10 Sene

118 21 17
                                    

FREEN'İN GÖZÜNDEN

Anlık afallasam da Seoul'u üzerimden çektiğim sırada karşımdaki kişi karşısında şok olmuştum çünkü Becky karşımda ağlıyordu.

"Bu-bu-bunu nasıl yaparsın?" demişti, sesi titriyordu.

"Ben... Ben bir şey yapmadım Becky." derken ona doğru bir kaç adım attığım sırada o da geri geri gidiyordu.

"Benden uzak dur Sarocha." derken gözlerinden tekrar bir yaş düştü yanağına doğru.

Arkasını dönüp gideceği sırada kolundan tutup durdurdum.

"Lütfen sana olanları açıklamama izin ver." dediğim sırada benimde gözlerimden yaşlar gelmeye başladı.

"Neyi açıklayacaksın? Beni nasıl kandırdığını mı! Hadi beni kandırdın arkadaşını nasıl kandırırsın? Aklım almıyor yaaa! Bu kadın bana mesaj attığında inanmak istememiştim ama haklıymış." diyerek bağırdı.

Gözlerinde hayal kırıklığını, üzüntüyü ve en çokta ilk defa gördüğüm nefreti ve tiksintiyi gördüm.

Tam konuşacağım sırada beni susturdu.

"Bir daha bana yaklaşma, bana dokunmaya kalkma! İlacı bende olan bir derde düşersen bana gelme Sarocha çünkü sana kılımı bile kıpırdatmayacağıma emin ol." diyip çekip gitmişti.

O giderken bedenimde artık dayanamayarak yere çöktü.

Hıçkırıklar içerisinde ağlamaya başladım.

"Hepsi senin yüzünden! Ne istedin benden yaaa! Senin yüzünden sevdiğim kadın gitttii!" diyerek Seoul'e döndüm.

Keyifli bir şekilde eserini izliyordu.

Bir kaç adım atıp yanıma geldi.

"Benim olamayacaksan başkasının da olamazsın Freen'cim." diyip yanağıma öpücük kondurdu. Onu engelleyecek takatim bile kalmamıştı.

BİR KAÇ AY SONRA

O günden sonra Becky yüzüme bakmamıştı, onunla konuşmaya çalıştıkça beni engelliyordu.

En sonunda, bir daha onunla konuşmaya kalkarsam okulu bırakacağını söylemişti ve ben istemeye istemeye onun peşini bırakmıştım.

Onun hayaliydi doktor olmak ve benim yüzümden hayali yarım kalsın istemiyordum.

10 SENE SONRA

Koskoca 10 sene Becky'siz geçmişti. Çok özlüyordum onu çok.

Lise ve üniversite bitince, babamında vefatından sonra şirketin başına ben geçmiştim.

Babam giderken arkasından da yüklü miktarda borç bırakmıştı ve hepsini bitirmek bana düşüyordu, yaptım da.

Şirketi eski halinden daha iyi ve daha temiz bir hale getirmiştim. Temiz diyorum çünkü sevgili babacığım şirket üzerinden illegal bir çok iş yapmıştı ve biz bunu babam ölünce öğrenmiştik.

Chankimha soyadı artık temize çıkmıştı sayemde.

Şirketi hallederken Becky'nin peşine de düştüm ama hiç bir iz bulamadım. Yoko'ya sorduğumdaysa onunla da iletişimi kesmemi söylemişti. O da ablasına yanlış yaptığımı düşünüyordu.

Bu 10 senede Faye ile Yoko nişanlanmıştı. Faye ne kadar nişanda beni görmek istediğini söylese de Yoko'nun isteği üzerine gitmemiştim.

Heng ile Nop'ta çıkıyorlardı.

Tee ile İrin'de nişana hazırlanıyordu.

Arkadaşlarımın aşık oldukları kişileri sorarsanız onlarda Becky'nin arkadaşları.

Nam ise her zaman ki gibi bir daldan öteki dala atlıyordu.

Herkes mutluydu, ben hariç.

Beni düşüncelerimin arasından çıkaran kapı sesi olmuştu.

"Gel" dediğim anda kapı açıldı.

Gelen Nam'dı.

Hemen karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Elin yine başında geziyormuşsun! Burnun da kanamış." diyerek bana baktı.

"Bu köstebeği bulup şirketimden kovacağım. Her şeyi sana yetiştiriyor her kimse." derken başımı ovaladım.

"Bu kaçıncı baş ağrın Freen? Doktora gitmelisin! İlaçlar geçirmiyor baş ağrını görüyoruz ve artık burnun da kanamaya başladı." demişti, sesinde endişe vardı.

Haklıydı, geçmeyen bir baş ağrım ve zor duran bir burun kanamam vardı. Beni doktora gitmem konusunda zorlasalarda hep bir bahane sunmuştum ama bu sefer gidecektim.

"Tamam, sen Bay Saint'e randevu al giderim yarın." dedim, gülümseyerek.

"Nee! Benim arkadaşım kabul mu etti yani doktora gitmeyi? Doğru duyuyorum diil mi?" diyerek sevinç çığlığı attı.

"Hahaahaah. Sakin ol Nam ve evet gideceğim sen randevuyu al." dedim.

"Tamam hemen alıyorum." diyip telefonla doktoru aradı.

Bir süre sonra telefonu kapattı.

"Ee aldın mı?" diyerek ona baktım.

"Maalesef Bay Saint konferans için başka yere gitmiş ama bir öğrencisinin ismini verdi bu alanda uzmanlaşmış biriymiş..." derken duraksadı.

"Eee, o zaman o kişiden al randevuyu." dedim, başımı tekrar ovalamaya başlamıştım.

"O öğrenci Becky, Freen."dediği anda yerimde donup kalmıştım.

Kulağımda sürekli onun o sözü yankılanmaya başladı.

"İlacı bende olan bir derde düşersen bana gelme Sarocha çünkü sana kılımı bile kıpırdatmayacağıma emin ol."

Şimdi nasıl gidecektim onun yanına...

Doktorum Ol ( G!P) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin