-1 ay önce-
Şehzade Mehmed ile bu mutlu haberlerini kutlayan, Lale hatun çok güzel bir gün geçirmişti. Şehzade Mehmed, lokmaların ve şerbetlerin dağıtılmasını emretmişti. Lale hala yaşadığı bu rüyaya inanamıyordu, ki eğer bu rüya ise, hiç uyanmasaydı yeriydi.
Kendine dikkat etmesi gerekiyordu. Lale her zaman vurdumduymazdır, asidir ve kendi kafasına göre hareket ederdi. Ama artık bu mümkün değildi, zira karnında ikinci bir van taşıyordu. En önemlisi, sevdiği adamdan bir çocuğu olmasaydı. Hiç beklemediği bir anda gerçekleşmişti herşey.
Lale hatun ve şehzade Mehmed o geceyi beraber geçirmişlerdi. Sabah, Lale hatun dairesine geri dönerken birden durdu. Onu durduran şey; geçen günler benim saraydan kovduğum cariye, ardından saraya şehzade Mehmed tarafından geri alınan cariye tekrar saraydan gidiyordu. Benim anladığım buydu.
Pılını pırtını toplamış, arkasında ağalar refakât ederek haremden ayrıldı. Lakin cariyeyi bir şey durdurdu. Hissetmiş gibiydi nedende, döndü ve Lale hatuna baktı. Haset dolu bakışlarla arkasını geri döndü.
O gün, Lale hatun, bir kez daha şehzadesi Mehmede aşık olmuştu. Biliyordu ki, Mehmed en çok Lalesine değer veriyordu
-Bugün-
Mehmed ile beraber onun dairesinde oturuyorduk. Sabah kahvaltısını, elinde bir tepsi ile daireye giren bir cariye getirdi. Masaya koydu ve daireden ayrıldı.
Yemekleri görür görmez iştahım daha da açıldı. Gözlerim parladı ve hemen bir elimle tatlıya doğru atladım.
Lokumu aldım ve ağızıma attım. Mehmed bu yaptığımı komik bulmuş olacak ki güldü, "ilk önce kahvaltını yeseydin, ne bu tatlı sevdası?", dedi Mehmed.
Ağızımı ne ara doldurduysam cevap verecek güç bulamadım. Ağızımdakını tek bir seferde çiğnemeye çalıştım ama olmadı. Mehmed de konuşamayacağımı anlayıp güldü, "tamam tamam.", dedi kahkaha atarak.
Suyu aldım ve içtim. Sonunda ağızımdaki lokmayı rahatlıkla yutabilmiştim. Son şu bir aydır hrşey mükemmel gidiyordu. Mehmed ile hergün görüşüyordum, etrafımda sevmediğim değil de, sevdiğim insanlar vardı.
Niko'yu da çok özlemiştim. Kendisi payitahtta kalmıştı. Onu Elena ile birlikte çok özlüyordum.
Mehmed ile sohbet ediyorduk. Lakin yemeğim bitmişti, gitmem lazımdı. Çünkü bir işim vardı. Ayağa kalktım ve gitmeye hazırlandım.
"Ne oldu? Nereye böyle?", diye sual etti Mehmed.
"Benim artık gitmem lazım, Mehmed. Sonra yine uğrarım.", dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Osmanlı'nın Aşkı
RomanceYarı bulgar ve yarı türk olan Laletsiya, kız kardeşi Tatiana ile yaşarken, anzısın kaçırılıp saraya götürülmüştür. Orada tamamen yanlız kaldığı için hayatının bittiğini sanar. Ama aslında onu tekrar hayata döndürecek olan aşk olucak, ve aşktan doğac...