24. Bölüm

195 13 4
                                    

Gözlerimi yavaşça araladığımda daha önce görmediğim bir yerdeydim, kafamı çevirerek etrafı süzerken buranın hastane odası olduğunu anlamam uzun sürmedi. Yanımda elimi sımsıkı tutan Kerem vardı, kafası bana dönüktü ama uyuyordu.

Beni bulmuş muydu?

Yavaşça Kerem'i dürttüğümde sanki hazır oldaymış gibi direkt gözlerini açmıştı, panikle sıçradığında her an bir şey olacakmış gibi diken üstünde uyuduğunu anlamıştım.

"Nisa..güzelim?"

Gözlerimiz buluştuğunda burukça gülümsemiştim, iki arada bir derede kalarak yavaşça elini yüzüme koyduğunda o da gülmeye başlamıştı.

"Uyanmışsın..beni ne kadar korkuttun bir bilsen"

Eğilip yanağıma doğru bir öpücük kondurduğunda tekrar geri çekilmişti.

"Kerem, bebeğimiz iyi değil mi?"

Gülümseyerek kafasını salladığında gözleri dolmuştu, neden böyle oldu ki şimdi?

"Kerem? Noldu, sen iyi misin? Yoksa bebeğimiz-"

"Hayır hayır gerçekten bebeğimiz iyi..ama ben çok korktum Nisa, seni yerde baygın halde bulduğumdan beri iyi değilim. O an seni o halde gördüğümde kaybetme duygusunu iliklerime kadar hissettim"

Flashback~


Yavaş adımlarla, dolu gözlerimle ilerliyordum ormanda. Karanlıktı, soğuktu, göz gözü görmez haldeydi..

Elimde sadece telefonumdan yayılan flaş ışığıyla çaresizce bağırarak Nisa'yı arıyordum, başına bir şey gelseydi napardım? Onsuzluğa aşılabilir miydim..

Çaresizliği iliklerime kadar hissederken tek duyduğum ses, ayaklarımın yere basmasıyla çıkan ölü yaprak sesi ve kalp  atışı ritimlerimden başka bir şey değildi..

Derin bir nefes aldığımda ciğerlerime dolan soğuk havalayla vücudumun titrediğini hissediyordum, gözümden akan sıcak gözyaşı ürperti katarken tek düşündüğüm sevdiğim kadını bulmaktı.

Birkaç adım daha attığımda telefon ışığım ile uzakta bir şey görmüştüm, yerde yatan hareketsiz beden..

Kalbimin hızla atmasıyla oraya doğru koştuğumda arkamdan bağıran Barış ve Yunus'un sesini duymuyor haldeydim, tek odağım yerdeki sevgilimin bedeniydi..
Yanına gittim, dizinin dibine çöktüm. Titreye ellerimi vücuduna dokundurdum, vücudu çok soğuktu..gözlerimden akan yaşlar gittikçe artarken sevgilimin yorgun bedenini aldım kucağıma. Rengi atmıştı, yüzü bembeyazdı..adeta bir kartesinden farkı yok gibiydi..

"Sevgilim..beni bırakmayacaksın değil mi? Bebeğimiz..peki ya sen miniğim? Babayı terk etmeyeceksiniz dimi?"

Flashback son~


Kerem, doktoru çağırdığında beni tekrar kontrole sokmuşlardı. Kafam çok karışıktı, baygınlıktan dolayı pek çok şey hatırlamıyordum..

"Nisa Hanım şu an gayet iyisiniz, uzun süreli aç kalmadan dolayı vücut oldukça yorulmuş bu tabi bebeği de tetikler böyle durumlara oldukça dikkat edelim. Tekrardan geçmiş olsun"

Delibalım | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin