"Ona benziyorsun."
Gözünden bir damla yaş süzülürken söylediği şey iyice kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.
"Kimden bahsediyorsunuz?"
Yarısına kadar yanmış ucunda köz biriken sigarayı avucunun içine alıp gözünü kırpmadan yumruğunu sıktı.
Gözlerim eline kaydığında yüzümü buruşturdum. Dolu dolu kan çanağına dönmüş gözleriyle dümdüz gözlerime bakarken yaptığı benim canımı yakmıştı.
Her kim olursa olsun bu durumda bir insanı görmek canımı acıtırdı. Ellerim hızla eline giderken sıkmaktan bembeyaz olmuş parmakları elini tutmamla gevşemişti. Bir elimle elini tutup diğeriyle parmaklarını yavaşça açtığımda avucunun içinin kızarıklığını görmemle yutkundum. Büyük bir şey olmasa da acıdığından emindim.
İzmariti elinden alıp, elini bıraktım. Yerimden kalkacakken revirden krem getireceğimi söylüyordum ki hiç beklemediğim şeyi yapıp kolumdan tutarak beni kendine çekmesi bir oldu. Dengemi kaybettiğim için bacağının üstüne otururken kollarını sıkıca bedenime sardı. Her şey birkaç saniye içinde gerçekleşmişti. Kafasını boyun girintime gömmüş kolları da sıkıca belimi kavramıştı.
Bir süre şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalıştım. Kollarım yanda öylece dururken ne yapacağımı bilemeyerek bir ellerimi sırtında buluşturdum. Parmaklarım kaskatı kesilmişken sırtını sıvazladım.
Bu hali beni derinden etkilese de bana sarılması sorgulamama sebep olabilirdi. Belki daha sonra bunu düşünmeliydim ama şimdi aklımda olan tek şey destek olmaktı. Belki de sadece tutunacak bir dal arıyordu. Kim bilir ne yaşamıştı da bu hâle gelmişti.
Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama solukları düzene binince yavaşça geri çekildi. "Dört sene önce.." bir şeyler anlatacağını anladığımda orada öyle emanet şekilde rahat olmadığım için yanına geçip onun gibi oturarak sırtımı duvara yasladım. Baygın bakışlarını anlık bana çevirip gülerek önüne döndü ben yan profilini izlerken devam etti.
"Daha yeni rütbe atlamıştım, çömezdim. Buna rağmen karargâhın en disiplinli adamıydım. Aynı rütbede olduğum adamlara bile diz çöktürürdüm. Yeni erlerin geldiği zamandı. Kıraç'da onların içindeydi. Aynı senin gibi ciddiyetsiz, rahat, garip ve aptal cesareti olan biriydi. Korkmazdı benden ne ceza versem gülerek altından kalkardı. Bir ay askerliğini uzattım, bana mısın demedi."
Anlattıklarını dikkatle dinlerken arsız bir tip olduğu için bana benzettiğini anlamıştım.
"Diğer komutanlarına olduğu gibi yaklaşmıyordu bana. Bunu anladığım için burnundan getirmiştim bir süre ama uslanmıyordu."
Söylediği şeyle gözlerimi şaşkınlıkla araladım. Bu söylediğinden tek bir anlam çıkarılabilirdi.
"Bir süre sonra ilgimi çekmeyi başardı. Sözlü olarak ne o itiraf etti ne ben yüzüne vurdum o güne kadar. Tezkeresine dört gün vardı. Yine cezalıydı ben de son atış taliminden kalan kovanları toplatıyordum. Hiçbir askerimi birbirinden ayırmazdım ama içten içe Kıraç'a insiyatif beslerdim. Kovanları toplarken birden beni sevdiğini söyledi bu yüzden askerliği uzatmak istediğini eğitime katılmak istediğini söyledi. Başta ne diyeceğimi bilemedim. İlgi beslediğim doğruydu ama onun gibi sevmediğimden emindim."
Yüzündeki acı dolu ifade büyürken elindeki yanığa parmağıyla baskı uyguluyordu. Engel olmak istedim ama yapamadım. Sanki en ufak bir hareketimde kendine gelecek ve içini dökmeyi bırakacak gibiydi. Birine anlattığının bile farkında değil gibiydi, kendi kendine konuşuyordu sanki.
"Hayatta ilk defa başıma gelmiş bir şeydi, haramdı günahtı hepsinden önemlisi olduğumuz konumda söz konusu olamayacak bir durumdu. Ben vatanım için canımı verecek hayatını bu vatana kurban edecek bir Türk evladıydım. Kendime yakıştıramıyordum kendi cinsimden biriyle böyle şeyler.. mantıklı gelmiyordu, istemiyordum. Onu sevmiyordum. İlgisi aklımı çelmişti sadece. Haram tatlı gelir ya, benimki o hesaptı."
Aklıma gelen şeyle kaşlarımı çatıp gözlerimi kaçırdım. Sakat kalan asker Kıraç olabilir miydi?
Anlatmaya devam etsin diye beklerken cebinden sigara kutusunu ve çakmağı çıkardı.Sigara kutusunu ağzına götürüp dişleriyle bir dal çıkardığında kutuyu gelişi güzel kucağına atıp titreyen eliyle çakmağı yakmaya çalıştı. Ona bile mecali yok gibiydi. Uzanıp çakmağı elinden aldığımda bakışları elimi takip etti. Sigarayı ateşe verdiğimde ciğerlerini söndürmek istermiş gibi derince içine çekti.
"Böyle bir şeyi ne sen söyledin ne de ben duydum dedim. Umut verdiğimi falan söyledi haklıydı belki de. Talim sonrası silahlardaki tüm mermiler toplanır normalde ama o gün Allah'ın işi mi denir sorumsuzluk mu denir bilmiyorum dolu bir şarjör bırakmışlardı. Kıraç tabancayı kafasını dayayana kadar yetişemedim. Kendinde değil gibiydi ağlayarak bağırmaya başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum sıkacak gibi duruyordu. Boşluğundan yararlanıp üstüne atıldım tabancayı kafasından indirdiğim an tetiğe bastı dizine isabet etti."
Anlattıklarıyla o olduğundan emin olmuştum. Sorduğumda verdiği tepkinin az bile olduğunu düşünüyordum şimdi.
"Üstlerime meseleyi en ince ayrıntısına kadar anlatmama rağmen ifademi değişmem için zorladılar. Onların gözünde askerini sakat bırakan biri değil de vatan için önemli biriydim. Benim gibi adamların kırk yılda bir geldiğini söylemişlerdi. Onun yediği terörist, hain gibi damgalarının önemi yoktu."
Bunu bana anlatması garip hissettirmişti. Meselenin aslını yayıp yaymayacağımdan nasıl emin olup en ince ayrıntısına kadar anlatabilirdi? Kafasının gerçekten iyi olmadığı belli bariz ortadaydı. Anlattıklarıyla sadece kendini değil bu işte ismi geçen üstlerini de hiçe sayıp tehlikeye atıyordu.
"Yaşlı bir anasından başka kimi kimsesi yokmuş. Annesine de silah temizlerken olduğunu söylemişler kadın yaşlı başlı haliyle durumu sorgulamamış tabii ki. Kıraç zaten ruh gibiydi ağzını bıçak açmıyordu. Dört sene boyunca istemese de her ihtiyaçlarıyla ben ilgilendim."
Sigaranın sonuna geldiğinde tekrar elinde söndürür diye uzanıp aldım. Tahta zeminde söndürürken o kafasını bana çevirmişti. Gözlerimin içine öyle acı çekermiş gibi bakıyordu ki boğazım düğümlendi.
"Dört sene, tam dört sene önce benim için canını verecek adamın bugün benim yüzümden ruhu çekilmiş cansız bedenini yıkadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
itiraz
General FictionSıkı kurallara ve iyi bir disipline sahip olan Komutan'ın, kurallarına karşı gelerek düzenini işgal eden askerin hikayesi. * Gerçekte kurguda bulunan bazı sahnelerin söz konusu bile olmayacağını bilerek yazdım. Tsk ile başımız derde girmesin.