twenty-one

20 6 15
                                    

"Otopark boş mu göremiyorum baksana bi" gözleri uykudan açılmıyordu muhtemelen. Kafamı camdan dışarı çıkarıp otoparka baktım. Abimin arabaının yanı boştu.

"Bizim arabanın yanı boş" içeri girip otoparka çekmesini izledim. Araba hakimiyeti çok farklıydı şöyle bakıyordum da.  Parmakları direksiyonu kavramak yerine oldukça serbest bir şekilde tutuyordu.

Anlık farkında olduğum şeyle ellerine farklı bir gözle baktım.

Evet el zaafım vardı.

Rabbim ne güzel eller yaratıyorsun öyle.

"İnelim hadi" başımı sallayıp gözlerimi elinden çektim. Elini kesip bana verse çok okeydim şuan.

Aynen kanka baya verdi şuan elini 

"Valizin falan varsa yardım edeyim?" Kafasını negatif anlamda sallamış ve bagajı açmıştı. Ağzına kadar koli vardı arabada. "Bunlar ne?"

"Depo için" kafamı salladım. "Ama bunlar arabada bozulmaz mı?"

"Hava soğuk ya. Bozulmaz merak etme." Kenardan bir sırt çantası çıkarıp omzuna astı. "Hadi sen geç içeri. Meraklanmışlardır."

Arabasına yaslanıp paketinden bir sigara çıkardı ve dudakladına koydu.

"Çok içiyorsun" omzunu silkip yüzüme baktı. "Dinçer abi?"

"Hm?" Onun sürekli ben senin abinim demeleri olmasa şuan benden hoşlandığını falan düşünürdüm. "Yayın yapacak mısınız yarın?'

"Yapacağız da neden sordun?"

"Hilal ile ben de katılsam yayına. Yüzümüzü göstermeden oyun oynamak için"

"Kızım sen bunu bir de soruyor musun? Sorman hata. Tabiki katılın."

"Yanlış anlaşılmaz demi?" Kafasını hayır anlamında sallayıp bir duman daha aldı sigarasından. "Ne anlaşılacak. Gelin sizde yayına eğlenceli olur hem."

"Tamam o zaman" gülümseyip el salladım. Mutlu olmuştum.

"Gece nerdesin kızım sen?!" Annemin bağırmasıyla anlık ürkmüştüm. "Anne abimle Hilal'i aradım açmadılar. Siz de açmadınız." Yalan değildi o ara annemleri de aramıştım. "Bende mecburen Dinçer abiyi aradım sağolsun aldı beni"

"Saat kaç olmuş. Hava kapkaranlık. Ya Dinçer olmasaydı?"

"Kızma kızma teyzem. Ben tanıyordum zaten arkadaşını. Bir şey olmazdı yani" Dinçer abi ne zaman yanıma gelmişti. "Anne neden bağırıyorsun?"

Abimin bahçeye inmesiyle onun yüzüne baktım. "Abi telefonlarımı niye açmıyorsun!"

"Yayındaydım kızım. Ne bileyim ben?"

"Nasıl abisin Bulut sen. Azıcık sahip çıksana kardeşine" abim bir bana bir Dinçere bakmıştı. Sonra anlamadığım bir gülüşle Dinçer abiye bakıp konuştu. "Dinçer abisi çıkmış işte. Hiç yokluğumu aratmaz sağolsun kardeşim benim" Dinçer öksürmeye başlamıştı.

"Ay askim nerde kaldın!!!" Bir anda Hilal'in yanıma koşmasıyla ona sarıldım. "Ya altı üstü hava kararınca geldim eve. Gören de 12 de geldim falan sanar. Saat altı üstü yedi"

"Olsun. Hava karardı mı karardı." Derin nefes alıp arkama döndüm. Dinçer abi biraz daha dursa ayakta uyuyacak gibiydi.

"Bizimkiler Kızılcahamam'a gitmişler. Anahtarımı da yola çıkmadan önce almayı unutmuşum. Bu gece size rahatsızlık vermezsem sizde kalabilir miyim Sevin teyze?"

-Gece'nin annesinin adını unuttum yanlış olabilir-

"Tabi oğlum lafı mı olur? Bulut'un odasına sana yatak yaparım." Abimin odasında bir tane de kanepe vardı.

 CimcimeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin