Ciğerime dolan havayı son kez güzelce çektim içime çünkü ben artık gidiyordum, burdan çok uzak yerlere..
Aşağıdaki kayalıklara bakıyordum, çok canım yanar mıydı? Ama yansa bile kim üzülürdü ki benim için? Ölen annemin yanına gitmekten başka şansım kalmamıştı artık, ben berbat insandım..
Son kez soluduğum havadan sonra gözlerimi kapattım, kendimi serbest bırakıyordum ki ani bir şekilde belimden tutulup çekilmesiyle yere düşmüştüm ama beni tutan kişi de benimle beraber düşmüştü.
Elini kafamın altına koymuştu bu yüzden kafamı çarpmamıştım..Kafamı çevirip kim olduğuna baktığımda kumral tenli, kumral saçlı, ela gözleriyle bana bakan bir çocuk vardı karşımda ama küçük değildi benden bir iki yaş büyük gibiydi.
Direkt ayağa kalktığımda çocuk da benimle birlikte kalkmıştı.
"Sen ne yapıyorsun? Neden beni geri çektin!"
"Sakin olur musun? Kendini atmak üzereydin!"
"Tam olarak da isteğim oydu zaten!"
Gözlerim dolmuştu, esen hava vurdukça daha çok yanıyordu gözlerim.
"Gel oturalım konuşalım, sen anlat ben dinliyim olmaz mı?"
"O-olmaz..anlatamam"
"Bak tanışalım en azından kafan dağılır belki..Kerem ben"
Yanımda elini uzatan çocuğa ürkek bakışlar attığımda bende elimi uzatmıştım.
"Nisa.."
Kerem denen çocuk gülümseyerek bana baktığında kanım kaynamıştı biraz..ama hayır kimseye güvenemezdim..
"İsmin çok güzel..anlamı da kadın..ve bence senin gibi bir kadın kendini burada böylece bırakmamalı, hayata karşı seni bu kadar küstüren nedir ki?"
Histerik bir gülüş attığımda çocuk da anlamsız bakışlar atıyordu bana..
"Küstürenler sağolsun.."
Gözlerim yanmaya devam ederken çocukla kesişmişti gözlerim.
"Bak bence oturup sohbet edelim zaten benimde dertleşmeye ihtiyacım var..belki içini dökersin"
"Tanımadığın birini neden düşünüyorsun ki? Ne faydam dokunacak sana?"
"Senin dokunmasın belki benim sana bir faydam dokunur? İkimizde dertliyiz ki bu dağ başına gelmişiz, bence tesadüf değil"
Düşünmüştüm..zaten birkaç saat sonra unutacağım ve hayatımdan silinecek biriyle iki sohbet etsek bir şey olmazdı..belki de iyi gelirdi ama güvenip kendimi aynı çukurlara atamazdım..
"Tamam..oturup konuşalım biraz ama fazla değil"
Çocuk güven verici bakışlar atarken beraber kenarıda bulunan ağacın altına oturmuştuk, hava esmeye devam ederken üstündeki hırkayı atmıştı sırtıma. Şaşırarak ona bakarken o ise bir şey demiyordu.
Hırkanın üstünde duran Galatasaray logosuna bakmıştım..annemde çok severdi Galatasaray'ı babam ise Beşiktaşı tutardı..