Başkasına Güldü

342 48 179
                                    

Keyifli okumalar dilerim🤍

Olimpiyat kadrosu açıklanmıştı. Hande ve Zehra kadroda kendilerine yer bulurken İlkin'in kadroda olmayışı kızları şaşırtmıştı. Kızı oradan oraya sürükledikten sonra bir anda kadroya almamak inanılır gibi değildi hem de elemeler esnasında o kadar emek vermişken hiç inanılır gibi değildi. İlkin, Hande ve Zehra'nın aksine tedavi sürecinde de takımla yapılan antrenmanlara katılmıştı, kadroda olacağına herkes kesin gözüyle bakıyordu. Kaptan da dahil olmak üzere herkes bu durum için ellerinden geleni yapıp koçla konuştu.

Hande ve Zehra'nın tek derdi tabii ki İlkin'in kadroda olmayışı değildi. Bir yandan da çocukları yani İrem'in aşk hayatıyla ilgilenmeleri gerekiyordu. İrem, 3 gün önceki tedavilerinde Hande ve Zehra'nın yanına gelmişti. Geldiği hali pek alışılmış İrem gibi değildi. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı, bir şey olduğu belliydi.

~flashback (3 gün önce)~

Zehra'nın tedavisi bittiği için koridorda Hande'ye giderken kardeşini görünce şaşırmıştı, canı sıkışmıştır diye düşünse de yanına gittikçe durumun pek öyle olmadığını ters giden bir şeyler olduğunu anlamıştı. İrem ablasını fark ettiğinde hızla ona sarıldı. Zehra kardeşine sarılıp saçlarını öptü.

"Ne oldu benim bebeğime? Neden ağladın bakayım?"

İrem iç çekti, anlatması gereken şeyler vardı ama nasıl başlayacağını bilmiyordu. Ayrıca Hande'yi de istiyordu. İrem, ablasına daha çok sokuldu.

"Hande ablanın yanına gidelim mi?"

Zehra kafasını salladı, kardeşinin Hande aşkına artık alışmıştı ve şu an sorun bundan daha büyüktü; İrem neye ağlamıştı öğrenmesi lazımdı. İkili yavaş adımlarla Hande'nin tedavi gördüğü alana gittiler. Hande ikisini uzaktan gördüğünde gülümsese de yaklaştıklarında İrem'in ağlamış olduğunu fark edince kaşları çatıldı, İrem çok duygusal bir çocuktu bunu biliyordu ama kolay kolay dışarıda böyle ağlayacak biri de değildi. Çalıştığı doktora bakarak bugünü burada kesmesi gerektiğini söyledi, tedavisi bitmiş gibiydi bugün az yapsa bir şey olmazdı, sonuçta aile her şeyden önemliydi. Doktoru anlayışla karşıladığında Hande ayağa kalkıp üzerini temizledi. Yanda duran havlusunu alarak yüzünü ve kollarını sildi. Gözlerini kendisine yaklaşan İrem ve Zehra'dan bir an bile ayırmadı. Hande toparlandığında İrem onun yanına gelip sarıldı.

"Ne oldu balım? Neyin var senin?"

İrem'in saçlarıyla oynarken bir yandan sırtını sıvazlıyordu. İrem omuz silkti, çok mutsuzdu. Böyle olmaması gerektiğini düşünüyordu ama böyleydi. Kafasını Hande'nin omzundan çekerek önce Hande'ye sonra ablasına baktı daha sonra gözlerini etrafta gezdirdi.

"Şey burası konuşmak için biraz fazla ortak alan gibi. Daha sakin bir yere gidebilir miyiz?"

İkili, İrem'i onaylayarak eşyalarını almak için odaya geçtiler. Üzerlerini değiştirdikten sonra hep birlikte otoparka inerek arabaya geçtiler. Eskiden gittikleri sahile sürdü Zehra. Hem sakin hem de huzurlu bir yerdi ve hepsi burayı çok seviyordu. Arabadan inip bagajda her daim hazır duran kamp sandalyelerini alırken Hande de İrem'e sarılmış bir şekilde Zehra'yı takip ediyordu. Zehra sandalyeleri açtığında hepsi tek tek sandalyelere yerleşti, İrem konuşmadan önce biraz sakinlemeyi bekledi. Yolda aralıklarla ağlamıştı, muhtemelen az sonra tekrar ağlayacaktı ama yine de kendini toparlamaya çalıştı.

"Hani siz bana 'birini istiyorsun ama sanki aklında biri var' falan diyordunuz ya ha işte o konuda haklıydınız. Aklımda da kalbimde de biri vardı yani var. Gerçi ben de onun aklında kalbinde varım sanıyordum da yokmuşum sanırım."

BANA SEN LAZIMSIN  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin