Yol Ayrımları ve Seçimler

514 37 54
                                    

     Keyifli okumalar diliyorum...

   Gece birlikte uyuyan Hande, Zehra ve Pamir üçlüsünden ilk uyanan tabii ki de minik Pamir olur. Genel olarak sabahları güne sakin başlayan bebek rutinini bozmadan yine sakin başlamıştı güne. Ağlamadığı için iki kızda onun uyandığını fark etmemişti ta ki ufaklık yatakta yavaş hareketlerle Zehra'nın yüzüne çıkana kadar. Küçük ellerini Zehra'nın yanaklarına koyup Zehra'nın yüzüne sulu öpücükler bırakıyordu. Zehra gözlerini hafif araladığında üzerindeki ufaklığı gördüğünde sırıtarak Pamire sarılır. Az önce Pamir'in ona yaptığı gibi o da Pamir'in yüzüne öpücükler bırakmaya başlar. Ufaklığın tatlı kıkırtılarını duydukça içini huzur kaplıyordu genç kızın. Ufaklığı kucağına alıp yatak başlığına dayanıp oturur, kafasını yatağın diğer tarafına çevirir sevdiği kadının yüzünü inceler, Hande'nin yanaklarında ıslaklık fark ettiğinde kucağındaki Küçük Maymuncuğun kendisinden önce Hande de şansını denediğini fark eder ve kıkırdar. Pamiri kendisine çevirerek büyük bir sır verirmişçesine

   "Küçük Maymuncuk üzgünüm ama teyzen öpücükler ile uyanacak kadar romantik bir kadın değil, onu uyandırmak için bu minik ellerinle yanaklarına küçük şap şaplar bırakman gerekebilir. Ama beni bu şekilde uyandırmaya devam edebilirsin." diyerek yanağını sıkıca öper.

   Pamir'in acıkmış olabileceğini düşünerek sessizce yataktan kalkıp odadan çıkar. Koridorda kimseyi uynadırmamaya özen göstererek sessiz adımlar atar ve salonda uyanmış olmasını dilediği kişiyi görerek sırıtır.

   "Naaazz, uyanık ol diye ne kadar dua ettiğimi bilemezsin. Küçük Maymuncuk uyandı, acıkmıştır diye düşündüm." dedi ve kucağındaki Pamiri öperek Naza uzatır.

   "Ben de uyandı mı uyanmadı mı diye düşünüyordum. Sizi de rahatsız etmek istemedim de neyse ki birinizin uykusu hafif." diyerek Zehra'nın yanağını öper ve oğlunun karnını doyuracağını söyleyerek odaya gider. Zehra da fırsattan istifade gidip sevgilisini uyandırmaya çalışır. Uzun bir çaba sonrasında amacına ulaşır ve sevgisini uyandırır.

    "Uzun bir süre sonra turnuva, maç, antrenman diye bir derdimiz olmadan güne başlamak ne güzelmiş hem de sevgilimin tatlılıklarıyla." diyerek Zehra'nın dudaklarına tatlı ve etkili bir öpücük bırakır. İkili bir süre odalarında vakit geçirdikten sonra yanlarına Yiğit gelir.

   "Hanımlar çok şükür rahat rahat konuşabileceğimiz bol vaktimiz var ve tebrikler Zeze, Hande bu saatte uyanık." diyerek önce kardeşine sataşır. Hande sahte kahkahasına son verirken kardeşine yastık atmayı da ihmal etmez ama Yiğit'in yastığı alıp yataklarına oturma şeklinden onlara bir şey soracağını anlayarak sabah şakalaşmalarını şimdilik askıya alır

   "Hadi hadi dökül bakalım şapşal, belli bir şeyler soracaksın." diyerek hafif doğrulup Yiğit'in yanağına bir öpücük bırakır ve Zehra'nın kollarının arasına girerek kardeşini dinlemeye başlar.

   "Öncelikle uzun zamandır hayatımda biri olduğunu zaten biliyorsunuz, düzenli ve güzel bir ilişkimiz var. Şimdi kim olduğunu söyleyeceğim, aslında tanıyorsunuz zaten o yüzden inşallah vurmazsınız ama vurmayın zaten hemen çünkü sonra önemli bir soru soracağım." dediğinde kısa bir es verir. İkili bir süre ona bakar ama devam etmeyince

   "Tamam tamam vurmayacağız korkma. Hem tutup bizim kızlardan biriyle olacak halin yok ya." diyen Zehra ile Yiğit şapşal bir tebessüm sunar ikisine

   "Aslında tam olarak da öyle oldu. Sizin kızlardan biriyleyim. Amacım da emin olmaktı birbirimizden ondan sonra size söyleyelim istedik." dediğinde Hande kardeşinin amacını anlamıştı

   "Çünkü başta söylesen ve sonra aranız bozulsa hepimizi etkilesin istemedin." dediğinde Yiğit onu kafasıyla onaylar ve birlikte olduğu ismi söyler. Kızlar kısa süreli bir şok geçirseler de toparlarlar.

   "Yakışırsınız siz ya valla bak canlandınız gözümde. Çok mutlu olun." diyerek kardeşine sarılır Hande

   "Kesinlikle iyi ikili olmuşsunuz artık ikili buluşma yaparız." diyerek Zehra da sarılmalarına eşlik eder. Kısa süreli bir sevgi yumağı oluşturduktan sonra kızlar tekrar eski konumlarına dönerek Yiğit'in soracağı soruyu beklemeye başlarlar.

   "Biliyorsunuz ki ben Beşiktaş'lıyım gerçi Hande de öyle. Neyse asıl konu bu değil. Ben bir süredir pek rastgelen bir şey olmasa da gönül verdiğim kulüpte oynama fırsatı buldum ve gerçekten çok mutluyum. Ama şimdi bana birçok ligden teklif geliyor ve içlerinden biri de herkesin hayali olan NBA. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Aslında bakarsan çocukluk hayalim bile değildi, hiç öyle şeyler düşünmedim. En büyük hayalimi şu an yaşıyorum ama orası da NBA. Gitmek istediğim söylenemez ama insanların arkamdan <aptal gibi bir kariyer yönetti, saçma sapan tercihler> gibi şeyler demesini istemiyorum. Ben ne yapacağım?" diye soran Yiğite, Hande sırıtır.

  "Kimin ne dediği umrunda olmasın. Sen neyi seçersen seç insanlar zaten sana tonla şey söyleyecek. Elbette herkesin hayali en büyük yerlerde oynamak, en iyisi olmaktır ama bu gerçekten de her insan için geçerli değildir. Sadece bir genelleme. Orada olmak mutlu etmedikten sonra gitsen ne olur ki. Cenk abiyi örnek al, o da gitti ama kaçar gibi geri geldi. Çünkü mutlu değildi. Devler sahnesi diye mutluluk verecek değil. Kalmak istiyorsan burada kal, gitme." diyerek kardeşine sarılır. Yiğit'in gözleri Zehraya döndüğünde onun da Handeyi onayladığını gördüğünde gülümser.

   İkiliye teşekkür ederek kahvaltı için bir şeyler almaya gideceğini söyleyerek evden çıkar. O sırada kızlar da kendi menajerleri ile görüşür. İkisine de gelen birçok teklif olduğunu öğrendikten sonra menajerlerinin onların aklına girme çabalarının sonunda her ikisi de gün içinde geri döneceklerini belirterek konuşmaları sonlandırırlar. Bir süre sessizce birbirine baktıktan sonra

   "Benim adıma tonla iyi teklif varmışmışta, bilmem nereye gidersem çok iyi olurmuşta öyle de böyle de diye her sene olduğu gibi tonla şey gevelediler yine. Neyse ki Nazdan sonra öğrendik ki tüm bunlar genelde şirket çıkarlarının en çok olduğu teklifler. Senin gitmek istediğin bir kulüp var mı Zeze?" diyerek sevgilisine bakar

   "Burada mutluyum, hem seninleyim hem de gerçekten iyiliğimiz için uğraşan bir staff ve yöneticiler var. Gitmek istemiyorum ama bir isteğim var o da menajerlik şirketi ile ilişkimi bitirmek." dediğinde Hande'nin yüzündeki gülümseme kocaman bir hal alır.

   Sevgilisinin dudaklarına kapanarak mutluluğunu ifade etmek için kelimeler yerine öpücüğünü kullanır. Uzun ve etkili bir öpüşmenin sonunda ikili ayrılıp sarılır. Ne yapacaklarını konuşmak için Nazın yanına giderler. Olanı biteni ve düşüncelerini Nazla paylaşan ikiliden Naz bir süre müsaade ister ve birkaç görüşme yapıp yanlarına geri döner.

   "Sizin de çok iyi tanıdığınız birinden size menajerlik yapmasını rica ettim. Bir şirket ya da direkt bir menajer değil. Eski bir voleybolcu, şimdi de bir kulüpte çalışıyor ama hem sizi hem de beni çok sevdiği için ricamı kırmadı. İçiniz rahat olsun benim minnaklarım." diyerek ikiliye sarılır. İkilinin <kim> sorularına daha fazla kayıtsız kalamaz.

   "Nesli olacak menajeriniz. <Başka biri için istesen yapmazdım ama o iki şapşala kıyamam> diyip kabul etti." dediğinde her ikisi de hallerinden gayet memnun bir sırıtış ile Naza teşekkür eder.

    Kızlar yeni menajerleri ve 'ikinci aile' dedikleri kulüplerinde yollarına devam ederken Yiğit de gelen tekliflerin hepsini geri çevirerek gönül verdiği kulüpte, ailesiyle ve sevgilisiyle birlikte kalmayı seçmişti. Her biri için birçok yol ayrımı olsa da hepsinin seçimi aynı olmuştu. Kimileri için hataydı bu seçimler kimileri için de doğruydu. Ama onlar yollarının henüz başlarındayken kimsenin ne dediğini önemsememek gerektiğini kavramışlardı. Bundan sonrasında kimseyi değil kendilerini önemseyeceklerdi...

   Umarım hoşunuza gitmiştir.

Kendinize cici bakın.

   ('bu benim kaderim/simge' ye aşığız' ailem iyi ki siz💜🦋😽💜)



BANA SEN LAZIMSIN  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin