Paris'e gelmiştik. Faye otelleri ayarlamıştı.
Nam'ın olduğu otelin personellerini tembihledik otelden kaçmasın diye.
Bir gece kalacaktı zaten. Becky kıyamamıştı. Bugün polis baskını olursa onun şanssızlığına olacaktı.
Bizde otel odamıza geçtik. Odamızda kırmızı güzeller vardı. Yerlerde kırmızı gül yapraklarından yol yapılmıştı. Kokulu mumlar etrafa farklı bir ambiyans katmıştı.
Yatağımızda havludan yapılma iki kuğu vardı.
"Yarın nikah tarihimizi alalım aşkım." diyip öptüm dudaklarını.
"Alalım bebeğim." diyip bu sefer kendi dudaklarımı öptü.
Odada likörlü çikolatalardan vardı.
Birer tane yedik ama yer yemez etki etmişti bile.
"Seni çok seviyorum Sevgili Eşim Becky Chankimhaaaaa." diyerek bağırdım cama çıkıp.
"Hahahahahaah. İn ordan aşağı yaa. Ölürsen eşin olmadan dul olacağım." diyip gülüyor beni indirmeye çalışıyordu.
"Aaaa doğru. Ölmüyorum, seni almadan ölüm yok bana." diyip indim ve dudaklarına yapıştım.
Geri geri yürüyerek yatağı bulduk. O altta ben üstte öpüşmeye devam ettik.
Bir süre daha böyle öpüştükten sonra kapımız çaldı.
"Git biz yokuzzz." diyip boynunu öpüp emmeye başladım.
"Freen aç kapıyı. Nam tutuklanmış!" diyerek kapıya vurmaya başladı Faye.
"Hahahahah. Bırakın çeksin cezasını."diyip kahkaha attı Becky.
"Hamileyim dedi." diye seslendi Yoko.
"Nasıl hamile lan!" dedik aynı anda ve toparlanıp kalktık ve kapıyı açtık.
Bizden farkı yoktu Faye ile Yoko'nun.
"Bu, bize söylememiş. Birinden hamile kalmış." diye açıklama yaptı Faye.
"Hele belliydi son zamanlardaki mide bulantısının sebebi. Ulan hastayım diyip bizi ayakta uyutmuş." dedim.
"Hadi çıkartalım şu hamileyi." diyip ceketini giydi Becky. Bende giydim ve anahtarı alıp çıktık.
Nam'ı bir erkekle yakalamışlardı. Tarih Nam üzerinden tekerrür etmişti.
Nam'ı oradan çıkartıp hesap sorduk.
İngiliz biriyle birlikte olmuş sonra da hamile kalmış. Evleneceklermiş hatta.
"Ne zaman söylemeyi düşünüyordun? Çocuğu kucağımıza verince mi?" diye çıkıştım.
"Yok ya, Paris dönüşü diyecektim." diyip şirinlik yapmaya çalıştı.
"Bana şirinlik yapma işe yaramaz." diyip yürümeye başladık.
Bugün dışarısı soğuktu.
"Arkanızda Eyfel Kulesi varken gelin fotoğrafınızı çekeyim." dedi, Faye.
Çok güzel çıkmıştık.
Hemen instagramda paylaştım.
Biraz daha dolaşıp odalarımıza çekildik.
Çok yorulmuştuk.
Kendimizi yataklara attık ve uyuduk.
ERTESİ GÜN ÖĞLEDEN SONRA
Bugün nikah tarihimizi alacaktık. Sabah Nam'ın sevgilisi Nick geldi ve tanıştık. Sıcakkanlı biriydi umarım üzmezdi Nam'ı.
Ben ve Becky önde, Faye ile Yoko arkada en arkada Nam ile sevgilisi Nick peş peşe konvoy şeklinde gidiyorduk.
Ben biraz gaza bastım ve aramızdakilerden kurtuldum.
"Seninle baş başa kalmak istiyorum." diyip ellerini öptüm.
"Zaten baş başayız ya sevgilim." diyip o da ellerimi öptü.
"Olsun, ben seninle her şekilde yalnız kalmak istiyorum." dedim.
4 yol ağzına geldiğimizde birden içimi bir korku kapladı.
İçime bir ateş düştü. Nefes alamıyor gibi hissettim.
"Aşkım neyin var? Ne oluyor?" diye telaşla sordu Becky ama sesi çok uzaktan geliyor gibiydi.
Görüş alanım bulanıklaşmıştı.
Ve son bir ses duydum. Kaza yapmıştık.
Gözlerimi zar zor açıyordum. Başımı yana çevirdiğimde Becky'nin gözleri kapalıydı, her yerinde cam kırığı ve kanlar vardı.
"U-uyan Becky." dedim, kesik kesik.
Uyanmıyordu.
"Uyan nolursun." dedim, ağlarken. Yerimde kıpırdayamıyordum. Bacaklarım sıkışmıştı.
Hepsi benim yüzümden olmuştu. Becky benim yüzümden bu halde idi.
Gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Yapamıyordum.
İstemeye istemeye kapattım gözlerimi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktorum Ol ( G!P)
FanfictionFreenbecky kurgusu. +18 SAHNELER OLACAK.... G!P KURGUDUR...