26. Bölüm

192 12 5
                                    

Kapı çaldığında oflaya puflaya yataktan kalkmış kapıya doğru ilerliyordum. Kim olduğuna bakmadan direkt açtığımda karşımda çiçekle yüzünü kapatan Kerem'i görmüştüm, kapıyı açtığım an çiçeği yüzünden çekmişti.

"Süpriiizz!"

Kendi kendime sırıtmaya başladığımda hiç beklemeden içeri girmişti. Direkt sıkıca boynuna sarıldığımda elleri belimde yerini bulmuştu. Boynuma öpücük kondurmasıyla sıcak nefesi deydiğinde gülümsemem genişliyordu.

Tekrar ayrıldığımızda çiçeği bana doğru uzatmıştı. Sarı renkli çiçekler vardı, bunları pek çok kez görmeme rağmen adlarını bilmiyordum. Çiçekleri şaşkınca incelerken bakışlarımı Kerem'e çevirmiştim, o da açıklama ihtiyacında bulunacak ki hemen gülümseyerek girmişti söze.

"Fulya adı..bu çiçekler yeniden başlangıcı temsil eder güzelim. Bahar geldiğindeki yenilik kadar masum, senin kadar da güzeller"

Fazla romantikti.

Gülümseyerek tekrar ona bakarken elini yanağıma koymuştu, yüzüme doğru yaklaştığında dudaklarıma bir küçük buse kondurmuştu.

"Kerem, teşekkür ederim.."

Duygulu gözlerle ona baktığımda o da kendince sırıtıyordu. Anlamadığım şey neden aşk gibi anlamlar taşıyan bir çiçek yerine yeniden başlangıcı içeren bir çiçek almıştı merak etmiştim.
Elimden tuttuğunda beraber salona doğru ilerlemiştik. Üstünde siyah gömlek ve siyah şortu bulunuyordu, hem spor hem de yakışıklıydı.

Salona geldiğimizde koltuğa oturmadan önce çiceğimi masaya bırakmıştım ardından beraber koltuğa oturduğumuzda ellerini elimden ayırmamıştı. İkimizde öylece birbirimize bakıp aptal aşıklar gibi sırıtıyorduk.

"Ee söyle bakalım, hangi rüzgar attı seni buraya?"

Alaylı bir ifadeyle konuşmam üzerine Kerem dudaklarını büzmüştü.

"Aşkolsun ama aşkım ya sanki hiç gelmiyormuşum gibi"

Dudakları büzük bana bakarken gülümsemem genişlemişti. Sanki karşımda 26 yaşında bir adam değilde ufak bir çocuk var gibiydi bazen.
İki elimizde birbirimize kenetliyken bir elimi ayırıp yanağına koymuştum.

"Şaka yapıyorum birtanem ya, hem gerçekten sabah sabah süslenmiş gelmişsin bir şey yok dimi?"

Bu sefer daha ciddi olduğumda gözlerini kaçırıyordu. İlla ki her mutluluğumuz kursakta kalacaktı galiba.
Yanağındaki elim hala olduğu yerde dururken yüzünü oynatıp göz göze gelmemizi sağlamıştım.

"Kerem..bir sorun mu var?"

Sesim bu sefer daha endişeli çıktığında Kerem boğazını temizlemişti.

"Şöyle ki..sana bahsetmem gereken şeyler var"

Tekrar gözlerini kaçırdığında şaşkınlığım ve merakım gittikçe artıyordu.

"Seni dinliyorum hadi"

Bir elimiz hala el eleyken boşta duran elini, yanağında duran elimin üstüne koymuştu. Elimi yanağından çektiğinde iki elimizi de aynı hizzadaydı, sımsıkı tutuyordu ellerimi.

"Nisa..ben transfer oluyorum"

Transfer mi oluyor o? Ben yanlış duydum öyle değil mi?

Boğazımda sanki bir yumru oluşmuş gibi öylece kaldığımda yüzümdeki ifadesizlik Kerem'i korkutuyordu.

"Ne demek transfer oluyorum.."

Sessizce çıkan sesim üzerine Kerem'le gözlerim tekrar buluşmuştu. Beni bırakma der gibi derin derin bakıyordu bana.

"Nisa bak güzelim sakin ol ve beni dinle tamam mı?"

Boğazım yutkunamaz haldeyken sessizce kafamı sallamakla yetinmiştim. Ben koltukta otururken Kerem önümde bir anda eğilmişti, tek eli hala elimi tutarken diğer eliyle bir yüzük kutusu çıkartmıştı.

"Şu an biliyorum şaşkınsın çünkü çok ani oldu..ama inan durum benim için de aynı. 4 senedir olduğum takımdan ayrılmam gerekiyor artık, yeni limanlara yelken açacağım bu zamanda seni ve bebeğimizi de yanımda götürmek istiyorum"

Ağzım şaşkınlıkla aralırken Kerem konuşmaya devam ediyordu.

"Sana aldığım çiçekler yeni bir başlangıcı ifade ediyorlar demiştim ya, işte bunun için Nisa. Sen, ben ve miniğimiz beraber bana bu yolda eşlik edebilir misiniz?"

Cümlenin sonuna doğru yüzük kutusunu açtığında gözlerim kutudaki pırlanta ve Kerem arasındaydı.

"Güzelim..benimle evlenir misin?"

Evlenelim mi demişti şimdi o..

Gözlerimden yaşlar firar ederken konuşamaz haldeydim, kafamı salladığımda ağzımdan sessiz bir tını çıkmıştı.

"Evet.."

Kerem'in de dolu gözlerinden yaşlar süzülürken parmağıma taktığı yüzüğe kaymıştı gözlerim..

Ben Aktürkoğlu mu olacaktım şimdi?


Bölüm sonuu 🪄

Kizlarim nasılsınız?

Şahsen ben pekte iyi sayılmam, bölümde oldukça geç ve kısa geldi kusura bakmayın 🥹

Bundan sonraki bölümleri hızlandırarak finale ilerleyeceğim♡

Aynı zamanda hepimizin ani olarak gelişen transferden dolayı morali epey düşük, biliyorum. Kimseyi teselli edemeyecek haldeyim çünkü onun gidişini ben bile kaldıramadım.

Bu ayrılık her iki taraf içinde kolay olmayacak. Birçok duyguyu aynanda yaşama karmaşası içinde sıkışıp kalmış haldeyken tek dileğim Kerem'in orda mutlu olması olarak kalacak.

 Birçok duyguyu aynanda yaşama karmaşası içinde sıkışıp kalmış haldeyken tek dileğim Kerem'in orda mutlu olması olarak kalacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İnsanlar gider anılar kalır, bazen bir kolye bazense bir fotoğraf. Canımızı acıtan şeylerle vedalaşmamız gerekir çünkü bazen vedalaşmaya kıyamadıklarımız sarılamayacak kadar uzakta olabilir"

Delibalım | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin