BANA SEN LAZIMSIN

Kaptan Gamzeli Hande

Keyifli okumalar dilerim 🤍

Kızların yarı finaldeki rakibi İtalya olmuştu. Olimpiyatlara iyi başlamış ve favori durumunda olan İtalya'yla eşleşmek taraftarları bir miktar strese soksa da sultanlar çeyrek finalde ortaya koydukları mücadeleyle birlikte bir kez daha anlamışlardı ki önemli olan rakip değildi, önemli olan sahaya koydukları mücadeleydi. Takım maç için taktik toplantısı yaptıktan sonra yine birbirlerini gaza getirmek için herkes sırayla konuşmaya başladı. Bu sefer ilk söz alan Eda oldu.

"Yine bir yarı finalde İtalya'yı devirmiştik şimdi yine aynı şeyi yapacağız. Birbirimize kenetlenip maçı alacağız."

"Kaptanım haklı, geçen sene Hande'nin doğum gününde elemiştik onları yine eleriz."

Zehra sevgilisine göz kırpıp gülümsedi. Geçen sene en yakın oldukları günlerden biriydi Hande'nin doğum günü. Yaşanan onca şeye rağmen Zehra o günün sabahında kahvaltı sırasında Hande'ye söz vermişti; 'senin için maçı alacağız ve en özel doğum günün olacak, hediyen de 2 gün sonraki altın madalya olacak' sözünü de tutmuştu. Elinden gelenin fazlasını yapmış, canını dişine takmış o maçı almak için çabalamıştı. Başka bir zaman yine hırslı oynardı ama bu hediyeyi Hande'ye vermek için daha hırslı oynamıştı. Takımdaki diğer oyuncular da konuşunca hepsinin gözü Hande'ye döndü. Onun da bir şeyler söylemesini istiyorlardı.

"Arkadaşlar bugün öyle yüksekten uçacak değilim, elimizde bazı gerçekler var; grup maçında net bir skorla kazandılar. Gerçeklikten kastım bu değil, biz o gün doğru düzgün maça odaklanamadık. Sahada konsantre değildik, kendimizi veremedik ve savaşamadık. Şimdi elimizde bir şans daha var onlara kimin daha iyi olduğunu gösterebiliriz. Doğru zamanda sahanın doğru yerinde olursak çok rahat bir şekilde kazanırız. Kendimize ve birbirimize güvenelim, birimiz hata yapsak diğerimiz kapatsın, her şeyi halledeceğiz. Hadi arkadaşlar iki gün sonra onları devirelim ve madalyayı garantileyelim. Çok emek verdik, çok çabaladık, çok şeyden vazgeçtik ki bazılarımız kariyerlerini de riske atarak oynuyor o madalya hakkımız. Kazanmak için savaşalım. Ben, Elif, Ebrar, İlkin çok fazla eleştiriye ve lince maruz kalıyoruz. Kulaklarımızı ve gözlerimizi onlara kapatacağız arkadaşlar. Eğer çok bilselerdi ya başımızda koç olurlardı ya da yanımızda takım arkadaşımız. Çekemedikleri, hazmedemedikleri bir şeyler var ve acılarını bizden çıkarmak istiyorlar. Onların dediklerine en güzel cevabı sahada vereceğiz ve onlara da kim olduğumuzu göstereceğiz."

Takım birbirine sarıldıktan sonra hep birlikte 'Türkiye' çektikten sonra önce teknik ekip ardından da takım dağılmaya başladı. Kaptan da koçla birlikte gittiğinde Ebrar gülümsedi. Takım arkadaşlarına sırıtarak bakarken herkes onun bir şey yapacağını anlamıştı. Zehra, Hande'nin belini sarıp olası bir kovalamacayı engellemek istedi.

"Gece denı̇zlere sı̇s çöktüğünde,
Ölüler fısıldar ı̇smı̇mı̇ sessı̇zce.
Saklanır haı̇nler alçaklar,
Gölgem bı̇le görününce.

Ne mutlu bı̇zlere,
Kaptan Van Dı̇jk yürür önümüzde,
Fırtınalar şı̇mşekler tı̇trer,
Ölü yelken dümende!

Yelkenlere kara bı̇r ayaz estı̇,
Tı̇tredı̇ Van Dı̇jk bı̇le buz kestı̇.
Rastladım ona gecenı̇n kör vaktı̇,
Bu Vahşı̇ Kelebek’tı̇.