkatimi ve konsantrosyunumu sikicime verdim.
Erkeğim üstümde gidip gelirken, ben de alttan kalçalarımı indirip kaldırmaya, haince içime gömülen erkeklik organını karşılamaya çalışıyordum. Torbaları alttan ıslanmış arka bölgeme, kasıkları ıslak klitorisime çarptıkça yatak odamızda kamçı sesine benzer sesler yankılanıyordu. Emre’nin, benim zevk feryatlarımız da bedenlerimizin şarkısına eşlik ediyordu.
Kaç kez boşaldım, kaç kez orgazm oldum o koca sikin altında hesabını şaşırmıştım artık… Sonunda Emre böğüre böğüre amımın derinliklerine sapladığı sikinden hortum gibi içime spermlerini boşaltmaya başladığında, son kez ben de boşalmaya, kıvranmaya başladım. Omuzlarını, neresi denk gelirse orasını dişiyor, tırnaklarımı zavallının sırtına batırıyordum. Kendimden geçmiştim.
Tam o sırada kocamın kalın bariton erkek sesi yatak odasında yankılandı,
“Ne oluyor ulan burada?”
Üzerinde bir şort, atlet şeklinde bir tişört vardı. Elindeki kamerayı kaybetmiş, kameranın yerine sağ elinde mutfaktan aldığı koca ekmek bıçağı vardı şimdi… Öfkeden kıpkırmızı suratıyla, karısını aşığıyla basmış koca rolünü oynuyordu.
Zavallı Emre, şaşkınlık ve korkuyla donakalmıştı bacaklarımın arasında… Dönüp kalkmak istediği halde, zevkimin son kırıntılarını yaşamak için beline sardığım bacaklarımı çözmemiş, erkekliğini içimden çıkaramamıştı.
Ben de inadına, hala alttan alttan kalçalarımı indirip kaldırıyordum. Bir kaç saniye sürdü kasılmalarım… Kocamın kızgın bakışları altında Emre’nin kalın sikini amımın içinde sağdım o kısa sürede…