BANA SEN LAZIMSIN

Güneş'e Özel Yüzük

Keyifli okumalar dilerim 🤍

86 saat süren yolculuğun ardından buyrun efenim sizlere bir tatlılık 🥰

Hande, teklifin üzerinden geçen üç günde Zehra için istediği tektaşı aramıştı. Bir yandan da İrem'le konuşup bu pek teklif sayılmayacak teklifte yanlarında olsun istiyordu. Sonuçta İrem onun muhbiriydi, bu ilişkinin yeniden başlamasında emeği büyüktü. İrem'i 2 gün içinde dönmeye ikna ettikten sonra Hande de Zehra için ufak bir sürpriz hazırlamaya çalışıyordu. Sabah Mina ve Zehra'yla birlikte kahvaltı yaptıktan sonra birkaç işi olduğunu söylerek evden ayrıldı Hande.

Önce Alev hanımların evine oradan da Naz'a giderek çocukluklarından başlayan ve ayrılıncaya kadar devam eden videoların ve fotoğrafların durduğu hafıza kartlarını aldı. Bir sonraki durağı olan İpek'in evine geçerek, aklındaki şeyleri onunla paylaştı. Tüm videoları ve fotoğrafları birleştirerek kısa film tadında bir şey yapmasını istiyordu İpek'in.

"Anlatabildim mi emin değilim ama yapabilir misin İpek?"

"Anladım anladım, yaparım tabii. Yarına kadar bile biter de sen kendin mi seslendireceksin nasıl olacak?"

"Ben sana bir ses kaydı yollayacağım, videoların sesleri genel olarak kalsın. O hallerimizi izlemek keyif verecek ama fotoğrafların altlarında benim atacağım ses kaydını koyarsan iyi olur."

"Tamamdır ben de o iş. Peki karışık mı olsun yoksa sıralı mı gelsin tarihsel olarak?"

"Karışık olabilir ama ilk başta en eskisi en sonda da Zehra'nın teklifi olsun video olarak. Bir de en son fotoğraflar o günden kalanlar olsun, sesle daha uyumlu olur."

"Tamamdır aşk kadın. Ben de o iş."

Hande, İpek'le olan işlerini de hallettikten sonra son olarak kuyumcuya giderek yüzük hakkında bilgi aldı. İstediği modelde bir yüzük bulamamıştı ve son çare olarak yüzüğü özel olarak tasarlamayı seçmişti. Pırlantanın oturacağı kısmı bir güneş figürüne benzetirken yüzük kısmının da iç kısmında tanışma, ilk sevgili oluş, ikinci sevgili oluş tarihleri yazıyordu. Kuyumcuyla görüştüğünde yüzüğün bitmek üzere olduğunu öğrendiğinde memnun olmuştu Hande. Şu ana kadar her şey istediği gibi yolunda gidiyordu. Eve geri dönmeden önce Elif'i arayıp birkaç şey sordu.

Eve gitmeden önce yolda gördüğü bir çiçekçinin önünde durdu. Tek kalan zambak çiçeğini gördüğünde gülümsedi, şanslı hissetmişti. Gülümseyerek çiçeği alıp, Mina için de yine karışık bir buket yaptırdı. Çiçekleri arabaya bırakıp yandaki pastaneye gidip Zehra ve Mina'nın en sevdiği tatlılardan olan san sebastian alıp bu kez gerçekten eve doğru ilerledi.

Hande eve girdiğinde kendisini karşılayan gürültüyle şaşkına döndü. Mina ve Zehra yastık savaşı yapıyordu. Hande gülümseyerek baktı onlara. Kapı eşiğine yaslanıp abla kardeşi izlemeye başladı. Mina, Hande'yi fark ettiğinde ablasından kaçarak onu arkasına saklandı.

"Hande abla çok şükür geldin. Ablam beni öldürecek."

Mina nefes nefese konuştuğunda Hande güldü.

"Aşkım öldürme kızı. Bak size tatlı ve çiçek getirdim. Savaşı bırakıp bunlarla mı ilgilensek?"

"Yaaa balım ne zaman geldin sen? Hiç fark etmedim."

Hande gülümsediğinde pastane poşetini ve çiçekleri Mina'ya vererek onu mutfağa yolladı. Zehra'ya doğru adımlayarak belini sardı sevgilisinin.