Gergince başımı geri attığımda tekrar konuşmaya başlamıştım.
"Bakın Dursun Başkanım, eğer ki yönetici odasından USB'yi çalan ben olsam kendimi silerdim neden açık edeyim? Ben bırakmam gereken dosyaları bıraktım çıktım napayım USB'yi?"
Konuşmam üzerine as başkan ve dursun başkan arasında konuşmuştu.
"Kızım ama bunu biri çalmış nerden bileceğiz çalıp çalmadığını?"
"Neden sadece beni suçluyorsunuz? Ben böyle bir şey yapacak biri miyim Allah aşkına, dosyaları yönetici odasına bırakmamı isteyen sizlersiniz hem ben odaya girdiğimde bilgisayar ekranında Kerem, Yunus ve benim sözleşmelerim açıktı bende bu neyin nesi diyip Kerem'e anlatmaya gittim hatta kapıda anahtar vardı görüntüleri başa sarın bakın!"
En son dayanamamıştım, zaten hayatta onca zorlukla başa çıkarken iş yerimde böyle bir muamele görmüştüm!
Yunus yan taraftan bana su uzattığında açıp bir yudum almıştım o sırada bizimkiler de görümtüleri başa sarmışlardı."Başkanım gerçekten yerde anahtar var, Nisa odasından çıkmış normal gelmiş. Ondan önce giren biri olmalı"
Sonunda sakin bir nefes aldığımda bakışlar bana dönmüştü.
"Nisa kusura bakma kızı-"
Dursun başkan benimle konuşurken araya Kazımcan girmişti.
"Tamam da ya bunlar Nisa'nın oyununun parçasıysa? Aramıza giren ajansa?"
"Ne!"
Şaşkınca ona döndüğümde herkes şaşırıyordu.
"Kazımcan senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Ben dosyaları taşırken bana çarpan sendin, beni bizzat görmene rağmen yalan uyduruyorsun!"
"Gerginsin diye bana bağırdın ama Nisa, suçluluk psikolojisi işte itiraf et"
"Ne saçmalıyorsun sen Allah'ını seviyorsan? Ayrıca neden senin görüntülerin yarım çıkmış kamerada? Yoksa sen mi sildin görüntüleri? Ekranda neden Kerem, Yunus ve benim bilgilerimiz açıktı bunları da söylesene!"
Bu sefer şaşkınca herkes bana bakarken sinirle ayağa kalkmıştım.
"Başkanım hala susuyor musunuz? Bizzat her şey ortada, suçsuz bir insan olarak ben burada işimi yapmaya geldim gidipte saçma iftiralara tutulmaya değil! Eğer gerçekten işe ihtiyacım olmasa buraya gelmezdim!"
"Bence sen kendine başka bir iş bul"
Kazımcan inatla bana laf ederken sinirle ağzımı açacağım sırada kapı açılmıştı bir anda, içeri giren Kerem'le Barış'ı gördüğümde bakışlarım değişmişti.
"Asıl sen kendine yeni bir klüp bul bence Kazımcan!"
Kerem elindeki belgeleri bulunduran kayıp USB'yi kaldırdığında herkes şaşkınca bakıyordu.
"Dursun Hocam işte buyrun USB, Kazımcan'ın dolabında bulduk!"
Kerem sinirle USB'yi masaya fırlattığında Kazımcan'a dönmüştü bakışlarım.