BANA SEN LAZIMSIN

Benimle Oynama Baladın

Keyifli okumalar dilerim 🤍

Turnuva devam ediyordu, Çeyrek finalde sultanların rakibi Çin olmuştu. Hızlı oyunları ve yaptıkları defanslarla gözde bir takımdı Çin. 2020 Olimpiyatları'nda yine bir çeyrek final maçında yine bir Asya takımıyla eşleştiklerinde tüm ülkede travma etkisi yaratan bir maç olmuştu. Şimdi yine bir çeyrek finalde bir Asya takımıyla oynayacaklarını öğrendiklerinde tedirgin olmamış değillerdi ama isterlerse her şeyi başarabilirlerdi. Eşleşmeden sonra kısa bir taktik toplantısı yaptı takım, kaptanın bir konuşma yapmasını beklediler ama kaptan ilk kez ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Takım bir şekilde motive olmaya ihtiyaç duruyordu, herkes birbirine bakıyordu.

"Moralleri bozmaya gerek yok, 2020'de açılışı onlarla yaptık. Kimse beklemiyordu ama 3-0 kazandık. Hadi arkadaşlar biraz canlanın ya."

Derya gülümseyerek takımı motive etmeye çalıştı. Derya'nın ilk taşı atmasıyla Meliha da ona destek çıktı.

"Derya haklı, o zaman kazandık yine yaparız. Daha tecrübeliyiz daha hırslıyız ve alacağımız bir intikam var arkadaşlar."

Takım yavaş yavaş kendine geliyordu.

"Buraya gelmek için çok çaba sarf ettik, onlarca maç yaptık ve buraya kadar çıktık. Yeri geldi düştük yeri geldi kaybettik yeri geldi ağladık ama her seferinde daha güçlü ayağa kalkıp daha hırslı oynadık. İlkin, Zehra ve ben bugün burada aranızda olabilmek için haftalarca saatler süren tedaviler gördük ve aranıza katıldık. İlkin'in ağrıları hâlâ var, Zehra zaman zaman dizinden sıkıntı yaşamaya devam ediyor, Cansu'nun yere basmasını bile zora sokan bir sakatlığı var, Gizem'in omzu sakat, Elif'in de bacağında bir problem var, Eda ablanın sezondan kalma bir sakatlığı vardı, bazı arkadaşlarımız mental olarak sorunlar yaşıyor ama ne olursa olsun buradayız işte. Bir emek verdik, savaştık ve şimdi yine aynı şeyi yapacağız. Sahaya çıkıp canımızı dişimize takacağız, savaşacağız, mücadele edeceğiz. Karşımızda kimin olduğu önemli değil hiçbir zamanda önemli olmayacak. Önemli olan tek bir şey var; bizim ortaya koyduğunuz oyun. Biz oynadıktan sonra hiçbir şey önemli değil. Daha önce birçok kez yendik yine yeneriz yeter ki siz kendinize inanın."

Hande'nin konuşmasına Zehra hayranlıkla baktı, çoğu zaman takım arkadaşları Hande için 'kaptan' imaları yapardı. Zehra bir gün sevgilisinin kaptan olacağına inanıyordu ve bunu istiyordu. Hande'nin az önce yaptığı konuşmayla takıma çok güzel bir kaptan olacağını anlamıştı. Teknik ekip toplantı salonundan çıkıp yalnızca takım arkadaşları kaldığında Zehra, Hande'nin yanaklarını öptü.

"Benim sevgilim takım tarihinin gördüğü en iyi kaptan olacak."

Bu sözleri Hande'nin kulağına fısıldadı ve boynunu öptü. Takım ikisinin bu tatlı hallerine gülümsedi. Ebrar tabii ki onlara sataşmadan durmadı. İkiliyi magazin muhabiri taklidi yaparak sıkıştırdı, kızlar ona gülüp oyununa ayak uydursa da Ebrar onları sinir etmeye kararlıydı. En son Hande'yi sinir etmeyi başardığında tüm salonda bir curcuna oluştu. Ebrar kaçarken Hande onu kovalamaya çalışıyordu ama Zehra, Elif, İlkin ve Derya onu tutmaya çalışıyordu. Hande'nin hiçbir şekilde kendisini yormasını istemiyor ve şakalaşırken başına bir şey gelmesinden korkuyorlardı.

"Ya of bir bıraksanıza bir kere vurayım şuna, kaşınıyor işte."

"Olmaz sevgilim. Koşarken takılırsın ya da bir anda ters bir şey falan yaparsın, hiç gerek yok. Bak bizim İrem'lerle konuşma saatimiz geldi. Hadi gel odaya gidip İrem'i arayalım."

Zehra, Hande'nin elini tutup parmaklarını kenetlemişti, sevgilisine tatlı tatlı bakarak konuştuğunda onu dinleyeceğini biliyordu. Zaten İrem'le olan konuşmalarına da çok önem veriyordu Hande. Junior Zehra'ya hem taktikler veriyor hem de durum raporu alıyordu. Hande'nin ufak sinirinin anında yok olduğunu görünce gülümsedi Zehra.