BANA SEN LAZIMSIN

Toplantı

Keyifli okumalar dilerim. 🤍

Hande ve Zehra'nın havaalanında magazin tarafından görüntülenip, haber olmasının üzerinden 1 hafta geçmişti. Bu 1 hafta boyunca kızlar birkaç kez daha federasyon yetkilileri tarafından aranmıştı. İkili tavırlarını hiçbir şekilde değiştirmemiş; özel hayatlarının sadece ikisini alakadar ettiğini savunmaya devam etmişti. Bu 1 haftada Zehra tedavisine devam ederken Hande de tedavisine başlamıştı. Sakin bir süreç geçirmeyi planlayan ikili içine düştükleri bu karmaşaya şaşırmadan edemiyordu. Haber olan videoyu izlemişlerdi, normal bir şekilde sarılan iki kişiden daha fazlasını görmek mümkün değildi. Bu olsun nasıl böyle bir yere geldi anlamıyorladı.

Federasyon yetkilileri, takım sorumluları ile 1 haftadır koordinasyon ve iletişim halindeydi. Zehra'nın haklı olduğu noktayı konuşuyorlardı; Hande ve Zehra milli takım için vazgeçilmez iki sporcuydu ve şimdi onları özel hayatları yüzünden gözden çıkarmak konusunda büyük bir tartışma yaşıyorlardı. Kızların bu konuda geri adım atmamaları, takım sorumluların ve koçun ikiliyi mutlaka takımda istiyor olması federasyonu köşeye sıkıştırıyordu. Yine de öyle kolay pes edecek gibi değillerdi, işleri yokuşa sürmek için çabalıyorlardı...

Hande tedavi sürecinde zorlanıyordu. Günde 6 saati geçen tedavilerin sonunda gözlerindeki yaşlara engel olamıyordu Hande. Zehra her günün sonunda onu bekliyor, gözlerindeki yaşları siliyor ve yerlerine birer öpücük bırakıyordu. Tedavi çıkışlarına bazen İrem ve Mina gelerek onlara moral olmaya çalışıyordu. Tedavilerinin son 2 gününde İlkin de onlara katılmıştı. Bileğindeki sakatlık için onun da tedavisine başlanmıştı...

...

Federasyon yetkilileri istemeyerek de olsa takındıkları sert tavırda geri adım atmak zorunda kalmıştı. Olayın üzerinden 10 gün geçmiş ama Hande ve Zehra da hiçbir değişiklik olmadığını görmüşlerdi. İkili tedaviden birlikte fotoğraf atıyordu, bazen kahve içerken paylaşım yapıyordu. Yakınlıklarını gizlemek yerine daha çok insanların gözlerine sokuyorlardı. Aramalara ve mesajlara olan dönüşlerinde de hiçbir yumuşama olmamıştı. Bu yüzden bugün tedavi sonrasına bir toplantı ayarlamışlardı. Hande ve Zehra menajerleriyle yollarını ayırdıkları için toplantıda yalnızca ikisi olacaktı.

Tedavi sonrasında hastaneden çıkıp otoparka giderken İlkin de onlara eşlik ediyordu. Hande, Zehra'ya göre bu konuda daha gergindi. Zaten 3 seneye yakın süren ayrılıklarının sebebi de insanların bu salak saçma baskıları olduğu için Hande bu konuda öfkesini kontrol etmekte zorlanıyordu. İlkin ikisini de öptükten sonra destek olmak için omuzlarını sıktı.

"Ne olursa olsun canınızı sıkmayın, biz hep birlikte her şeyin üstesinden geliriz. Haber vermeyi sakın unutmayın."

Hande gülümsedi. Kafasını sallayarak onayladı arkadaşını, tedavisi en son biten kişi olduğu için acıları daha tazeydi bu yüzden arabaya geçti. Zehra da İlkin'e teşekkür edip kısaca olasılıklar hakkında konuştuktan sonra arabaya geçerek sevgilisinin boynuna bir öpücük kondurdu.

"Aşk kadın Baladın, bugün kendini nasıl hissediyor bakalım? Ben seni biraz daha iyi gördüm, tedavi sonrasında ilk defa böyle rahat yürüdün."

"Evet daha rahat yürüdüm, sanırım daha iyiyim ama hâlâ çok fazla acı var. Benim Güneşim nasıl bugün?"

"Daha iyiyim sevgilim, daha da iyi olacağız."

Zehra yavaş yavaş federasyon binasına ilerlerken bir yandan da Naz'la konuşuyordu ikili. Naz onlara sakin olmalarını, tavırlarını devam ettirseler de ani bir çıkış yapmamalarını anlatıyordu. Hande'nin ayrılıklarının gerçek yüzünü öğrendikten sonra bu tarz baskılara olan fevri çıkışlarını bildiği için özellikle onu uyarıyordu. Zehra arabayı park ettikten sonra ikili Naz'a veda ederek arabadan indi. Federasyon binasına girdikten sonra sekreterlerden biri onlara toplantı odasına kadar eşlik etti. Kızlar odaya geçtiğinde yetkililerin zaten toplandığını gördüler. Bu 10 gün içinde bir kez bile konuşmayan  Mehmet Akif başkan da toplantıya katılmıştı. Hande onu fark ettiğinde ağzından küçük bir 'hah' kaçmasına engel olamadı. Şu an en çok sinir olduğu kişi belki de başkandı.