Başkası Öper

237 40 104
                                    

Keyifli okumalar dilerim. 🤍

Mina, ablasının kendisini bıraktığı kafede arkadaşlarıyla otururken bir yandan da Demir'e mesaj atmaya çalışıyordu. Artık İstanbul'a döndüklerini söylemelerinin bir sakıncası kalmamıştı. Sürpriz başarıyla gerçekleşmişti. Demir'den mesaj beklerken arkadaşlarının anlattıkları şeylere odaklanmaya çalışıyordu ama içinde garip bir heyecan vardı. Son zamanlarda içinde Demir'in bulunduğu her şeyin ona böyle hissettirdiğini fark edince yüzünde hoş bir gülümseme oluştu. Arkadaşlarının sorduğu soruyu geçiştirmek için bir şeyler söyledikten sonra titreyen telefonuna baktı. Demir sevindiğini söyleyen bir mesaj atmıştı, mesaj kısa ve geçiştirir gibi gelmişti Mina'ya. Tam yüzü düşerken bir mesaj daha geldi 'ellerim biraz dolu müsaitsen arayabilir miyim' düşmeye hazırlanan yüzünde geniş bir gülümseme belirdi. Arkadaşlarından izin isteyerek telefonla konuşmak için masadan ayrıldı ve hızla Demir'i aradı.

"Mina ya kusura bakma öyle kısa bir mesaj attım ama antrenmandan yeni çıktım. Turnuva boyunca giyeceğimiz şeyler falan verildi bir de zaten bir ton eşya vardı ellerim çok dolu. Doğru düzgün yazamadım. Çok sevindim dönmenize, sıkıntıdan patlamana az kalmıştı."

"Mesajını görünce tam trip atmaya hazırlanıyordum ucuz yırttın. Sen geç çıkmışsın antrenmandan, ekstra falan mı vardı?"

Demir gülümseyerek saate baktı. Normale göre geç çıkmıştı ama bunu Mina'nın fark edeceğini düşünmemişti.

"Ekstra yoktu da biraz hastane işi çıktı. Antrenmandan hastaneye gittim sonra eşyalarımı almak için yeniden salona döndüm falan ondan geç kaldım."

"Hastane mi? Ne oldu, sakatlandın mı? İyi misin?"

"İyiyim. Tam olarak sakatlandım diyemeyiz. Pota altında boşta kalan topu almaya çalışırken arkadaşımla çarpıştık önemli bir şey yok, merak etme."

"Emin misin önemli bir şey olmadığı konusunda?"

"Eminim, kendin de görebilirsin istersen."

Demir'in buluşmak için hafiften yol yapması Mina'yı gülümsetmişti ama içindeki endişe hâlâ yerini koruyordu.

"O zaman sen o eşyalarını eve bırak ben de buradan çıkayım, sen yorgunsun sizin oraya yakın bir yerde buluşalım. Olur mu?"

"Olur, çok güzel olur. Haberleşiriz o zaman."

İkili aramayı sonlandırdıktan kısa bir süre sonra Demir eve varmıştı. Geldiğini haber vermek adına seslendikten sonra eşyalarını bırakmak için odasına gitti. Kısa bir süre sonra İlkin kapısında belirmişti.

"Hayırdır Demir bey, geç geldiniz ve haber vermediniz?"

Demir hafifçe arkasını dönüp ablasına baktı ve yüzüne tatlı bir gülümseme kondurdu. İlkin kardeşinin sol gözünün üzerinde gördüğü bantla kaşlarını çattı.

"Demir! Bu halin ne? Ne oldu yüzüne?"

"Sakin ol abla, ciddi bir şey yok. Antrenmanda pota altında boştaki topu alırken çarpıştık, arkadaşımın dirseği geldi. Açıldı biraz, hastaneye gittik, dikiş falan attılar sonra da mikrop kapmasın diye kapattılar işte üstünü. Önemli bir şey yok, merak etme."

Demir'in büyük bir sakinlikle atması İlkin'i çıldırtmak üzereydi. Kardeşine bir şey diyip kalbini kırmamak için derin bir nefes aldı.

BANA SEN LAZIMSIN  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin