17

1.3K 107 57
                                    

Babama yaptığım tüm ısrara rağmen işin sonunda bizi eve postalamıştı. Hastanede kalmak istesem de.. "Siz yol yorgunusunuz eve gidip dinlenin." diyerek odadan attı bizi.

Normalinde her türlü kalırdım inadım inattı ama yanımda arabayı kullanırken seksi beğenilmemiş eskort gibi bir surat ifadesi takınmış komutan etkeni vardı. Dengesiz herifin tekiydi bir dakika önce gülüyorken iki dakika sonra tüm yüz kaslarına eziyet ediyordu.

"Komutanım.."

"Yakup yol boyunca kafamı siktin ya şimdi susarsın ya da seni bu yağmurda burada indirir, eve kadar koştururum."

Benim de kaşlarım çatılırken ters ters baktım. Çok konuşmamıştım sadece biraz babamın yanında kalmayı istediğim için sızlanmıştım. Sanki ben demiştim benimle gel diye.

"Askeriyede değiliz."

"Komutanım diyorsun?"

Haklıydı piç kurusu. Arabadan indirip dediğini yapmamı emretse itiraz bile edemezdim. Ceremesini askeriyede çektirirdi çünkü, biliyordum.

"Komutanımsınız çünkü."

"Konuşma o zaman."

"Gelirken konuş diyen sizdiniz."

Sitem eder gibi konuştuğumda bakışlarını anlık yoldan çekip yüzüme baktı. Çocuk gibi davrandığımın farkındaydım ama istediğim olmuyordu, kendimce haklıydım ben de.

"Hastaneye dönelim böyle yapacaksan. Ben bir yalan uydurur acil askeriyeye dönmem gerektiğini söylerim. Bir otelde falan kalırım, sabah alırım seni."

Saniyeler içinde kurduğu plan kafama yatsa da onu buraya kadar yorup bir de böyle ağırlamak istemedim.

"Yok eve gidelim."

Kafasını yana eğerek sabır çektiğinde sinir etmek hoşuma gitmişti. Artık sinirlenmesi korkmama değil eğlenmeme sebep oluyordu.

Doğup büyüdüğüm mahalleye girince içim bir hoş olmuştu. Her tarafında bir anım vardı. Tam baktığım kaldırıma çocukken hep işediğimi hatırladım. Ne günlerdi ama..
Apartmanın önüne gelip arabayı park ettiğimizde arabadan indiğim an gördüğüm bedenle saklanacak yer aradım.

"Yakup!"

"Sıla."

Onun neşesinin aksine sahte samimiyetle karşılık verdiğimde yanımda bitip boynuma sarılması birkaç saniye içinde olmuştu.
Yeşil gözleri, beyaz teni, omuzlarından süzülen kumral saçlarıyla tekrar düşündüğümde güzel kızdı aslında. Ama ben esmerciydim.

Hâlâ geri çekilmemişken hafifçe öksürdüğümde anca kendini üzerimden çekmişti.

Göz ucuyla Dağhan komutana baktığımda ise elini tabancasının kabzasında görmemle gözlerimi şaşkınlıkla açtım. Terörist mi sanmıştı acaba diye düşünürken Sıla'nın sesini duyduğumda ona döndüm.

"Senin burada ne işin var?"

Cırtlak sesiyle konuştuğunda yüzümü  buruşturmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Babam rahatsızlanmış biraz. Onu ziyarete geldim."

"Yaa.. Çok geçmiş olsun şimdi nasıl."

Düşünceli oluşuna nankörlük etmek istemiyordum ama bu kızın her iyi niyetinin altında bir bit yeniği arıyordum istemeden. Son beş senedir beni takıntı haline getirdiği için.

"Daha iyi şimdi, sağ olasın."

Arabanın diğer tarafından yanıma gelen Dağhan komutanı gördüğünde bakış odağına o girmişti şimdi de.

itirazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin