Gizemli İtalyan

304 50 221
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🤍

~2024 yazı milli takım sezonu (çok yakın geçmiş)~ 'Sene 2024 adlı bölümün devamıdır efenim'

Zehra önden giden ikiliyi izledi biraz. Geçen yaz bir şeyleri az da olsa düzelttiğini düşünmüştü ama Ebrar'dan duyduğu; Hande'nin her milli takım döneminde saatler öncesinde buraya geldiğini duymak, onu yine bitik görmek Zehra'yı üzdü. Toparladığını düşündüğü şeyleri aslında toparlayamamış olduğuna üzüldü. İrem ve Mina'nın haklı olmasına üzüldü. Mile ile olan yakınlığının onu böyle üzdüğünü düşündü ve kendine kızdı.

"Aptalsın Zehra, kız seni tanıyor, anlıyor diye diye suyunu çıkardın her şeyin. Kız ruh gibi gelmiş senin yüzünden her şey. Ne yap et batırdığın her şeyi topla."

Arkasından gelen İlkin onun söylediklerinin son kısmını duymuş ve buruk bir şekilde gülümsemişti. Elini arkadaşının beline sardı.

"Ne o Güneşim sabah sabah neye söyleniyorsun?"

"İlkin, ben Mile'yle birlikte gibi mi duruyorum?"

İlkin soruyla affalasa da kısa bir süre düşündü, kafasında ikisinin yakınlıklarını tarttı.

"Yani Güneşim şöyle, ben aranızda bir şey olmadığını bildiğim için bana öyle gelmiyor ama bunu bilmeyen insanlar için çok fazla yakınsınız. Yani çoğu kişinin böyle düşünüyor olması çok doğal. Üstelik ikinizde bu iddiaları çürütmek için bir hamle yapmıyorsunuz yani bir başkasıyla görünmüyorsunuz aksine doğrular gibi daha çok bir araya geliyorsunuz."

"Offf! Bıktım, böyle olsun istemiyorum ki. Ben ne yapacağım?"

"Zehra sakin ol güzelim. Mile ile bu durumu konuş, eminim anlar. Zaten onun da ilişkisi bu durum yüzünden sıkıntı yaşıyordu."

Zehra bunu mantıklı bulmuş olacak ki kafasını sallayarak onayladı. İlkin'le birlikte içeri geçtiler. Herkes salona geçerken Zehra, Mile ile hızlıca bu durumu konuştu. Mile de bu durumdan sorun yaşadığını ama onunla nasıl konuşacağını bilemediği için bir şey diyemediğini söylediğinde Zehra sırıtıp aralarındaki yakınlığa biraz mesafe koymanın zararı olmadığını anlattı ve ikili anlaştı.

Antrenman için tüm takım salona geldiğinde öncelikle kısa bir sarılma ve sohbet faslını geride bırakıp yine ilk antrenman olacağı için çok yormadan kısa bir ısınma ve maç yapılmıştı. Böylelikle hem performanslar görülmüş hem de yorulmadan antrenman yapılmıştı.

Maçlar bittiğinde takım yarı sahanın birine oturup bir çember oluşturdu. Sezon içinde neler yaptıklarını anlatıp hep birlikte sohbet etmeye başladılar. Kızların büyük ilgisi bu sene yine Ebrar ve Hande üzerindeydi. Biri Rusya'dan biri İtalya'dan dönmüştü, en çok onlar özlenmişti. Kızlar sorulara boğarken Hande elindeki telefonla ilgileniyordu. Biriyle hararetli bir şekilde mesajlaştığı ve ara ara o güzel gamzeleriyle gülümsediği belli oluyordu. Zehra kaşlarını çatarak onu izliyordu. Kiminle konuştuğunu daha doğrusu kiminle böyle sırıta sırıta konuştuğunu merak ediyordu. İçi içini yiyordu, Hande sohbete doğru düzgün katılmıyor, telefonundaki yazışmaya devam ediyordu.

Hande, Zehra'nın bakışlarını üzerinde hissetse de kafasını kaldırıp ona bakmadı. Bu zamana kadar Zehra'ya her istediğini anında vermişti ve sonunda hep kaçak oynayan bir Zehra görmüştü ama Hande artık yorgundu, netlik istiyordu ve bu kez bunun için direnecekti. İrem haklıydı; Zehra anca kıskanırsa harekete geçerdi. Zehra'nın her geçen saniye daha çok çatılan kaşlarından sonra emin olmuştu ki İrem'le birlikte doğru yoldalardı.

BANA SEN LAZIMSIN  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin