Nam'ın olduğu otelin personellerini tembihledik otelden kaçmasın diye.
Bir gece kalacaktı zaten. Becky kıyamamıştı. Bugün polis baskını olursa onun şanssızlığına olacaktı.
Bizde otel odamıza geçtik. Odamızda kırmızı güzeller vardı. Yerlerde kırmızı gül yapraklarından yol yapılmıştı. Kokulu mumlar etrafa farklı bir ambiyans katmıştı.
Yatağımızda havludan yapılma iki kuğu vardı.
"Yarın nikah tarihimizi alalım aşkım." diyip öptüm dudaklarını.
"Alalım bebeğim." diyip bu sefer kendi dudaklarımı öptü.
Odada likörlü çikolatalardan vardı.
Birer tane yedik ama yer yemez etki etmişti bile.
"Seni çok seviyorum Sevgili Eşim Becky Chankimhaaaaa." diyerek bağırdım cama çıkıp.
"Hahahahahaah. İn ordan aşağı yaa. Ölürsen eşin olmadan dul olacağım." diyip gülüyor beni indirmeye çalışıyordu.
"Aaaa doğru. Ölmüyorum, seni almadan ölüm yok bana." diyip indim ve dudaklarına yapıştım.
Geri geri yürüyerek yatağı bulduk. O altta ben üstte öpüşmeye devam ettik.
Bir süre daha böyle öpüştükten sonra kapımız çaldı.
"Git biz yokuzzz." diyip boynunu öpüp emmeye başladım.
"Freen aç kapıyı. Nam tutuklanmış!" diyerek kapıya vurmaya başladı Faye.