twenty-four

17 6 16
                                    

"Salak! Hadi biz yumruk attık hırsımızı attık! Sen ne demeye adamın elini kırıyosun?"

Şu an nerede miydik.

Parmaklıklar arasında.

Ben abim ve Dinçer abim.  Canım abilerim ve ben.

"Bağırıp durma lan kıza. Sokucam ağzına bir tane şimdi" Dinçer abinin beni savunuşu ile ona öpücük atıp abime karşı saçımı salladım.

Bu gidişle beni de tımarhaneye kapatacaklardı.

Sahi demeyi unutmuştum.

Kara belayı akıl ve ruh sağlığı merkezine yatırmışlardı.

"Dinçer sus almayayım seni ayağımın altına gerizekalı" hepimiz aynı nezarethanedeydik ama hepimiz farklı kısımdaydık. Ben kapıdan girince soldaki parmaklıklardayken abimler yan yana karşımda duruyorlardı.

Canım abimler.

"Hilal'e itiraf ettim ama kızla oturup konuşamadım. Gerizekalı olduğunuz için sizde benimle aynı yerde duruyorsunuz şuan. Aptalsınız. Tencere kapaksınız anasını satayım"

Dinçer abiyle bakıştığımızda ben gülmüştüm. O da gülmesine engel olamamıştı.

"Hapise de girmedik demeyiz işte abi ne güzel aksiyon oldu"

"Aksiyonunu sikeyim Gece" dudağımı büzüp parmaklıkların dibine bağdaş kurarak oturdum. "Karnım acıktı benim"

"Çıkınca yersin" Dinçer abiye baktığımda o da parmaklıklara yaslanmıştı. Abim ise tahta bank gibi şeye oturuyordu.

"Yarra yersin biraz" abime ayakkabımı çıkıp fırlattım ama demir parmaklıklardan geçmemişti. "Düzgün konuş abi!"

"Sus ya Allah aşkına Gece"

"Benim yüzümden mi mal! Dövmeseydin sende Allah Allah. Senin sevdiğin kızsa benim de arkadaşım sonuçta."

"Arkadaşının şuan yanında değilsin ama Gece" gözlerimin dolmaya başlamasıyla kalbim acır gibi oldu.

"Bulut!" Dinçer abinin abime sertçe seslenmesiyle abim kafasını çevirip Dinçer abiye baktı.

"Of Dinçer of" abimin iç çekmesiyle bende bağdaş kurduğum bacaklarımı düzeltip kendime çekip bacaklarıma kollarımı sardım.

Umarım kendini yalnız hissetmiyorsunsundur Hilal...

Özür dilerim...

Gözümden yaşlar usul usul kayarken derin nefes aldım.

"Ağlama Gece" Dinçer abiye kafamı çevirip baktığımda çömelir pozisyonda parmaklıkları tutmuş kafasını demire yaslamıştı. Bana bakıyordu.

"Ne zaman çıkacağız Dinçer abi?" Buruk ses tonuyla sorduğum soruya iç çekip "Bilmiyorum" demişti.

"Ziyaretçiniz var" bana yönelik konuşmasıyla hızlıca ayağa kalkıp parmaklıklara yapıştım, abim de ayağa kalkmış ben gibi bekliyordu. "Hilal mi geldi? "Bana cevap vermeden çıktığında ardından kapı kapandı ve saniyeler içerisinde içeri Hilal girdi.

"Hilal" a harfini söylerken o kadar yumuşak çıkmıştı ki sesim...

Gözümden sessizce kayan yaşlar, Hilal'imin gelip parmaklıklardaki elimi tutup diğer eliyle silmesiyle geçmişti.

"Niye ağlıyorsun?"

"O yaptı" bilerek abimi gösterdiğimde ufaktan arkasını dönüp yavru kedi bakışlarını attı. "Benim karımı kimse ağlatamaz" Hilal'imin iltifatıyla gülümserken elimdeki elini sıktım.

 CimcimeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin