Zehra Güneş Baladın

308 43 71
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🩶🩶

Hande 2 gündür Naz'larda kalıyordu. Bu akşam Elif, Saliha ve Simge de gelmişti ve olanları konuşuyorlardı. Hande'nin kızdığı, kırıldığı şeyi anlıyorlardı ama yine de bir şekilde oturup konuşmaları gerektiğini düşünüyordu hepsi. Hande de konuşmaları gerektiğini biliyordu bunu yapacaktı ama öncesinde Zehra'nın neden böyle bir topa girdiğini çözmek istiyordu. Kızlar, Hande'nin kafasındaki şeyi öğrenmek için uzun saatler boyunca sohbet ettiler ve en sonunda Hande onlara 'Zehra'nın neden yalan söyleme gereği duyduğunu anlamaya çalıştığını' söylediğinde kızlar onu rahat bırakma kararı almıştı. Hande hepsine tek tek sarılıp odasına çıktımıştı. Elif hemen sorunu sevgilisine mesaj atmış ve böylelikle diğer başrole Zehra'nın da sorunu öğrenmesini sağladı.

...

Zehra eve toplanan; Derya, Ebrar, Ayça ve İlkin'le konuşup kendisini anlatmaya çalışıyordu. Kızlar onu bir yere kadar anlasa da yalan söylemesini saçma buluyorlardı. Hande'nin yapısını ve Zehra'ya olan tutumunu biliyorlardı, gerçekleri söylemesinin herhangi bir olumsuzluk yaratmayacağını herkes biliyordu. Zehra da bunu içten içe bilse de o anın stresiyle yanlış bir karar vermişti.

Zehra verdiği yanlış kararın üzerinde bıraktığı ağır pişmanlık hissiyle içtikçe içiyordu. Kaçıncı birasını bitirdiğini bilmiyordu ama konuşması peltekleşmiş ve anlaşılması zor bir hâl almıştı. Kızlar onu yatırmak istediğinde şiddetle karşı çıkıyordu. Hande'yi istediğini söylese de kızlar şu an bunun doğru olmadığını düşünerek Zehra'nın bu fikirden uzaklaşması için çabalıyorlardı.

...

Mina, Demir'le buluştuktan sonra ablasını merak ettiği için eve gitmeye karar vermişlerdi. İkili taksiden indikten sonra bahçe kapısına doğru ilerledi, Demir bahçe duvarından içeriyi izleyen birini fark edince Mina'ya işaret edip sessiz olmasını istedi. Sessiz adımlarla duvardaki adamın arkasından yaklaştı ve ensesinden tutup içeri soktu. Mina'nın içeridekilere seslenmesiyle Ebrar ve İlkin hızla sesin geldiği yere geldi. İkili bir Demir'e bir de elinde tuttuğu adama baktılar. İlkin başta çıkaramasa da Ebrar çocuğu tanımıştı. Ebrar, çocuğu Demir'in elinden alıp diğerlerine polisi aramalarını söyledi.

"Ben aradım, geliyorlar. Bu kim Ebrar abla?"

"Bu her şeyi birbirine katan, bir dönem ablanın peşinde koşan, Hande'ye yazan ahmak."

Mina öfkeyle Ebrar'ın sıkı sıkı tuttuğu çocuğa baktı.

"Resmen bir yuvayı yıkmaya çalıştın. Ablamı ve Hande ablayı ne kadar üzdün, haberin var mı? Yok tabii nereden olacak ki, sen onu mu düşündün? Sadece içindeki hırsla hareket ettin. Sanıyor musun ki ablamla Hande abla ayrılacak? Değil sen, senin gibi bir ordu gelse onlar ayrılmazlar. Yara alsalar bile sararlar. Eskisinden daha güçlü bir şekilde yollarına devam ederler."

İlkin ve Ebrar, Mina'ya gülümsediler. Aile böyle bir şeydi, büyük ya da küçük fark etmiyordu savunma mekanizması doğuştan yüklenmiş oluyordu. İlkin, Demir ve Mina'yı diğer tarafa yollamak istediğinde Demir karşı çıktı.

"Saçmalama abla, polis gelene kadar bu değişikle sizi yalnız bırakacak değilim. Birlikte bekleriz."

İlkin sırıtıp kardeşinin saçlarını karıştırdı. Kısa bir süre sonra polis gelince durumu izah edip çocuğu polislere teslim ettiler. İfade ve şikayet için sabah şubeye geleceklerini söyledikten sonra hep birlikte içeri geçtiler. Mina hızlıca ablasının yanına geçince Demir de kendi ablasının yanına oturdu, diğer yanında Derya kalınca gülümsedi ve selam verdi. Derya da gülümseyerek karşılık verdi. Ayça, Demir ve Mina'ya baktı.

BANA SEN LAZIMSIN  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin