"Çay içer misin askim?" Odamda tabletten bütler için şimdiden not çıkarmaya başlamıştım. Eğer sınavın son günü çalışmaya başlarsam kesinlikle yetişmiyordu..."Olur zahmet olmazsa" mesajlaşma dün olmuştu, bugün ise onu hiç görmemiştim. Görmek de istemiyordum zaten.
"Bulut abi seni aşağı çağırıyor" kapıdan çıkmasıyla girmesi bir oldu. Ve evet Hilal hala abime abi diyordu.
"Tamam" tableti kenarından kapattım, üzerime hırka alıp aşağı indim. "Gece çay içsene kızım" annemler salondaydı. Abim ise mutfakta oturmuş beni bekliyordu. "İçerim anne"
"Hilal sende otur" Hilal bir abime bir bana bakmış sandalyeyi çekip oturdu. "Gece. Hadi"
"Yine koalisyonu topladın abi" sandalyeyi çekip oturdum. "Noldu gene Dinçer ile sizin aranızda?"
"Bir şey olmadı. Konuşmuyoruz"
"Allah'ım ya rabbim. Ben sizi anlamıyorum ya. Sevgili gibi tavır takınan sizsiniz. Ama yine abi kardeş ayağı çeken sizsiniz"
"Ben mi sevgili gibi takılıyorum abi?? Öyle mi? Napmışım söylesene?"
"Boş konuşma Gece. Nolduğunu anlat"
"Anlatmıyorum bir şey. Git de arkadaşın anlatsın sana ne olup bittiğini. Araya 10 yıl girmiş sanıyor ki hala her şey 10 yıl önceki gibi. Siktirsin gitsin şimdi kusura bakma da"
"Ondan mı hoşlanıyorsun?" Nasıl baktığımın farkında değildim şuan. "Tamam gerizekalı anladım hoşlanmıyorsun!"
"Dinçer işe gitmemiş bugün" omzumu silktim. "Beni ilgilendirdiğini düşünmüyorum"
"Gece sen ne zaman bu kadar duygusuz oldun" derin nefes alıp masadan kalktım. "Ne istiyorsun?"
"Önümde adam akıllı konuşmanızı. Berk ile aramız açıldı. Bari Dinçer ile açılmasın."
"Ben miyim suçlusu? Benim yüzümden mi oldu yani?" Gözlerim dolmaya başlamıştı. "Evet senin yüzünden oldu Gece!"
"Öyle mi?"
"Öyle"
"İyi. Siktirip gidiyorum ben o halde!" Telefonumu bile almadan ayakkabılarımı giyip çıktım dışarı. İçerden gelen Hilal'in sesini duyabiliyordum.
"Aferin! Aferin Bulut abi! A-fe-rin!" Hilal'in dışarı çıkacağını anladığımda evlerin kenarından geçip izimi kaybetmesini sağladım.
Bir süre yalnız kalmak istiyordum.
"Gece!" İsmimi seslenen Hilal ile gözümden bir damla yaş kaymıştı. Yine her şeyin suçlusu bendim.
Hava kapkaranlıktı. Dışarısı da soğuk...
"Gece saçmalama Allah aşkına gel buraya. Tamam özür dilerim" abimin bağırmasını duyduğumda diğer gözümden de bir yaş akmıştı.
Kenardaki parka ilerleyip banka oturdum. Gözyaşlarım şimdi durmamaya başlamıştı.
Gözlerim kapalıyken yanıma birinin oturduğunu hissetmiştim. Kafamı kaldırıp yanıma baktığımda yine onu gördüm. Ağzında sigara diğer elindeki bir dal sigarayı da bana uzatıyordu.
"Git yanımdan"
"Gitmeyeceğim" sigarasından dumanını içine çekip gökyüzüne baktı.
"İyi ben giderim o halde!" Ayağa kalmış yürümeye başlamışken Hilal'in ve abimin "Gece!" Diye seslenmesine durmuştum.
Abimin ayak seslerinden anlamıştım koşarak geldiğini.
Beni omzumdan tutup çevirmiş ve sımsıkı sarılmıştı. "Özür dilerim... Özür dilerim...Özür dilerim!" Yüzümü elleri arasına alıp alnımı öptü.
"Özür dilerim..."gözyaşlarımı silip tekrar sarılmıştı.
"Tamam ya öf. Bir ağlatmadın abi ya!" Sarılı halde kafama vururken genzimden bir hıçkırığın kaymasına engel olamamıştım.
Bu da ağlama krizimin başlangıcı olmuştu işte...
Nefes alamıyordum.
Yine
Yine olmuştu...
"Siktir. Dinçer abi su getir!" Duyuyordum ama hıçkırıklarımın ardı arkasının kesilmemesi beni dermansız kılıyordu.
"Gece, sakin ol abim. Buradayım ben. Geçti her şey sakin ol" bacaklarımın dermanı kalmamış yere çökmüştüm. Benimle beraber abim de yere çökmüştü.
"A-abi" omzunda ağlarken kendime engel olamıyor, durduramıyordum. "Sakin ol balım. Geçti bak. Ben burdayım, abin burda. Biz burdayız"
-bu sahnenin benzerini yaşarken yanımda olan Hilal'im...İyi ki varsın...-
"Geçti..." iç çekmelerim, hıçkırıklarım, gözyaşlarım, nefessizliklerim...Hepsi birbirine karışmıştı.
Elim ayağım titriyordu.
"Gece" bir anda yağmur yağmaya başlamasıyla abim ve Hilal gökyüzüne bakmıştı. "Gece ağlıyor..." Dinçer abinin 15 yıl önceki cümleyi kullanmasıyla iç çekmelerimin arasında kafamı sesin geldiği yere ,ayakta duran Dinçer abiye, çevirdim.
"Dinçer ise direniyor..." diye çocukluk cümlemizi devam ettirmiştim...
Elindeki su şişesini eğilip bana uzattığında Hilal abimi kolundan tutup kenara çekti. "Siz konuşun. Biz buradayız"
"A-ama" Hilal gözleriyle ima yaparcasına abime baktığında abim bana dönüp "Şu bankın oradayım. İzliyorum sizi-" Hilal kolundan çekiştirince cümlesi yarım kalmıştı.
Hıçkırıklarım iç çekişlerine dönüşmüş gözyaşlarım ise yağmurla birleşmişti.
Karşıma aynı benim gibi oturmuştu
"İç biraz" kapağını açıp dudaklarıma doğru götürdüğünde elime alıp kendim içtim. Elim hala titriyordu.
"Sırılsıklam oldun" ona nasıl bakıyordum bilmiyordum ama normalde olsa şuan bana dokunurdu. "Gözyaşlarını silmek isterdim ama kendimce bir karar aldım"
"Bakma öyle" su şişesini parkın beton zeminine koyup yere baktım. "Dün ki olay için özür dilerim. Sadece seni durdurmak istemiştim-"
"Elimden, kolumdan tutabilirdin" kenardaki su şişesini alıp kapağını kapatırken yüzüme bakmıyordu. "O an noldu,gram fikrim yok...Düşünerek yaptığım bir hareket değildi. Yemin ederim"
Hiçbir şey demeyerek kafamı iki yana salladım.
"O mesajı atmam da saçmalıktı...Bilmiyorum Gece. Konu sen olunca düşünemiyorum. Allah kahretmesin ki beynimi kaybetmişim gibi oluyorum"
"Bir süre konuşmayalım diyen sendin. Şimdi ise bana açıklama yapıyorsun Dinçer" ona ilk kez sadece adıyla hitap etmiştim. Lakin kendim bile bundan rahatsız hissetmemle sonuna "-abi" yi eklemiştim.
"Biliyorum..." elini sırılsıklam olan saçından geçirmiş derin bir nefes almıştı. "Seninle konuşmamak cehennem azabı gibi..."
"Cehennem azabı o kadar kolay olsa keşke Dinçer abi" başını yere eğmesiyle kafamı gökyüzüne çevirdim.
"Sana bir daha dokunmayacağım. Durdurmak için dahi olsa.Bunu eskisi gibi en azından iki gün önceki gibi olmak için istiyorum...."
"Bu mu kendine koyduğun kural?"
"Evet" güldüm. Hatta daha çok güldüm. Bütün sokak gülmeme şahit olmuş olmalıydı. Lakin gülmelerimin sonu ağlamaya dönüşmüştü.
"Peki. Kabul. Ama tekrar dokunursan ne abi olursun gözümde ne de kardeşin olurum gözünde"
"Kabul..."
Ne olmuştu neyi kabul etmiştim. Barışmış mıydık?
Hayır barışmamıştım.
Asıl şimdi başlıyordu her şey...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cimcime
ChickLit054***: sana kendimi açıklayamam belki 054***: duygularımı da anlatamam 054***: öyle süslü püslü laflar da edemem 054***: ama burdayım 054***: ve olmaması gereken bir şey oldu 054***: galiba ben sana aşık oldum 054***: Cimcime... Bu konuşma ileri za...