Saf kocamın kurnaz mühendisi

1.1K 1 0
                                    

Elimdeki paketlere inanmaz gözlerle bakıyordum. Karşı koltukta kız kardeşim de kucağındaki paketlerle aynı vaziyetteydi. Bakıştık.

Yanımda oturan kocam da bir bana, bir kardeşime bakıyor, tepkilerimizi bekliyordu. Bir elimle siyah jartiyer takımını, diğer elimle kırmızı, şeffaf beybidolü kaldırarak Lale’ye gösterdim. O da kocamın ona aldığı şık, önleri, yanları açık külotlu çorap paketini kaldırarak bana gösterdi.

-“Hasan? Bunları sen mi aldın bize? Sen mi seçtin?” diyebildim.

Şaşkındım. Çünkü ondan hiç beklemediğim bir şeydi bu seksi iç çamaşırlarını hediye olarak alması… Hadi ben neyse, baldızına da aynı şekilde seks oyuncağı gibi önü ardı açık külotlu çorap seçmesi? Yanında bir paket daha… Ateş kırmızısı incecik bir kombinezon… Kocam yutkundu. Kıvrandı.

-“Hadi söylesene canım… Sen mi seçtin diyorum sana?” diye üsteledim.

-“Ya, sen dediydin ya, doğum günümde hediye isterim diye… Ben de bi türlü hediye bulamadım. Mühendis beyle konuşurken ona danıştım ne alayım diye… Kredi kartını verdim, internetten bunları alıvermiş. Bugün kargo getirdi. Ne oldu, beğenmedin mi Gülüm?”

Evleneli üç sene olmuştu bu saftirik kocamla… Köyde ilk çıktığım oğlan kızlığımı bozup, ikincisi de patlak diye ortada bırakınca ne yapacağımı şaşırmıştım. Beni istemeye gelen Hasan’ın saflığını görünce, ailesine can havliyle he deyiverdim.

Biz kadınlar şeytanın kıç bacağıyızdır. Bir yolunu bulur, bu saf adama patlak lastiği yuttururum diye düşündüm, öyle de oldu. “Ah”larla, “Oy anam”larla, inlemelerle, uğraştıra uğraştıra, sonunda “acıdan” bağırarak amıma aldım kocamın sikini…

Zavallı saf kocam, gerdek gecesinin sabahı uyandığında çarşaftaki, donumdaki birkaç damla kanın benim kızlık zarımdan geldiğini zannetti. Gururdan kabararak, sevine sevine anasına götürdü çarşafı…

Bir iki gün parmağımdaki kesikle plasterle dolaştım ama, benim de içim rahat etti. Eh, siki de fena sayılmazdı kocamın, iri yarı bedeniyle orantılıydı… Hem saflığı, hem koca siki piyango olmuştu bana…

Fakat tek şikayetim, nerde, ne konuşulacağını, nasıl davranılacağını bilmeyen safın teki olmasıydı. Kaç kere markette kanatlı orkid istedi koca sesiyle, eczanede kaput… Rezil olduydum.

-“Kanatsız var bilader, olmaz mı?” diye dalga geçen kasiyere,

-“Olmaz… Hanım kanatlı istedi, kanatlı olacak, ona göre…” deyiverince yerin dibine geçtim o gün… Bir daha da beraber alışverişe gitmedim kocamla…

İpini nereye çeksem oraya gider, ben ne istesem yapmaya çalışırdı. Sırf o koca sikiyle altına yatırıp beni istediğim gibi düdüklemesinin hatırına katlanıyordum saflıklarına… Dağın eteğindeki maden şirketinde gece bekçiliği yapıyordu, başka iş gelmezdi elinden…

Şimdi de elin adamıyla, mühendis beyiyle beraber karısına ve baldızına seksi iç çamaşırları, jartiyerler, külotlu çoraplar, beybidoller alıvermişti. Hay Allah… Adam neler düşünmüştür kimbilir… Yanaklarımın kızardığını hissediyordum.

Kocamın yanına, onu almaya gittiğimde daha önce görmüştüm adamı… Yakışıklı, şeytan gibi bir şeydi. Kocam ve benimle konuşurken gözleri baştan aşağı süzmüştü beni… İçim bir hoş olmuştu o bakarken…

can sıkıntısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin